Genelkurmay istedi MİT fişledi

Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın kaleme aldığı ‘Mahrem’ isimli kitaptan çıkan gerçekler: Genelkurmay istedi, MİT gazetecileri fişledi. Aralarında yazarlarımız Hikmet Çetinkaya, Aydın Engin de var.

Ahmet Şık/Cumhuriyet

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın, 2001 yılında Genelkurmay Başkanlığ’nın talebi üzerine bazı gazetecileri fişlediği ortaya çıktı. “İntikal Eden Bilgilere Göre Çeşitli Tarihlerde Örgütsel Bağlantıları Sebebiyle Mahkemelerce Yargılanan Basın Mensupları” isimli 9 Ocak 2001 tarihli belgede, 28 gazetecinin geçmişte yargılandığı siyasal davalara ilişkin bilgilere yer veriliyor. Gazetemiz yazarları Aydın Engin ve Hikmet Çetinkaya ile Murat Belge, Ali Kırca, Cengiz Çandar, Nuri Çolakoğlu gibi tanınmış isimlerin bulunduğu belgede, adından da anlaşılacağı gibi 1960’lardan belgenin hazırlandığı 2001’e kadar örgütsel faaliyetler iddiasıyla haklarında açılan soruşturma ya da davalar hakkında bilgi veriliyor. Söz konusu belge, gazeteciler Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın kaleme aldığı “Mahrem / Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları” isimli kitapta yer alıyor. Bilgisayar korsanlığı yoluyla bilgisayarlarına yerleştirilen ve Odatv davasının sanıkları yapılan gazeteciler, raflarda yerini alan yeni kitaplarında dava dosyasına konulmayan belgelere de yer verdi. Virüslü e-postalar yoluyla bilgisayarlara yüklenen bu ve benzeri belgeler nedeniyle Odatv çalışanları gazetecilere “Devletin gizli belgelerini çalmak” suçlaması da yöneltilmiş ve tutuklulukların delilleri arasında gösterilmişti. Terkoğlu ve Pehlivan kitaplarında söz konusu belgelerin tümüne yer verdi.

 

Aliyev’in Cemaat operasyonu engellendi

ABD Bakü Büyükelçisi Anne Derse tarafından 5 Ağustos 2008’de Washington’a gönderilen kripto doğrudan Gülen Cemaati’nin Azerbaycan’daki yapılanmasını irdeliyor. “Azerbaycan’da Fethullah Gülen Ağının Varlığı” başlıklı belgeye göre; Gülen Cemaati’ne yönelik bir Azerbaycan yaptırımını o günlerde dönemin Başbakanı Erdoğan engelliyor.

Söz konusu olayı Büyükelçi Derse Washington’a şöyle aktarıyor: “Yerel bağlantılarımızın belirttiğine göre, AKP’nin Türkiye’de iktidara gelmesinden bu yana, kimi Azeri hükümet yetkilileri Gülen’in faaliyetleri konusunda artan bir ihtiyatlılık sergiliyorlar. Geyushev’in bize aktardığına göre 2006 yılının sonlarında Azerbaycan hükümeti içerisinde, Fethullah Gülen ağının üzerine gidip gitmemek konusunda bir politika belirleme tartışması yürütülmüş. Azerbaycan seçkinlerinden –aralarında Şeyh Allahşükür Paşazade ve Ulusal Güvenlik Bakanı’nın da bulunduğu– kimi önemli isimler daha geniş bir Sünnilik karşıtı kampanyanın bir ayağı olarak Fethullah Gülen hareketinin üzerine gidilmesini savunmuşlar. Ancak Türkiye Başbakanı Erdoğan, Devlet Başkanı Aliyev’le yaptığı bir görüşmede Çağ Öğretim adına araya girmiş. Geyushev, Çağ Öğretim okullarının faaliyet göstermeye devam edebilmesinin, Türkiye’nin iç siyasetiyle, adlı adınca AKP’nin iktidarda kalma becerisiyle yakından ilgili olduğunu ileri sürüyor. Aynı zamanda Türk misyonerler olduğu iddia edilen kişilere yönelik periyodik tutuklamalar da yaşanıyor, ne var ki Büyükelçilik bu kişilerin Fethullah Gülen ağıyla bağlantılı olup olmadıklarını bilmiyor.”

 

Erdoğan Azerbaycan ordusundakiler için devrede

13 Mart 2009 tarihli ve yine Bakü Büyükelçisi Anne Derse imzalı belge, “Azerbaycan-Türkiye: Hâlâ Tek Millet, İki Devlet mi” başlığıyla bir sorgulamada bulunuyor. Kriptoda, Azerbaycan Hükümeti’nin dış kaynaklı İslami etkilere karşı düşmanca bir yaklaşım geliştirse de, Gülen Cemaati’ne gösterdiği müsamahanın sebebinin Türkiye ile ilişkileri olduğu söyleniyor. Ancak, “Azeri Hükümeti grubun faaliyetlerini yakından izliyor” denildikten sonra, yine 2006 yılındaki Cemaat operasyonunu Erdoğan’ın durdurduğundan söz ediliyor. Fakat bu kez Erdoğan’ın kurtaramadığı bir ekip hakkında da bilgi veriliyor:

“Türkiye Başbakanı Erdoğan, Devlet Başkanı Aliyev’le yaptığı bir görüşmede Çağ Öğretim adına araya girmiş.

Erdoğan, Aliyev’den Azerbaycan Ordusu içerisinde gizli kapaklı toplantılar düzenleyen, Türkiye’den ilham almış dinci bir kliğin bazı üyelerinin serbest bırakılmasını istediğinde aynı başarıyı gösterememiş.

 

Fişlenen o gazeteciler

Mehmet Murat Kadri Belge, Ali Kırca, Doğu Perinçek, Hasan Yalçın, Hikmet Çetinkaya, Mete Belovacıklı, Nuri Çolakoğlu, Kamil Tekin Sürek, Ragıp Zarakolu, Veysi Sarısözen, Hikmet Çiçek, Bilal Çetin, Cengiz Kuşçuoğlu, Aydın Engin, Oral Çalışlar, Süalp Çekmeci, Necdet Açan, Ercan Arıklı, Aydın Çubukçu, Cengiz Çandar, Gülay Göktürk, Şahin Alpay, Burhan Kavuncu, Atasay Müftüoğlu, Nurettin Şirin, Mehmet Uğurlu, Mehmet Cevher İlhan, Alişan Satılmış

 

1960’tan 2001’e kadar isim isim, tarih tarih

Genelkurmay’ın talebi üzerine MİT tarafından hazırlanan, “İntikal Eden Bilgilere Göre Çeşitli Tarihlerde Örgütsel Bağlantıları Sebebiyle Mahkemelerce Yargılanan Basın Mensupları” isimli belgede 28 gazeteciye yer verildi. Gazeteciler Mehmet Murat Kadri Belge, Ali Kırca, Doğu Perinçek, Hasan Yalçın, Hikmet Çetinkaya, Mete Belovacıklı, Nuri Çolakoğlu, Kamil Tekinsürek, Ragıp Zarakoğlu, Veysi Sarısözen, Hikmet Çiçek, Bilal Çetin, Cengiz Kuşçuoğlu, Aydın Engin, Oral Çalışlar, Süalp Çekmeci, Necdet Açan, Ercan Arıklı, Aydın Çubukçu, Cengiz Çandar, Gülay Göktürk, Şahin Alpay, Burhan Kavuncu, Atasay Müftüoğlu, Nurettin Şirin, Mehmet Uğurlu, Mehmet Cevher İlhan, Alişan Satılmış’la ilgili belgede 1960’lardan 2001’e kadar yargılandığı davalar, isim isim tarih tarih mahkeme sonuçlarına kadar yer aldı.

Odatv davasının dosyaları arasında yer alan bir yazışmada MİT, hazırladıkları belge ile ilgili kendilerine yöneltilen bir soru üzerine savcılığa, “Ele geçirilen dokümanın, Genelkurmay Başkanlığı’nın şifahi talebi doğrultusunda hazırlanarak 09/01/2001 tarihinde istek makamına elden iletilen çalışma olduğu, tespit edilmiştir” yanıtını verdi. Ancak Genelkurmay Başkanlığı ise aynı belge ile ilgili ise savcılığa “Kayıtlarımızda rastlanmamıştır” yanıtını verdi.