"Gazetecilik için ayağa kalk"

Türkiye Gazeteciler Sendikası üyeleri, Turkuvaz (ATV-Sabah), Halk TV ve Olay Gazete-Televizyon iş yerlerindeki ''sendikasızlaştırma'' uygulamalarını protesto etti.

cumhuriyet.com.tr

Sendikanın, uluslararası ''Gazetecilik İçin Ayağa Kalk'' kampanyası kapsamında ATV-Sabah binası önüne gelen sendika üyeleri ve onlara destek için gelen Avrupalı meslektaşları, sendikasızlaştırma girişimlerine tepkilerini dile getiren pankartlar açıp, çeşitli sloganlar attı.

Grup adına basın açıklamasını okuyan TGS Genel Sekreteri Sergül Keskin, uluslararası ''Gazetecilik İçin Ayağa Kalk'' kampanyasının 2007 yılından bu yana her 5 Kasım gününde, her ülkenin kendine özgü koşullarını da içerecek biçimde çeşitli eylem ve etkinlikler düzeinlendiğini vurguladı.

Keskin, gazetecilik sektöründe tekelleşmeye karşı mücadele etmek, medya-siyaset-ticaret ilişkisi sonucu ortaya çıkan yozlaşmalara dikkati çekmek, editoryal bağımsızlığı savunmak, her türlü sansür uygulamalarına karşı çıkmak, politik, askeri ve çeşitli çıkar çevrelerinin dezenformasyon ve manipülasyon uygulamalarına araç olmamak, gazetecilere yönelik gözaltı, tutuklama, saldırı, cinayet gibi basın özgürlüğü ihlallerini gündeme getirerek, basın özgürlüğü üzerindeki yasal ve fiili tehditlerin kaldırılması için mücadele etmek için bir araya geldiklerini vurguladı.


Bursa'da protesto

Bursa'da, bazı basın kuruluşlarındaki ''sendikasızlaştırma'' uygulamaları protesto edildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyesi bir grup, uluslararası ''Gazetecilik İçin Ayağa Kalk'' kampanyası kapsamında Olay Medya Grubu'nun önünde toplandı.

TGS Bursa Bölge Temsilcisi Şengül Önder, burada yaptığı açıklamada, kampanyanın 2007 yılından bu yana her yıl 5 Kasım'da, her ülkenin kendine özgü koşullarını da içerecek biçimde, ulusal gazeteci sendikalarınca çeşitli eylem ve etkinliklerle kutlandığını anımsattı.
Sendika üyelerinin anayasal haklarını kullanamadığını, haksızlıklar ve bunların yarattığı mağduriyetin yargıya taşındığını, taşınmaya devam edeceğini kaydeden Önder, ''Ortaya çıkan bütün bu manzara karşısında Türkiye'de sendikal örgütlenme ve toplu sözleşme özgürlüğü gibi en temel insan hakkının fiilen varlığından söz edebilmek mümkün değildir'' dedi.