Gece televizyonda tetikçi sabah adliyede provokatör gazeteci!
Yandaş Havuz medyasının iki tetikçi muhabiri Nazif Karaman (Sabah) Kemal Gümüş (Star muhabiri) bugün provokasyon çıkarmak için Çağlayan Adliyesi'ndeydi. Nazif Karaman ve Kemal Gümüş, adliye koridorundaki kalabalığı çeken gazeteciye, "Sarı basın kartı" sorma saygısızlığını gösterip olay çıkardı.
cumhuriyet.com.trHavuz medyasının iki tetikçi muhabiri Nazif Karaman ve Kemal Gümüş, herkes adliye koridorunda gergin bir şekilde mahkemenin başlamasını beklerken, sinsi gülüşlerle provokasyon için hazırlık yaparken böyle yakalandılar.
Programdaki havuz medyasının bu 6 tetikçi kaleminden biri de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan beri bürokratlarından olan Eski TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman'ın kontenjanından Sabah gazetesinde ve televizyonunda gazeteci kimliğiyle tetikçilik yapmaya başlayan Nazif Karaman'dı.
Nazif Karaman a Haber'de dün gece, yasak olmasına rağmen kapalı oturumda görülecek Can Dündar - Erdem Gül davasıyla ilgili mahkemeyi etkileyecek iddialarda bulunuyordu. Nazif Karaman, televizyonda "Şimdi bir kaynağımdan geldi Canan hanım. Can Dündar'ın vekilliği için 450 avukat vekalet vermiş. Bunlar kapalı mahkemeyi açığa çevirmek için KCK davalarına giren bir avukatı ben gözlerimle gördüm. DHKP-C'lilerin duruşmalarına giren onları savunan ve örgütten olduğunu artık gizlemeyen bir avukatı orada gördüm. FETO'nun örgütünün mahkemelerine giren bir avukatı orada gördüm. Can Dündar'ın bunlarla aynı karede olması mühim olan o" gibi sözleriyle işleri savunmanlık yapmak olan avukatları mahkemelere gitti diye "terörist" ilan ediyordu.
Havuz medyasının tetikçi gazetecileri bu sabah da provokasyon için Çağlayan Adliyesi'ndeydi. Önce duruşma için gergin bir ortamda adliyeye giren Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın yönetmeni Can Dündar'a, merdivenin önünde telefonuyla çekim yaparak, "gazetecileri dava etmeye devam edecek misiniz" diye provokatör bir soru sordu. Can Dündar'ın, kendisi hakkında yazılan "Yalan, iftira" haberine karşı açtığı davayı kast ediyordu.
Can Dündar gülümsemekle yetindi. Ardından Salonun önünde kalabalığı çeken gazetecilere, "Niye bizim fotoğrafımızı çekiyorsunuz" diye çıkıştı.
Olay çıkarmak istiyorlardı. Eli cebinde, adliyenin sahibi gibi bir tavırla, "Benim sarı basın kartım var. Sen de basın kartını göster" diye gazetecinin ne çektiğine bakmak istediler. Çevredekiler "Sen kimsin ki basın kartı soruyorsun" diye müdahale ettiler. Bu kez Yandaş Havuz medyasının iki tetikçi muhabiri Nazif Karaman (Sabah) Kemal Gümüş (Star muhabiri) ortalığı karıştırmak için bağırmaya başladı.
Sabah gazetesinin adliye muhabiri Dilek Yaman ortaya çıktı. Önce "gerginliğe gerek yok" diyerek araya girdi. "Bunlar buraya provokasyona gelmiş, muhatap olmaya gerek yok" diyerek kalabalığı uzaklaştırmaya çalışan yılların gazetecisi Celal Başlangıç'a "Kes sesini" diye bağırdı. Bu kez Cumhuriyet gazetesi Haber koordinatörü Ayşe Yıldırım'a "Sen kes sesini" diye, çıkıştı. Arkadaki iki provokatör tetikçi gazeteci, "vuracak bak vuracak" diye ortalığı velveleye verdi. Cumhuriyet gazetesi Haber koordinatörü Murat Sabuncu, "Provokatörlük yapmayın gidin buradan" diye bağırdı. Elini uzatıp buradan gidin işareti yaptı.
Dilek Yaman, Sabuncu'nun parmağının ucu bile değmediği halde "Bana vurdu. Kadına vurulur mu" diye bağırmaya başladı. Provokatörler, görevlerini yapıp ortalığı karıştırıp amaçlarına ulaştırmalarının ardından, sosyal medyada "Murat Sabuncu kadın gazeteciye vurdu" yalanını yaymaya başladı. İktidarın tetikçi kanalı a haber, sadece kargaşa bağırıp çağırma seslerinin olduğu görüntülere rağmen bu yalanı haber olarak vermeye başladı.
Dilek Yaman, utanamadan sıkılmadan bana saldırdılar, elbisem yırtıldı" diye şikayette bulundu. Murat Sabuncu ile birlikte şikayetçi olduklarından biri de olayla hiçbir ilgisi olmayan, olayı yatıştırmaya çalışan Birgün gazetesi yazarı Erk Acarer oldu.
Görevleri iftira atmak olan provokatörler, dava nedeniyle gergin olan ve Can Dündar ile Erdem Gül'e destek için adliyeye gelen insanları kendi çamurlarına çekmek çok uğraştı ama başarılı olamadı.
"Çamur at izi kalsın" zihniyetli Kemal Gümüş adlı tetikçi gazetecinin sosyal medya hesabından, Belçika'daki terörist saldırının ardından 'Oh olmuş' mesajlarını paylaşmasının da bir vicdansızlık örneği olarak ortada durduğunu hatırlatalım.