Gazeteci Çetin Emeç mezarı başında anıldı
Uğradığı silahlı saldırı sonucu 21 yıl önce hayatını kaybeden Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç, Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı.
cumhuriyet.com.trAnma törenine Çetin Emeç'in eşi Bilge Emeç, kızı Mehveş Emeç Birol, oğlu Mehmet Emeç, damadı Özal ve torunu Selin Birol, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, gazeteci Doğan Hızlan, Uğur Dündar, İnan Kıraç ile bazı sivil toplum örgütleri üyeleri ve çok sayıda kişi katıldı. Burada konuşma yapan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Çetin Emeç'in ölümünün 21. yıl dönümünde bir kez daha kabri başında toplandıklarını belirterek, ''Onun huzurunda bir kere daha kendimizle yüzleşeceğiz, bir kere daha bir bilanço çıkaracağız, hesap vereceğiz'' dedi.
Daha iyi bir bilanço ile Emeç'in mezarı başına gelmiş olmayı dilediğini ifade eden Berberoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Çünkü malum, her anne baba bilir ki, çocukları onlardan daha iyi yetişsin diye yaşamak esastır. Yetinmek, bir anne babanın lügatinde eksik bir kavramdır. Aynı şekilde her usta, çırağı kendisini geçsin ister. Ama bugün Çetin beyin huzurunda şunu söyleyemiyoruz; bu meslek, 21 yıl öncesine göre daha iyi yapılıyor diyemiyoruz. Daha serbest, daha özgür, daha onurlu yapılıyor diyemiyoruz. 21 yıldır bununla uğraşan bir kardeşinizim. Ama ne yazık ki, bu bilançoyu Çetin Emeç'in huzurunda gönül rahatlığıyla bir sonraki kuşağa bırakamıyorum. Gelecek sene bu kabirde buluştuğumuzda, Çetin beye daha iyi bir bilanço sunalım istiyorum.''
Gazeteci Uğur Dündar da Çetin Emeç'in tanıdığı en yürekli, meslek ilkelerine sıkı sıkıya bağlı, halkın gerçekleri öğrenme hakkı yolunda çalışırken hiç bir engel tanımayan, güç odaklarının örtbas etmeye çalıştığı gerçekleri, ısrarla halkın bilgilenme hakkı doğrultusunda göstermeyi amaçlayan ve bu nedenle hain teröristlerin hedefi haline gelmiş çok değerli bir Cumhuriyet aydını olduğunu dile getirdi. Emeç'in Atatürk ilkelerine ve Cumhuriyetin değerlerine yürekten bağlı olduğunu belirten Dündar, ''Zaten kendisini şehit eden tetikçilerin daha sonra İran'da eğitim aldıkları ve o dönemde İran'ın rejim ihracına yönelik gayretlerinin önünde en büyük engellerden biri olarak gazetecileri ve başta da Çetin beyi gördükleri gerçeği ortaya çıkmıştı. Tetikçiler yakalandılar, cezaevine atıldılar ama ne yazık ki, bizim devletimiz bu tetikçileri yönlendirenlerden bu güne kadar hesap sormuş değil'' diye konuştu. Basın özgürlüğü konusunda gelinen noktanın içler acısı olduğunu vurgulayan Dündar, ''Çok değerli arkadaşlarımız Nedim Şener ve Ahmet Şık tutuklandılar. Sayın İçişleri Bakanımız, ülkemizde basın özgürlüğünün Amerika'dan daha önde olduğunu söylüyor. Dileğimiz, bir gün hakikaten Türkiye'nin Amerika'dan önde gelen bir basın özgürlüğüne sahip olması, bunun bir ironi olarak kalmaması'' dedi.
Çetin Emeç'in oğlu Mehmet Emeç de Türkiye'de terör ve faili meçhul cinayetlerin asıl hedefinin aileler veya kişiler değil, toplumun bütünlüğü ve hürriyeti olduğunu söyledi.
Cevapları araması gerekenin bu nedenle toplum olduğunu ifade eden Emeç, ''Ama buradaki değerler, bizim dinimizin bize gösterdiği hoşgörü ve merhamet çerçevesinde, ulu önderimizin temellerini attığı hak, özgürlük ve demokratik çerçeve içinde olmalıdır. Bu dengeler çok hassas. Ancak vicdan temizliği olursa, bence ekonomik ve sosyal stabilite gelir toplumumuza'' dedi. Emeç, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü de kutlayarak, kadınların gasp edilen hak ve özgürlüklerinin geri verilmesini temenni ettiğini kaydetti.
'İnsanlığa karşı işlenmiş suç kapsamına girmeli'
Uğur Mumcu'nun kızı Özge Mumcu da Toplumsal Bellek Platformu adına yaptığı açıklamada, Çetin Emeç'in 21 yıl önce bugün, Suadiye'deki evinden çıkıp arabasına bindiği sırada silahlı ve maskeli iki kişinin saldırısı sonucu, şoförü Ali Sinan Ercan ile birlikte öldürüldüğünü, saldırıyı İslami Hareket Ordusu'nun üstlendiğini hatırlattı. Bu tür cinayetlerin her birinin insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamına girmesi gerektiğini belirten Mumcu, ''Uygulamaya geçilmesi için gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılmasını bekliyoruz. Bugün pek çoğu zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya kalan davalarımızın adaleti, 'git git varılmayan kıyısız bir deniz' gibi olmamalı'' dedi. Çetin Emeç cinayetinin, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ifade eden Mumcu, ''Kaleminin çizdiği yolda yaşama hakkı elinden alınan Emeç, toplumda gazeteciliğin ve insaniyetin en yalın temsilcilerindendi'' diye konuştu.
Torunu, dedesi için kaleme aldı
Çetin Emeç'in ilköğretim okulu öğrencisi torunu Selin Birol da dedesi için yazdığı bir yazıyı okudu. Birol, yazısında şunları dile getirdi: ''Galatasaray'ın koridorlarında sevinçle koşardı o. Çünkü önünde upuzun ve güzel bir hayat olduğunu düşünürdü. Ama ne yazık ki, öyle olmadı ve ben onunla tanışamadım. Küçüklüğümde hep geri geleceğini zannederdim ama şimdi artık büyüdüm ve maalesef gerçekleri biliyorum. Annem, babam, dayım, anneannem ve ben hala çok üzgünüz. Çetin dedem çok çalışkan ve akıllı bir insanmış. Gazeteciyken herkes onu çok severmiş. Aynı zamanda çok kibar ve zarif biriymiş. Ben ona dua etmek için dualar öğrendim. Annem bir şarkı yazdı. Bazı akşamlar oturup birlikte o şarkıyı söylüyoruz, ona seni unutamadık, sen hep yanımdasın demek için... Siz de onu unutmayın, onu hep çok sevin. Hatta bazen benim yaptığım gibi ona kocaman bir sevgi bulutu bile gönderebilirsiniz.'' Konuşmaların ardından, Çetin Emeç ve aynı saldırıda hayatını kaybeden şoförü Ali Sinan Ercan için dua edildi.