Gaz fişeğine skandal savunma: Göze bedel biçtiler
Valilik, Gezi Direnişi’nde polisin attığı kapsülle gözünü kaybeden Sarıkaya’yla ilgili mahkemeye skandal bir savunma dilekçesi sundu.
ALİ AÇARGezi Parkı Direnişi sırasında, polisin attığı plastik mermiyle tek gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya’ya, İstanbul Valiliği’ndan skandal bir yanıt geldi. Valilik, Sarıkaya’nın açtığı tazminat davasına sunduğu dilekçede, “Davacı iş veya ikamet adresi olmadığı halde eylemlerin olduğu Gezi Parkı’na gitmiştir. Dikkatsiz ve özensiz davranarak, güvenlik çemberi dışındaki bölgeye gitmiş ve sonucu kendi iradesiyle göze almıştır” dedi. Sarıkaya’nın davasının ‘haksız zenginleşmeye’ neden olacağını, uğradığı zarara ilişkin ‘somut bir belge’ sunmadığını iddia etti.
Valiliğin dilekçesinde olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı belirtilerek şöyle denildi: “Davacı gösterici grupların güvenlik güçlerine karşı gerçekleştirdiği fiili saldırı sırasında veya başka bir sebeple yaralanmış olabilir. Davacı Gezi Parkı ve civarında eylemler olduğunu bilmektedir. İdare tarafından her türlü uyarı ve ikaz yapılmasına rağmen iş veya ikamet adresi olmadığı halde eylemlerin olduğu Gezi Parkı ve civarına gitmiştir. Basın yayın organlarınca yapılan uyarılara rağmen davacı dikkatsiz ve özensiz davranarak güvenlik çemberi dışındaki bölgeye gitmiş ve sonucu kendi iradesi ile göze almıştır.”
Sarıkaya’nın mahkemeye somut delil sunmadığı savunulan dilekçede, şu ifadeler kullanıldı: “Davacının uğramış olduğu zararların ve yaptığı harcamaların açık ve net şekilde ispatlanarak ortaya konulması gerektiği açıktır. Ancak davacı maddi tazminat taleplerine işe giriş-çıkış belgesi, aldığı maaşı gösterir belge, zararı gösteren fatura gibi kesin ve somut bir belge sunmamıştır. Manevi tazminat, hukukumuzda kabul edildiği üzere tatmin aracıdır. Sembolik olduğu söylenen manevi tazminat tutarının maddi kazanç elde etmeye yönelik olduğu açıktır. Davacının manevi tazminatı zenginleşme aracı olarak kullanması kabul görmemelidir. Talep edilen miktar fahiştir.”
‘AİHM’ye gideceğim’
Valiliğin savunmasına tepki gösteren Erdal Sarıkaya ise, “O gün polis çevrenin ve halkın güvenliğini almadan saldırdı. Bir gözün bedeli para ile ölçülebilir mi? Ben gözümü kaybettim daha nasıl somut belge sunayım? Hukuka güvenim bitti. Onların vereceği para umrumda değil. Ben sadece o polislerin cezalandırılmasını istiyorum. Anayasa Mahkemesi’ne, sonra da AİHM’ye başvuracağım” dedi.