'Gerçeğin umursanmadığı bir dönemin romanı'

Timur Soykan'ın yeni romanı "Liste", okurunu 2012'ye; MİT, Cemaat, İktidar arasındaki güç ilişkilerinin gün yüzüne çıktığı günlere götürüyor. Bu ilişkiler ağının ortasında paylaşılamayan güç unsuru, romanın tartıştığı, düşündürdüğü temel mesele olarak dururken Soykan, "Katiller devletin her yerine çöreklenmişse gerçeğe nasıl ulaşabilir?" sorusunun peşinden gidiyor. Timur Soykan'la kitabını konuştu

Eray Ak

 

- Liste'yi yazmanız için sizi harekete geçiren neydi? Yaşadığımız siyasi zemin, politika mı yoksa iyi bir polisiye roman yazmak mı?

- İnsanların katili merak edeceği, okurken heyecanla izini süreceği bir polisiye yazmayı hedefledim. Bence siyasi zemin ve ülkede devletin geldiği hal bir polisiye için çok elverişli atmosfer meydana getiriyor. Kitap bu nedenle 2012'de geçiyor. Hükümet-Cemaat ortaklığı bozulmuş, henüz kamuoyu önünde olmasa da kavga başlamış. Böyle bir atmosferde okur sadece katili aramıyor; polis, istihbarat, ordudaki çatışmalar, gizemli yapılanmalarla yüzleşiyor.

- Liste için aynı zamanda bir "gazetecilik romanı" da diyebilir miyiz bu bağlamda? Gündemi çok iyi okumuş, bunun içine kendi görüşleri doğrultusunda eklemeler yapmış, tabii en önemlisi "ne olmuş olabilir" sorusu ekseninde kurgu geliştirmiş bir gazeteci...

- Aynen öyle. Hükümet-Cemaat kavgasının henüz kamuoyuna yansımadığı günlerde neler yaşandığını anlatma kaygısı da taşıyor roman. Çünkü bu kavgada yaşananların büyük çoğunluğunu hâlâ öğrenemedik. Sonuçta iki taraf aynı zamanda da suç ortağı. Erdoğan'ın, Cemaat'e savaş ilan etme kararını ne zaman, nasıl ve neden aldığı tam olarak açıklanmış değil. Şimdi kandırıldıklarını söyleyenler henüz operasyonlar başlamadan Cemaat'in neler yapacağını biliyordu. Hepsini birlikte planladılar. "Ne istedilerse verdiler." Askerî vesayeti kaldırdıktan sonra karşılarında öyle bir bolluk vardı ki paylaşamadılar.

- İçinde "tepki" de barındıran bir roman Liste. Bu açıktan alınmasa da seziliyor, derinde hissediliyor. Bu tepkinin nedenleri neler? Bu tepkinin içini doldurmanızı istesem sizden...

- Adalet toplum yaşamı için uydurulmuş bir kavram değil. Adalet; insan için yokluğu çok acı olan bir duygu. İktidar, siyasi hedefleri için adaleti o kadar hoyratça o kadar kötü niyetle hırpaladı ki buna tepki duymamak mümkün değil. Ama en kötüsü; gerçeği kimsenin umursamamasıydı. Düşünsenize; herkes iftirayı biliyor, kumpasın farkında, buna mani olmak için görevli olanlar bile kendi çıkarları, makamları için yıllarca sustu. Hepsi "cemaatçi" ya da "iktidar yanlısı" değildi. Binlerce hakim, savcı mesleğine, adalete tecavüz edilirken sessizce izledi. İyi bir atama için onlara yakın görünmeye çalıştılar. Devletin kirli çarkları insanların bu zaafları sayesinde dönüyor. İktidar gücüyle gerçek örtüldü ve hâlâ örtülüyor. Ben Zavallı'da da Liste'de de insan ile devlet ilişkisinde bu yönü vurgulamak istedim.

- MİT, Cemaat ve İktidar arasındaki güç ilişkilerinin çarpışması belirliyor romanın eksenini. Bu anlamda günü edebiyatla okumak, yazmak nasıl bir deneyimdi sizin için?

- Bu çarpışma olay örgüsüne ve kitaptaki heyecana büyük katkı da yapıyor. Kurguyu güçlendiriyor. Çünkü ana kahramanımız Çavlan, katili ve listeyi ararken kendi teşkilatında engel olanlar var. Listeyi ondan önce bulmaya çalışan başka polisler, istihbaratçılarla yarışıyor, çarpışıyor. Herkes şüpheli ve kimseye güvenemez. Devletteki kavganın somut olarak, soruşturmada, günlük hayattaki yansımalarını okuyoruz.

Günü edebiyatla okumaya gelince; hayatın zaten edebiyatının, kendi kurgusunun olduğunu düşünüyorum. İnsanın hayal gücünün yetişemeyeği gizemler, sürprizler, harika bir kurguyla günlük yaşamda karşımıza çıkıyor. Yakın zamanı bu gözle izleyip kaleme dökmeye çalıştım.

 

"GERÇEK BİR POLİS SORUŞTURMASI"

- Polisiye anlamda neleri öne çıkarmak istediniz romanda? Bir katil kim kurgusu Liste, evet ama içinden gerçeklik de güçlü bir nehir gibi akıyor... Gerçek ve kurgu iç içeliğinin metne neler kattığını düşünüyorsunuz?

- Şüphelerin farklı kişi ya da yapılar arasında gezmesi polisiye anlamda önemliydi. Çünkü Liste'de sadece katilin kim olduğu değil, tetiği hangi grubun çektirdiği, söz konusu listede neler yazdığı da merak ediliyor. Bence kitabın önemli özelliklerinden biri; henüz başlarda katil ile ilgili bir ipucunun bulunması. Yani dikkatli okur, o ipucunu fark ederse katili "yakalayabilir". Ya da kitabın sonunda ortaya çıktığında bunu hatırlayıp keyif alabilir. Kurgunun bir gerçekler sahnesinde oluşturulmasının hikâyeyi güçlendirdiğini düşünüyorum. Çünkü o siyasetçilerin ağzından sık sık duyduğumuz, gazetelerde okuduğumuz olayların hepsinin içinde insanlar, hikâyeler, ihanetler, çatışmalar ve daha pek çok detay var.

- Kitapta bir polisin bir soruşturmayı nasıl yürüteceğini de bütün gerçekliğiyle okuyoruz. Bunun için inceleme yapmanız gerekti mi?

- Bu konuda gazeteci olmanın avantajı var. Meslek gereği polisin soruşturma yöntemleri konusunda bilgi sahibi olabiliyoruz. Liste'nin bu anlamda gerçekçi olmasını çok önemsedim. Kitabın en zor yanı da buydu. Teknolojik gelişmeler sayesinde bir zanlıyı bulmak ya da tespit etmek için çok sayıda seçenek var. MOBESE'lere bakarsın, güvenlik kameralarını incelersin, baz sinyalleri, HTS kayıtları, kredi kartı incelemesi... Yazarken bunların eksiksiz olarak yapıldığını göstermeye çalıştım. Yani gerçek bir polis soruşturmasında neye bakılıyorsa kitapta olsun istedim.

- Kahramanınız hakkında da konuşmak isterim; Çavlan... Günümüz düşünüldüğünde pek çok sembolik anlamı sırtlıyor Çavlan. Sizden duymak isterim: Çavlan'la bize göstermek istedikleriniz neler?

- Çavlan yazılması zor bir karakter. Ruhu içine kaçmış biri. Böyle gizemli insanlar her zaman edebidir. İçinde fırtınalar kopsa bile yüzünde bir mimik oluşmuyor. Ama güçsüz kişiliği, heybetli bedeninden, maske gibi ifadesiz suratından çok memnun. Çünkü bu sayede zayıflığını, zaaflarını gizleyebildiğini düşünüyor. Aynı zamanda bu nedenlerle kimsenin yakınlaşamadığı, sevmediği biri. Sevgisini gösteremediği için en yakınındakiler için mutsuzluk kaynağı. Geçmişi derin yaralarla dolu. Siyasi hesaplar nedeniyle mesleğine ihanet etmiş ve bu onu kemiriyor. Katili ararken onun içindeki savaşı da okuyoruz. En büyük avantajı ise muhakeme yeteneği...

- Sizce bir dönem romanı olarak okumak mümkün mü Liste'yi?

- Evet. Gerçeğin kimsenin umurunda olmadığı bir dönemin romanı. O dönem maalesef hâlâ devam ediyor.

- İsimler verilmese de roman önemli ölçüde gerçek kişiler üzerinde kuruluyor. Anlatımında, sizin ifadenizi zorlayan durumlar oldu mu?

- Politik figürlerin, bürokratların gerçek kişiler olmasına özen gösterdim. Bu kurguyla gerçeğin harmanlaması için anlamlıydı. Karakterlerin sahiciliği okurdaki etkiyi artırır diye düşündüm. Kitapta Çavlan dahil pek çok karakter için tanıdığım insanlardan esinlendim. 

Liste / Timur Soykan / Kırmızı Kedi Yayınları / 380 s.