'GDO'lu tohum var' diyene suç duyurusu geliyor

Ses yazılı açıklamasında 16 Şubat'ta yapacakları "Tohum ve Doğal Hayat" konulu panelin ardından Türkiye'deki tohumlara GDO'lu iddiasında bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da bildirdi.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye'de genetiği değiştirilmiş ithal tohumlarla ilgili bir "şehir efsanesinin" varolduğu, Türkiye'nin dünyanın en temiz tohumuna sahip ülke durumunda bulunduğu, ülke topraklarına yüzde 96.3 oranında yerli tohum ekildiği belirtildi. Türkiye Tohumcular birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Şafak Ses, 16 Şubat'ta tohumculukla ilgili bir panel düzenleyeceklerini de hatırlatarak panelden sonra basın-yayın organlarında Türk tohumlarının GDO'lu olduğu iddialarını dile getirenler hakkında "sektörü zarara uğrattıkları gerekçesiyle" suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

"Türkiye'de GDO'lu tohum ekilmiyor"

Türkiye'de son dönemde sıkça tartışılan GDO'lu ürün ve tohum konusunun yanlış yönlere çekildiğine dikkat çeken TÜRKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Şafak Ses, şu iddiada bulundu:

"Televizyon ve basında sadece GDO'lu gıdalar ve ürünler konuşuluyor. Türkiye Tohumcular Birliği'nin sorumlu olduğu saha GDO'lu tohumdur. Ve biz diyoruz ki Türkiye'de GDO'lu tohum üretilmiyor. Türkiye topraklarına GDO'lu tohum ekilemez. Türkiye'de GDO konuşulduğunda elerini ayaklarım tohumdan çeksinler. Türkiye'de GDO'lu ürün ithalatı izne tabidir, biyogüvenlik yasasıyla bu teminat altına alınmıştır. GDO'lu bir ürün Türkiye topraklarında yetiştirilmiyor. Bunun herkes tarafından çok net anlaşılması lazım. Türkiye dışındaki ülkelerde genetiği değiştirilmiş tohumlarla elde edilmiş soya mısır gibi belli ürünlerin belli izinlerle Türkiye'ye girme konusu tartışmalıdır. Tartışılması gereken bu. Bu da tohumculardan çok gıdacıların sorunu. Biz bu konuda kurumsal kimliğimizle değil şahıslar nezdinde söyleyebiliriz. Şüpheli olan her şeyden kaçınmak gerekir. Şu an GDO tohumlarla üretilmiş ürünler şüpheli bir alandadır Bu konular netleşene kadar bunlardan uzak durmak lazım."
 

laçlarda daha çok kullanılıyor"

GDO tartışmasında tıp alanının üzerine gidilmesi gerektiğinin de altını çizen Şafak Ses, ilaç ve aşılarda da genetiği değiştirilmiş organizmaların kullanıldığını ifade ederek. "Türkiye'de artan kanser ve kronik hastalıkların tohumla bir ilgisi yok. Çünkü GDO'lu tohum yok. Ama tohum gündeme getiriliyor: bence kanser ve diğer hastalıkların temelinde genetiği değiştirilmiş organizma olarak hayvansal ürünlerde, aşılarda, ilaçlarda, tıp alanında daha çok kullanılıyor. Bence tohumdan çok bu konuda tıp alanına eğilmek azım. Aslında şu anda genetiği değiştirilmiş organizmalar en çok aşılar ve ilaçlarda kullanılıyor. Bu konuyla ilgili kendi sahalarında konuşsunlar. Tohumla kanser hastalıkların alakası yok. Bu konuyu sadece tohuma yüklemek işin kolaycılığına kaçmak olur. Bu konuda yenilen gıdalar ve çevre faktörleri daha etkili" iddiasında da bulundu.

"En temiz tohum Türkiye'de"

Ses, Türkiye'nin tohumculukta dünyada birinci sırayı hedef aldığını belirterek şunları söyledi:

"Türkiye tohum ve tahıl konusunda önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde dünyada en temiz tohumun olduğu topraklar olarak öne çıkacak. Bunun önü kesilmek isteniyor. Halbuki son dönemde çıkarılan yasalar ve düzenlemelerle bunu garanti altına almış bulunuyoruz. Dünyada en güçlü olduğumuz dalda zayıf gibi gösteriliyoruz. Dünyanın 3. büyük gen bankasını kurduk. Yerli tohumların tükenmesi diye bir şey yok. 'Türkiye'ye tohumun tümü ithal geliyor'... böyle bir şey yok. 2009 yılında Türkiye topraklarına ekilen 2 buçuk milyon ton tohumun yüzde 96.3'ü yerli üreticinin ürettiği tohumlardır bunların birçoğunun yüzde yüzü yerlidir. Sadece yüzde 6.7'si ithal tohumdur. Bunlar da GDO'lu tohum değil hibrittir. ABD'de ekilen tohumların yüzde 46'sı ithaldir. Türkiye'de sadece 6.5'i ithaldir. Türkiye tohum ihracatçısı bir ülkedir, İsrail'den aldığı tohumdan fazlasını da 2009 yılında İsrail'e satmıştır. Dolayısıyla bu ithal tohum şehir efsanesidir. Bu algı kamuoyunda kasıtlı oluşturuluyor. Tohumun ithal olduğu, GDO'lu olduğu, tohuma karşı yapılan karşı propagandanın arkasında yabancı tohum şirketleri var. Çünkü; tohum ve tohuma dayalı ürünlerin tüketimi azalırsa, sebzenin meyvenin tüketimi azalırsa üretimi de azalır. Üretimi azaldığında kim zarar görecek yerli üreticiler, Pazar payları düştüğü için sektörden çekilirler onların yerine kim gelir? Yabancı şirketler. Tohum sektörünü kötüleyenlerin arkasında da uluslar arası karteller vardır. Türk tohumculuğunu kötüleyerek moralini bozuyor, Türk halkı da sebze tüketirken temkinli tüketiyor ve talep azaldığı için arzı sınırlıyor."

"Suç duyurusunda bulunacağız"

Ses, 16 Şubat'ta tohumculukla ilgili bir panel düzenleyeceklerini de hatırlatarak Türk tohumculuğu hakkında kamuoyunu yanlış bilgilendirenleri uyardı. Ses, panelden sonra basın-yayın organlarında Türk tohumlarının GDO'lu olduğu iddialarını dile getirenler hakkında sektörü zarara uğrattıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.