Gerçek mi yapay mı ?

Bilim kurgu türünün kült klasiği Blade Runner (Bıçak Sırtı) 1982’de vizyona girdiğinde ilgi görmedi ama zaman içinde bir kült klasiğe dönüştü. Tam 35 yıl sonra fütüristik film noir’ın devam filmi yapıldı, Blade Runner 2049, ne yazık ki ülkemizde dağıtımcı şirket Sony tarafından sansür edilerek gösterime sokuldu.

Aslı Selçuk

21. yüzyılın başlarında Tyrell şirketi robot evrimini Nexus seviyesine  ulaştırmıştır. Bu robotlar nerdeyse insanla özdeştiler ve kopya, replikant olarak adlandırılıyorlardı. Nexus 6’lar onları yaratan genetik mühendislerden daha üstün ve en az onlar kadar zekiydiler. Dünya dışı keşif ve kolonileştirme sürecinde köle olarak kullanılıyorlardı. Bir Nexussavaş timi insanlara karşı  isyan edince replikantlar dünyada yasadışı ilan edilip ölüme mahkum edildiler. Keskin nişancı (blade runner) birimleri adı verilen özel polis ekipleri dünyaya gelen tüm kopyaları öldürmekle görevlendirildiler. Bu infaz değildi, emekliye ayırmaydı. Philip K.Dick’in Do Androids Dream of Electric Sheep adlı öyküsünden Hampton Fancher ile David Peoples’ın senaryolaştırdığı fütüristik film noir Blade Runner’ı Alien’ın (Yaratık/ 1979) çeken Ridley Scott filmleştirdi. Los Angeles’ta 2019’da geçen öyküde yerküre savaşlardan ve salgınlardan ötürü gittikçe yaşanmaz duruma gelir, hava kirlenmesi, nüfus artışı, hayvanların yok olmasından ötürü dünya dışı kolonilerde yaşam başlatılır. Sipariş üzerine insansı robot kopyalar yapılır. Tasarımcılar  bir süre sonra bu replikantların kendi duygusal tepkilerini geliştirdiklerini farkederler ve onlara dört yıllık ömür süresi verirler.

Dünyaya gelen dört Nexus 6 modelini avlaması için Los Angeles polis bölümünden Rick Deckard (Harrison Ford) görevlendirilir. Replikantların tek istekleri yaşam sürelerini uzatmaktır, onlar da insanların sordukları aynı soruları sorarlar: Bizler nereden geldik, nereye gideceğiz, ömrümüz ne kadar ? Blade Runner’ın mirası çok karmaşıktır. Seksenlerin başında, filmden sonra Blade Runner’dan Sonra Marksizm başlıklı stil etüdleri yapıldı. Filmi her yere , ekonomiye, sanata, şehirciliğe koymak mümkündü.  ana temaları ekoloji ve vahşi kapitalizmdi. Kopyaların lideri Roy Batty
(Rutger Hauer) kimliğini ve insanlığını sorgular. Yaratıcısı Tyrell’e ulaşıp ona sorular sormak ister. Sonunda babasına ulaşır, Tyrell’i öldürerek Lucifer’e dönüşür. Ardından İsa peygamber konumuna  geçer, avcısı Deckard’ı ölümden kurtarır. Replikant Batty’nin diyalogu etkilidir: “ Öyle şeyler gördüm ki siz insanlar inanamazdınız. Orion üzerinde ateş almış saldırı gemileri. C- ışınlarının Tannhauser Kapısı yanında karanlıkta parlayışını izledim. Bütün bu anlar zaman içinde yitip gidecek tıpkı yağmurdaki gözyaşları gibi. Ölme zamanı”. Batty replikant olmasına karşın insandan daha duyarlıdır. Origamiler yapan polis Gaff (Edward James Olmos) finalde “Ama zaten kim yaşıyor ki ?” der.


Seksenlerin başında ABD’inde başkan Ronald Reagan topluma geleceğin güzel olacağını vaad eder, insanlar mutlu olmak ve güzel filmler görmek isterler. 1982’nin en iyi iş yapan filmi E.T olur, ardından Star Trek 2: The Wrath of Khan gelir. Distopik, felsefi, karanlık varoluş filmi Blade Runner
gişede başarılı olmaz. Ridley Scott çekimden önce kardeşini kanserden yitirdiği için tüm ruh halini filmine yansıtır. Harrison Ford, Rutger Hauer, Sean  Young, Daryl Hannah, Edward James Olmos, Joanna Cassidy’den oluşan  yetkin Bir oyuncu kadrosu kurar. Vangelis’in elektronik müziği, özel efektler,  ekileyici görüntüler (Jordan Cronenweth) filmi zaman içinde kült bir klasiğe dönüştürür.

1982’de Blade Runner yapım şirketinin istediği versiyonla gösterime girdi. 1992’de Yönetmenin Kurgusu vizyona çıktı, 2007’de Blade Runner  sinema salonlarında yeniden gösterime girdi, çift diskli Dvd satışa sunuldu. 2011’de Alcon Entertainment filmin devam haklarını satın aldı. 2012’de Ridley Scott devam filmini yapmayı kabul etti, özgün senaryoyu yazması için ilk filmin senaristi Hampton Fancher’ı ikna etti. 2013’te senarist Michael Green senaryo yazımına katıldı. 2014’te Harrison Ford, Deckard rolü için evet dedi. 2015’te Scott, Alien Covenant’la uğraştığı için devam filmini Denis Villeneuve’ün çekmesini istedi, 2016’da 35 yıl sonra devam filmi Blade Runner  2049’un çekimlerine Budapeşte’de başlandı, süperprodüksiyon bağımsız yapım gibi gerçekleştirildi.


“İlk kez bir başkasının düşsel vizyonunu perdeye uyarlıyorum.  Ridley Scott ve senaristi Hampton Fancher’ı onurlandırma endişesiyle  doluydum. İlk kez bu kadar uzun bir zamanda film çektim, 150 gün boyunca setteydim. Oda müziği yaparken kendimi senfoni orkestrasının karşısında buldum. Hindistan, Yeni Zelanda, Kanada, İngiltere’den katılan elemanlarla çalıştım. Zaman zaman hiç alışık olmadığım bir diktatöre dönüştüm. Bu filmde bekaretimi yitirdim” diyor Incendies, Enemy, Prisoners, Sicario, Arrival filmlerinin yönetmeni Villeneuve. Filmlerinde iki dünya arasında bağlantı kuran, bu bağlantıyı bilinçaltıyla oluşturan  yönetmen Blade Runner 2049’da da bu temanın varolduğunu  belirtiyor. “Benim vizyonuma yakın, Ridley’inkine uzak bir film oldu ama Ridley filmi çok sevdi. Yeniden çevirimi kabul etmek intihar etmek demekti ama senaryo beni büyüledi. Ridley ilk filmin gizemini korumamı, çekim açısı dışında kalanı korumamı önerdi. İlk film  bir düştü, senin de aynı düş dünyasını kurman gerek dedi. Amacım  ilk versiyona saygıda bulunmaktı” diyen sinemacı planlarının % 99’unun doğal olduğunu, özel efekt kullanmadığını açıklıyor. Yeşil ekran önünde çekim yapmadığını, dekorların, arabaların gerçek olduğunu, hepsinin Budapeşte’de yapıldığını belirtiyor. Müzikler Johan Johansson, Benjamin Wallfisch, Hans Zimmer’in. Devam filmi yine aynı soruları soruyor : anıların önemi, insan olmak, insanın empati  kapasitesi nedir ? . İnsan ve yapay insan arasındaki fark, etik, gerçeğe dönüşen sanallık, vahşi kapitalizm gibi aynı temaları işliyor.

Los Angeles 2049. Kıyametin ardından yaşamda kalabilen insanlar yeni model replikantları Nexus 8’leri yapmışlardır.  Bir Nexus 8 olan polis memuru K’ya (Ryan Gosling) eski model replikantları avlama görevi verilir. K, bir kopyayı imha etmeye gittiği çiftlikte gizemli bir ipucu bulur. Bu ipucu onu 30 yıldır  kayıp olan keskin nişancı Rick Deckard’a (Harrison Ford)  götürecektir.



1960’ların 70’lerin kült bilimkurguları Planet of the Apes, 2001: A Space Odyssey, Silent Running, Soylent Green, Dark Star,  Logan’s Run tarzında filmini çeken Denis Villeneuve, ustası Ridley Scott’ın hatırını kıramamış. İlk versiyondaki karanlık atmosferi ustalıkla kurmuş, görselliği doruğa çıkarmış. Şimdilerde Dune’un yeni versiyonunu çekmeye hazırlanıyor. Ülkesi Kanada’da kalıp Enemy, Prisoners, Sicario gibi filmler yapmayı sürdürse keşke. Hollywood’da ödün vermeyen çok az sayıda yaratıcı var. İlk versiyonun yeri  zor doldurulur. Blade Runner 2049’un final sekansı ikinci bir  devam filminin iletisini veriyor.

 

Blade Runner 2049 ne yazık ki ülkemizde yapım şirketi Sony  tarafından sansürlenerek sinemalarımızda gösterime sokuldu. Fransızların bir sözü vardır: Bon pour l’Orient (Şark için iyidir), Bu sansürleme tam da bu sözün kanıtı niteliğinde.