'Geçmişle hesaplaşma komisyonu kurulsun'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, yeni anayasa için oluşturulacak Uzlaşma Komisyonu gibi "Kürt meselesi" üzerinde çalışacak Meclis'te Ortak Akıl Heyeti ve Geçmişle Hesaplaşma Yüzleşme Komisyonu kurulmasını önerdi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Ortak Akıl Heyeti ve Geçmişle Hesaplaşma Yüzleşme Komisyonu için TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in öncelik edebileceğini ya da grup başkanvekillerinin bir araya gelerek komisyon konusunda bir çalışma yapabileceğini belirten Tanrıkulu, "Bir irade beyanı ortaya çıkmalı" dedi.
 

"Başbakan Kürt meselesinde doğru yönlendirilmiyor"

Başbakan'ın doğru yönlendirilmediğini iddia eden Tanrıkulu, "Başbakan okumuyor, Türkiye'de bir şey okumuyor, dışarıda da bir şey okumuyor, muhalefet partilerini izlemiyor. Kendi danışmanları kendisini doğru yönlendirmiyor. Bu mesele konusunda doğru yönlendirilmiyor, Kürt meselesi konusunda doğru yönlendirilmediği açık" dedi.

"Başbakan kaçak güreşiyor"

"Başbakan kaçak güreşiyor"
diyen Tanrıkulu, şöyle dedi:
"Bir yurttaş olarak, siyasetçi olarak hükümet programına bakıyorum, Kürt meselesine ayrılan bölümün 14 ile 18. sayfaları arasındaki bölüm, hiçbir şey yok. Bu meselenin çözümü noktasında somut bir hedef yok. Hiçbir taahhüt yok, hiçbir tespit yok. Ne yapmışlar, kendisinin görevlendirdiği özel temsilcisi müzakere yaparken 4 konuyu konuşmuş, bir seçim barajı, iki yerel yönetimler reformu, üç ana dil meselesi, dört vatandaşlık meselesi. Bu dört konuyu konuşmuşlar, bunların yazıldığı yer hükümet programı olması lazım. Ama onun adına görüşenler anayasa meselesini görüşmüşler, hükümet programında yazmayan meseleyi konuşmuşlar. Başbakan kaçak güreşiyor, denilenin aksine siyasal risk üstlenmiyor bu konu hakkında siyasal risk üstlenmiyor."
 

CHP'nin önerisi

CHP'nin Türkiye'ye tam bir çözüm programı önerdiğini vurgulayan Tanrıkulu, Meclis'te Ortak Akıl Heyeti'nin kurulmasını önerdi. "Somut olarak bana göre böyle bir çalışmanın Meclis'te başlaması bile bana göre şu anda devam eden çatışma ortamını dondurabilecek bir kapasiteye sahip" diyen Tanrıkulu, önerilerini şöyle sıraladı:
"Biz Ortak Akıl Heyeti öneriyoruz. Anayasa Uzlaşma Komisyonu gibi bu mesele üzerinde çalışacak Ortak Akıl Heyeti olsun. Siyasi partiler bunu günlük tartışmanın konusu dışına çıkarsınlar. Bu komisyon Meclis'te olsun, milletvekillerinden oluşsun. Adını da kendi koysun, önemli değil, biz bunu diyoruz, böyle bir komisyon Meclis'te oluşsun. Münhasıran çalışmaları bu olsun. Siyasi partilerin programlarını, hedeflerini birbirine yakınlaştırsın, ondan sonra dili yaklaştırsın birbirine. Bu sorun günlük siyasetin konusu dışına çıksın. Bunu öneriyoruz. Somut olarak bana göre böyle bir çalışmanın Meclis'te başlaması bile bana göre şu anda devam eden çatışma ortamını dondurabilecek bir kapasiteye sahip."

İkinci önerinin Meclis'te uluslar arası standartlarda bir Geçmişle Hesaplaşma Yüzleşme Komisyonu kurulması olduğunu belirten Tanrıkulu, "Bu iki komisyon tek başına bu sorunun çözüm sürecini başlatabilir" dedi.
 

"Ana dil müfredata konsun"

Ana dilin derse müfredat olarak konulmasını isteyen Tanrıkulu, önerilerini şöyle sıraladı:
"Seçim barajı düşsün diyoruz, Siyasi Partiler Yasası değişsin diyoruz, ana dil meselesi konusunda bütün yurttaşlarımız kendi ana dillerini, dilleri ne olursa olsun öğrenebilmeliler diyoruz, ana dil dersi olsun müfredatta. Yurttaşlarımız istedikleri zaman ana dil dersini alabilsinler.

Vatandaşlık konusunda bütün yurttaşlarımızın demokratik haklarını etkin bir şekilde kullanmaları için eşit, çoğulcu ve anayasa yurttaşlık ilkesini egemen kılacağız diyoruz. Bunun dışında önerdiğimiz çok konu var Kürt meselesi konusunda. Mayınlı araziler temizlensin, yoksul köylere dağıtılsın, koruculuk kaldırılsın, koruculara sosyal güvence getirilsin. Travma yaratan isimler kaldırılsın, isimler silinsin gibi."

Hükümetin tutumunu eleştiren Tanrıkulu, "Hiçbir şey söylenmiyor, hükümet programında bir tanesi var mı, adam ortalıkta ben bu sorunu çözdüm diye ortalıkta dolanıyor. Yalanın böylesi bir de, olağanüstü hali bunlar kaldırmamışlar. Kürtçenin serbestçe kullanımı diye bir şey yok. Sen benim evde konuştuğum Kürtçeye kim yasak getirebilir. Sokakta konuştuğum Kürtçeye kim yasak getirebilir" dedi.