Gazeteci Ağırel ve Kılınç için tahliye talebinde bulunuldu
MİT görevlisinin cenaze haberine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel ve Oda TV muhabiri Hülya Kılınç için avukatları tahliye talebinde bulundu.
cumhuriyet.com.trMurat Ağırel’in avukatlarından Gizay Dulkadir, yapılan infaz düzenlemesinde, tutuklu gazetecilerin tahliyelerini engellemek için MİT kanunu infaz indiriminin dışında tutulduğunu belirterek, “Ancak değişiklik öylesine acele yapılmış ki, aynı kanunda denetimli serbestlik süresini 3 yıla çıkaran maddeye MİT kanunu istisna olarak yazılmamış, bize göre unutulmuştur. Ağırel ve diğer gazeteciler bakımından, cezalandırılmaları halinde hükmedilecek ceza alt sınırdan uzaklaşılarak verilse dahi, kapalı cezaevinde infazı olmayan bir ceza haline gelmiştir” açıklamasında bulundu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na avukatlar tarafından, Resmi Gazete’de yayınlanan infaz paketinde denetimli serbestlik sürelerinde yapılan değişiklik, müvekkillerin ceza alsalar dahi hapis yatmayacakları ve COVİD-19 salgını gereği gazeteciler Ağırel ve Kılınç’ın derhal tahliye edilmesi yönünde başvuru yapıldı.
‘DELİL BULUNMAMASINA RAĞMEN’
Müvekkilinin tahliye edilmesi için başvuruda bulunan Murat Ağırel’in avukatlarından Gizay Dulkadir, gazetemize yaptığı açıklamada, Ağırel’in tutuklanmasına gerekçe gösterilen Tweet ve ardından yaşanılanalrı anımsatarak, “Bilindiği üzere, Müvekkilimiz Murat Ağırel attığı bir Tweet nedeniyle, MİT mensuplarını ifşa ettiği iddiasıyla 8 Martta tutuklanmıştı. Bu tutuklama kararı, 2 kez bizzat savcılığa ve emniyete gitmiş olması, hakkında attığı tweetten başka bir delil bulunmamasına rağmen verildi. Tutuklama kararına yaptığımız itiraz ise, Murat Ağırel’in üzerine atılı suçun CMK 100/3 kapsamında olduğu gerekçesiyle reddedildi ki bu karar da hatalıdır. Zira MİT kanunu yalnızca kuvvetli şüphe halinde tutuklama kararı verebilmeyi öngören CMK 100/3 kapsamında sayılan suçlardan değildir. Bu nedenle itirazımızın reddedildiği karara karşı AYM’ne müvekkilimizin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade hürriyetinin ihlali nedeniyle tedbiren tahliye talepli bir başvuruda da bulunduk” dedi.
‘İNFAZI OLMAYAN BİR CEZA HALİNE GELMİŞTİR’
Yapılan infaz düzenlemesinde, Ağırel ve tutuklu gazetecilerin tahliyelerini engellemek için MİT kanunu infaz indiriminin dışında tutulduğunu belirten avukat Gizay Dulkadir, “Süreç içerisinde yaşanan COVİD-19 salgını sebebiyle cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin hayatı tehlikeye girmiştir. Öyle ki Adalet Bakanı da cezaevlerinde COVİD-19 nedeniyle ölümlerin olduğunu açıklamıştır. Bu durumu engellemek amacıyla yapılan infaz düzenlemesinde ise, gece saat 3 sularında, gerekçe dahi gösterilmeden MİT kanunu infaz indiriminin dışında tutuldu. Bu değişikliğin yegane amacının Murat Ağırel ve tutuklu gazetecilerin tahliyelerini engellemek olduğu aşikardır. Ancak değişiklik öylesine acele yapılmış ki, aynı kanunda denetimli serbestlik süresini 3 yıla çıkaran maddeye MİT kanunu istisna olarak yazılmamış, bize göre unutulmuştur. Kanun bu haliyle resmi gazetede yayımlanınca, Murat Ağırel ve diğer gazeteciler bakımından, cezalandırılmaları halinde hükmedilecek ceza alt sınırdan uzaklaşılarak verilse dahi, kapalı cezaevinde infazı olmayan bir ceza haline gelmiştir” açıklamasında bulundu.
‘SON VERİLMESİ GEREKMEKTE’
Bir hukuk garabeti yaşadıklarını vurgulayan avukat Gizay Dulkadir son olarak şu ifadeleri kullandı: “Gelinen aşamada Müvekkilimiz Murat Ağırel, şehit olmaları sebebiyle MİT mensubiyetleri sona ermiş kişilerin, kendisinden günler öncesinden başlayarak yüzlerce kez paylaşılmış isimlerini başsağlığı dilemek amacıyla paylaşan bir Tweet attığı için, halk tabiriyle artık yatarı olmayan bir suçlama ile tutuklu durumdadır. Bu bir hukuk garabetidir. Bu tutukluluğa ivedi olarak son verilmesi gerekmektedir. Bu yeni gelişme nedeniyle tahliye talebimizi yapmış bulunmaktayız. Netice ne olursa olsun Murat Ağırel ve diğer gazetecilere karşı yapılan haksızlıkla mücadelemize devam edeceğiz.”