"Gelişmeler önemli bir adım"

Avrupa Konseyi dönem başkanı Slovenya Dışişleri Bakanı Samuel Zbogar, yaptığı yazılı açıklamada, "Ortak gelecek için atılan bu önemli adımın uluslararası camia tarafından desteklenmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.

Sürecin başarılı bir sonuç getirmesini dileyen Sloven bakan, "Türkiye ve Ermenistan'ın, geçmişteki sorunların üstesinden gelerek, Avrupa Konseyi'nin ruhuna ve ikili çıkarlarına uygun olarak tekrar normal ilişki kurmalarını ümit ettiğini" belirtti.

Avrupa Konseyi'nin geçici Genel Sekreteri Maud de Boer-Buquicchio da yaptığı açıklamada, Türkiye ile Ermenistan arasında iki protokolün imzalanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Boer-Buquicchio, "Bu, bölge ve iki ülke için tarihi bir adım. Bu adım Avrupa Konseyi'nin iki üye ülkesi arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine katkı sağlayacak. Her iki ülkeye Avrupa'nın bu bölgesinde istikrarın gelişmesine yol açacak adımları atmaları yolunda destek veriyorum" dedi.

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkanı Ian Micallef de gelişmeleri büyük bir memnuniyetle karşıladığını belirterek, "Bu, bölgenin tamamının istikrarı ve iki ülke için için iyi bir haber" ifadesini kullandı. Micallef, gelişmelerin iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin başlatılması ve sınırın açılmasıyla sonuçlanmasına yönelik beklentisini dile getirdi.

Rasmussen umutlu

NATO karargahında aylık basın toplantısı düzenleyen Anders Fogh Rasmussen, bir soru üzerine "İkili (Türkiye ve Ermenistan) ilişkilerdeki iyileşmeyi büyük memnuniyetle karşılıyorum. Bunun Avrupa'nın bu bölgesindeki istikrar ve güvenliğe katkı yapacağına inanıyorum. Aynı zamanda ilgili tüm tarafların bölgesel barış ve istikrarın iyileşmesine odaklanacağına güvenim tam. (Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki iyileşmeye) çok olumlu yaklaşıyorum" diye konuştu.
 

Rasmussen, Avrupa Birliği ve NATO arasında işbirliğinin büyük potansiyel taşıdığını belirterek "Maalesef mevcut gerçekler bu potansiyelin çok gerisine düşüyor. Afganistan'da personeli bulunan iki örgüt arasında güvenlik için düzenleme bile yapamıyoruz. Bu, kaynakların israfıdır. Görevimizi daha az etkili yapabilmemize yol açarak sürenin uzamasını beraberinde getiriyor ve potansiyel açıdan personellerimizi riske atıyor" dedi.
 

Rasmussen, hiçbir ciddi devlet adamının görevi başındaki personelin hayatını riske atmak istediğine inanmasa da gerçeklerin bu yönde olduğunu anlatarak, genel sekreterlik görevinde önceliğinin bu sorunun çözülmesi olduğunu vurguladı.
Durumun iyileşmesine yardımcı olabilecek Yunanistan ve Türkiye'yi ziyaret ettiğinde bu sorunu da gündeme getirdiğini aktaran Rasmussen, muhataplarından aldığı cevapların "teşvik edici" olduğunu belirtti.
 

Her iki ülkeden "ikili ilişkilerinin güçlü olduğu, hiçbir ikili sorunun AB-NATO işbirliğini engellemeyeceği ve AB-NATO işbirliğini geliştirmek için kendisiyle çalışacakları" konusunda güvence aldığını söyleyen Rasmussen, bunun sorunun çözülmesi anlamına gelmese de bu yönde ilk adımın atıldığını ifade etti.
 

Sorunun pragmatik bir yaklaşımla çözülmesi için AB ve NATO üyeleriyle çözüm aramayı sürdüreceğini belirten Rasmussen, yarın Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile Paris'te yapacağı görüşmede bu konunun da gündeme geleceğini sözlerine ekledi.