Gemlik Belediye Başkanı Sertaslan: Katılımcı projeler hayat buluyor

Gemlik’te 31 Mart’ta AKP’den belediye başkanlığını alan CHP’li Mehmet Uğur Sertaslan, ilçenin tek bir siyasi anlayışın yaşam biçimine göre şekillendirildiğini yeni dönemde ise tüm yurttaşların kendini ilçeye ait hissedeceğini belirtti. Projelerin hayata geçirilmesinde Gemliklilerin katılımını esas aldıklarını anlatan Sertaslan, ilçenin kentsel dönüşüm sorununu çözmeyi ve Gemlik zeytinini dünya standardına kavuşturmayı ise birinci önceliği olarak gördüğünü söyledi. İlçede kurulması planlanan yerli otomobil fabrikasını televizyondan öğrendiğini kaydeden Mehmet Uğur Sertaslan, “Bizlere haber verilmemesi hoş bir durum değil. Ancak söylendiği gibi bir fabrika kurulacaksa bundan da mutlu olurum. İlçede yaşanabilecek nüfus artışına karşı tedbirlerimizi almaya başladık” dedi.

Ali Açar

Gemlik Belediyesi'nde bir araya geldiğimiz Sertaslan, Cumhuriyet'in sorularına özetle şu yanıtları verdi: 

-31 Mart’ta AKP’den belediye başkanlığını aldınız. Nasıl geldi bu başarı. Neyle karşılaştınız? 

Maddi olarak Türkiye’deki bütün belediyeler gibi bizde borçlu bir belediye devir aldık. 100 milyonun üzerinde bir bir borç vardı ve insanlar faturalar ödensin diye kapıda bekliyordu. Önceliğimiz tasarruf oldu. Diğer taraftan bir siyasal anlayışın yaşam biçiminin dayatıldığı, sanki onların dışında başka bir hayat yokmuş gibi bir dayatma söz konusuydu. En azından başka düşünceye sahip insanlarda bu algı vardı. Biz bunun ortadan kaldırılacağını, herkesin dili, dini, rengi, inancı rahatlıkla yaşayabileceği bir siyaset anlayışını hakim kılacağımızı gösterdik. Belediyeyi aldığımızda kültürel hayata ilişkin faaliyetlere girmeyen, sporu futboldan ibaret sayan ve sanata destek olmayan bir yapı bulduk. Tüm bunları tek tek ele alarak ‘Marmara’nın incisi Zeytin’in başkenti Gemlik’ iddiasını hayata geçirmek için 520 personeli bu sürece dahil ederek kısa sürede insanların güveninin boş olmadığını gösterdik. 

-9,5 ayda neler yaptınız? 

Bu sürenin ilk 6 ayı ortaya koyduğumuz hedefi hayata geçirmek için personelimizi hazırlamakla geçti. Birlikte bizi hedefe götürecek strateji planı yaptık. Ortaya koyduğumuz 62 projeyi Gemlikte yaşayan yurttaşlarımıza sorduk.  yaptığımız anket sonucunda onların öncelik verdiği projeler öne alındı. İlk 20 proje içinde daha çok sosyal hayata dokunan ve dezavantajlı yurttaşların önündei engelleri kaldırmaya yönelik projeler öne çıktı. İlk sırada engellli yurttaşları evinden alarak istediği yere bırakacak olan “Engelli taksi” projesi yer aldı. Bunun yanında kreş ve huzur evi yapılması istendi. Bu istekler birinci yıl dolmadan bitmiş hale geldi. İlçemizde sosyal hizmetler ekibi kurarak 617 ihtiyaç sahibini tespit ettik ve evlerine giderek onları dinledik. Önümüzdeki günlerde halk market hayata geçecek ve ihtiyaç sahipleri buralardan ihtiyacını karşılayacak. Bu yıl bin 600 çocuğa okul seti dağıttık. 3 gün süren bir festival yaptık. Ramazan ayında mahallelerde kurduğumuz sofralarla yurtaşlarımızla birarada olduk. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın şerhinin olduğu ve sosyal konut üretim alanına ilişkin 74 milyonluk tahaddüt şerhini kaldırdık. Ve bunları yaparken de büyük bölümü sponsorlar vasıtasıyla yada belediyeden minimum paralarla gerçekleşti. 

‘DEPREM RİSKİ KORKUTUYOR’

-Gemlik’in size göre en önemli sorunu ne? 

Tartışmasız deprem riski. Her geçen gün bugün bir şey olurmu diye korkuyorum. İlçede kentsel dönüşüm hep konuşulmadan öteye gidememiş. Elimizde hiç bir veri yada envanter yok. Kaç tane konut var deseniz yanıt verecek bilgi kaynağımız yok. Bunun için kentsel dönüşüm müdürlüğü oluşturduk. Belediye olarak hazırlıklara da hemen başladık. Öncelikli olarak 4 mahallemizde kaç ev var, kaç metrekare, içinde kaç kişi yaşıyor, kentsel dönüşümü destekliyorlar mı, kaçı ev sahibi yada kiracı gibi çalışmalar yaptırıyoruz. Eski Gemlik dediğimiz bölgede en geç bina 40 yaşın üstünde. Yurttaşlar doğal olarak evlerimiz yıkılacak mı diye korkuyor. Ama biz yaptırdığımız çalışmayla en az maddi külfetle ve yerinde dönüşümle çözmeyi istiyoruz. İnsanlar kentsel dönüşüme evet derken mağdur da edilmek istemiyor. Bizim de öncelğimiz bu.  Bunu tabi tek başına yapma şansımız yok. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Çevre Şehircilik Bakanlığı da bu projenin bir ayağı olacak.   

-İlçe’de bir çok tarım kooperatifi var. Belediye bunu nasıl destekliyor?

Biz bu kooperatifleri kadının ekonimk hayata katılması noktasında önemli görüyoruz. Biz geldiğimiz de 1 tane vardı şimdi 8 oldu. Destek verdikçe yenileri açılıyor. Biz kadınların ev ekonomisine katkı vermesini ve halk eğitim merkezleri aracılığıyla ekonomik değeri olan el emeğini de ortaya koymalarını önemsiyoruz. Bizim ilçemizin sofralık zeytini dünyada birinci sırada geliyor. İlçede yaklaşık 2,5 milyon zeytin ağacı var. Bunun yaklaşık bir milyonu atıl halde ve bakılmıyor. Veraset kanunun bölünmesi, tarım politikalarının yanlışlıkları nedeniyle zeytin evi gaçindirecek ürün olmaktan çıkmış halde. Gemlik zeytini bir ağaçta ortalama 15 kg yetişiyor. 1 milyan ağacı hesaplarsanız 15 milyon kg. zeytin atıl halde. Şimdi zeytine ortakçılık modelinden üretim ayağına dahil olmuş bir belediyeye geçiyoruz. Belediye olarak zeytin üretmeye başlayacağız. Ama öncesinde zeytini depolayacak yerlere ihtiyaç var. Önce Gemlik zeytinine bir standart getireceğiz. Yapılış şekli, asiti, depolama gibi uluslararası bir standart olacak. Bunu da Ticaret Borsası ile birlikte yapacağız. Tabi burada kooperatifler ve kadınlarımız devreye girecek. Zeytinin toplanmasında, budanmasında, ilaçlanmasında bütün evresinde kadınlarımız olacak ve sigortaları da yatırılarak istihdam sağlanack. Bu aynı zamanda tarımdan kente göçü de engelleyecek.  

“HAZIRLIKLARA BAŞLADIK”

-İlçeye yerli otomobil farikası kurulucağı açıklandı. Bunu nasıl karşıladınız. Önceden haberiniz oldu mu? 

Cumhurbaşkanının televizyonda söylemesinin ardından haberimiz oldu. 81 milyon nasıl öğrendiyse bizde öyle öğrendik. Haber verilmemesi hoş bir durum değil. Kenti ve ilçeyi hazırlamak adına yerel yönetimlere haber verilmesi gerekiyordu. Eğer gerçekten o fabrika yerli otomobili üretecekse mutlu olurum. 60 yıllık bir rüya ve Türkiye geç bile kaldı. Ancak fabrika ile birlikte beraberinde bazı risklerde getiriyor. Çok ciddi göç baskısı olacak. Buna itiraz edecek kimse olduğunu düşünmüyorum. Cumnurbaşkanını o açıklamayı yaptıktan sonra burada yaşayan insanların akrabalarını arayarak ‘bizde iş bulabilirmiyiz’ diye sorduğunu da biliyoruz. Mevtu imar alanlarının yüzde 96’sı doymuş. İlçeyi bu duruma hazırlamak gerekiyor. Yeni imar alanları açmadan nüfusu eritebileceğimi biliyorum. 2 yıl içinde bu sorunların çözümü için Cumhurbaşkanı ile görüşeceğim. Biz tedbirimizi almaya başladık. 

-Gemlik Körfezi’nde Marmara Kimya Sanayi (MKS) firmasının soğutma projesi var. Buna muhalefet ettiniz nedir gerekçesi? 

MKS katma değeri yüksek ürün üretiyor. Türkiye ekonomisi açısından önemli işler yaparak bir çok ülkeye ihraç yapıyor. Şimdi ise yeni kimyasal ürünler üretmek ve kapasitesini artırmak için tesisi genişletmek istiyor. Bununla ilgili ÇED toplantısı ise bir TIR kooperatifinin yemek salonunda gerçekleştiriliyor. Bizde işin taraflarının uzak olduğu bir ortamda yapılan ÇED toplantısına şüphe ile baktık. 5 binlik ve binlik planları bizden önce yapılmış ve son seviyeye gelmiş. CHP, İYİ Parti ve MHP’li meclis üyelerinin oyları ile bu projenin uygun olmadığına karar verdik. Çünkü burayla ilgili bilgiler sadece şirket yetkililerinin anlattıklarından ibaret. Suyun alındığı ve bırakıldığı yerden deniz sıcaklığı 10 derece artacak. Bu tüm körfezde yazın bir kışın iki derece suyun ısınması anlamına geliyor. Deniz ısısının yükselmesi ile birlikte suyun içindeki organizmaların nasıl durum yaratacağı ile ilgili bir çalışmama yapılmamış ve sorumuza yanıt alamıyoruz. Konuştuğumuz bir Hidrolog denizdeki döngüyü tetikleyeceğini ve ısınan sudan hakim çıkacak bir türün diğer türleri yok edeceğini belirtiyor. bu aynı zamanda deniz içindeki oksijenin ölümüne sebep olacağından Haliç ve İzmit Körfezi gibi bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Biz projeden ziyade gizli kapaklı yapılan bir toplantıya dur dedik. Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ortadoğu Teknik Üniversetisi’nden irtibata geçtiğimiz öğretim görevlileri gelip tesisi inceleyecek. Bilimsel bir sunumla cevap verilecek. Kanal İstanbul gibi tartışılmadan yapılsın istemiyoruz. 

Ayrıca Kanal İstanbul ile ilgili bir kaç şey söylemek gerekirse orada da bilimsel incelemenin yapılması önemli. Çünkü ortaya çıkacak her türlü olumsuzluktan Bursa ve Balıkesir de etkilenecek. MKS’nın yapacağı soğutma tesisinin ortaya çıkarabileceği olumsuz bir durum Kapıdağı Yarımadası’ndan Bandırma Körfezi’ne kadar etkileyecek. 

-Makam odanızın kapısı sürekli açık özel bir tercih mi? 

Burada bir sunum olmadağı sürece bu kapı hiç kapanmaz. Gizli kapaklı görüşmeleri olanlar kapıları kapatır. Göreve geldiğimizden bu yana kapıları kapatmadık. Yurttaşlarımız ile arada kapılar olsun istemiyoruz.