"GDO'ya ihtiyaç var ama..."
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tosun, dünyada sürekli artan nüfusa karşılık gıda üretimi aynı artışta olmayınca Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara (GDO) ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
cumhuriyet.com.trProf. Dr. Tosun, gıda üretiminin hızla artan dünya nüfusuna yetmediğini belirterek, bilim adamlarının nüfus-gıda dengesini sağlayabilmek için gıda üretimini artırmaya çalıştıklarını kaydetti. Bilim adamlarının gıda sorununa bitkilerin ve hayvanların genetiğini değiştirerek çözüm bulmaya çalıştıklarını ifade eden Prof. Dr. Tosun, şöyle konuştu:
''Dünyada sürekli artan nüfusa karşılık gıda üretimi aynı artışta olmayınca GDO'ya ihtiyaç duyuldu. Nüfus artışı, beraberinde gıdanın uygun bir şekilde depolanabilmesini, ürün veriminin artırabilmesini zorunlu kıldı. 'GDO'lu ürün' demek 'aroması ve sertliği artırılmış, raf ömrü uzatılmış ürün' demektir. Bugün GDO'ya mutlak surette ihtiyaç vardır. Bazıları 'GDO sağlıklı değil' diyor.
Bunlara katılmıyorum. Bu iddia herşeyden önce bilime ters düşer. Bitki ve hayvanlarda geliştirilmiş ırklara ihtiyaç var. Anadolu'da yaşayan klasik inek ırkı günde 3-4 kilogram süt veriyor. GDO ile bunu 25 kilograma çıkarmak mümkün. GDO ile ilgili çalışmalar belirli bir sınır dahilinde yapılmalı. Geçen yıl GDO ile ilgili bir yasa çıktı. Söz konusu yasa Danıştay'ın kararıyla rafa kaldırıldı. Türkiye'de şu an GDO kontrolüyle ilgili hiçbir işlem yapılmıyor.''
Göz yaşartmayan soğan, kafeinsiz kahve
Prof. Dr. Tosun, GDO ile ilgili çalışmaların en fazla soya, buğday, pamuk, şeker pancarı, ceviz, patates, mısır, yer fıstığı ve domates gibi ürünlerde yapıldığını belirterek, bazı genetikçilerin göz yaşartmayan soğan, kafeinsiz kahve ürettiğini bildirdi. GDO üretim alanının 2008 yılında dünyada 125 milyon hektara ulaştığını anlatan Prof. Dr. Tosun, şöyle devam etti:
''Bu rakam dünyadaki tarım alanlarının yaklaşık yüzde 10'udur. Hindistan'da GDO'lu pamuk üretimi toplam üretimin yüzde 87'sine ulaştı. Dünya genelinde üretilen soyanın yüzde 75'i, pamuğun yüzde 50'si, mısırın yüzde 33'ünün genetiği değiştirilmiştir. Türkiye, sulanabilir 9,5 milyon hektar arazinin, 4,5 milyon hektarını değerlendiriyor. Araziler bilinçsiz kullanılıyor. Daha fazla gıda üretmeye ihtiyacımız var. Çiftçiler, ziraat mühendisleri gözetiminde üretim yapsa hem üretim artar hem ekonomik anlamda artış sağlanır.
Piyasadaki ürünlere tüketici 'pahalı ve kötü' diyor. Üretici aynı üründen para kazanamamaktan şikayetçi. Bu bağlamda üretimi artırmak lazım. Üretim artışı klasik tohumlarla olmuyor. Burada bilim devreye giriyor ve yeni tohumlar üretiyor. GDO'ya ihtiyaç var ama sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekir. Aksi halde GDO sağlıksız olabilir, bu da ülkeye ihanet olur.''