Gayriresmi Akdeniz

Geçen mayısta Akdeniz ruhu Gezi Parkı’nda yükselince prömiyeri bu sezona ertelen müzikalde, resmi tarih dayatmalarının dışında bir Akdeniz ülkeleri tarihi geçiyor sahneden.

Öznur Oğraş Çolak/Cumhuriyet

Nesrin Kazankaya’nın oyunları seyirciyi içine çekiyor. Sanki sahnede yaşanan olaylar gerçek, içindesiniz ve olan biteni seyrediyorsunuz. Deyim yerindeyse bir büyü gibi... Aşk, tutku, hüzün, ayrılık, sürgün, coşku, mizah ve direniş temalarını görebileceğiniz oyun tıpkı bir portakal gibi biraz tatlı, biraz buruk... Oyunda söylenen şarkılar coşkulu ama hüzün dolu...

Kazankaya’nın yazdığı ve yönettiği “Akdeniz” müzikali, portakal toplayan Akdenizli iki kız kardeşin, Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde düşsel bir gezintiye çıkmasıyla başlıyor. Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye’nin anlatıldığı oyunda, faşizmin damgasını vurduğu tarihleri ve toplumların özgürlük için verdikleri direniş hemen hemen aynı.

Geçmişte savaş ve bağımsızlık için bütün ödünler verilmiş. Sıra Türkiye’ye geldiğinde ölümlerin, yıkımların, hürriyet için verilen mücadelenin çok çabuk unutulduğunu görüyoruz. Geçmiş yıllarda özgürlük isteyenler, fikirleri, düşünceleri ve şiirleri için Nâzım Hikmet’in elinden özgürlüğünü almış, onu duvarların arasına kapatmış.

Kazankaya, “Düşünceleri, inançları ve yeteneği yüzünden cezalandırılan, 34 yıl ağır hapis cezasına mahkûm edilen, 17 yıla yakın hapiste yatan şairimizin yaşamı... Bunca insanımız hapislerde yatarken Türkiye’yi başka bir malzemeyle anlatamazdık. Onun şiirleri ve hapishane yaşamından kesit sahneler, yalnız hüzün değil, günümüzde yaşananlara yönelik umut dolu” diyor.

Kazankaya’ya göre, Akdenizli olmak bir ayrıcalık: “İki yıllık bir proje bu, bir yılı aşkın bir süredir şarkılara çalışıyoruz. Gerek orkestra düzenlemeleri, gerek şarkıların söylenişinde çağdaş ve çoksesli bir yapı için büyük emek verildi. Prömiyeri geçen mayıs ayında yapacaktık ancak Akdeniz ruhu Gezi Parkı’nda yükselince bu sezona erteledik. Her ülke toplumunun öncelikle kendi tarihini, ardından da dünya tarihini, resmi tarih dayatmaları dışında iyi bilmesi gerekiyor.”

Oyunda ülkeler şarkı ve şiirlerle anlatılıyor. Her ülkenin kendi dilinde şarkılar söyleniyor oyunda. Ayrıtılı ve titiz çalışmayı tercih eden Kazankaya kendi özgün müzikal stilini yaratmış “Akdeniz”de...

Sahnede keyifli bir ekip buluşması görüyoruz. Oyunda 5 kişilik orkestra ve 9 oyuncuyla, 19 şarkı söyleniyor. 8 enstrüman çalan orkestra üyeleri, zaman zaman oyuncu olarak da oyunda yer alıyorlar.

Müzikalin kolay bir iş olmadığını söyleyen Kazankaya, “Müziğin disiplini içinde mükemmeli hedeflemek, dram sanatıyla buluşturmak gerek. Çok uzun bir çalışma ve inançlı, yorulmayan bir ekip gerekiyor. İyi bir müzik tiyatroyu çok daha vurucu bir hale getiriyor” diyor.

Yeni bir oyunun hazırlıklarını da sürdüren Kazankaya, yine kendi yazdığı ve yönettiği “İki Oyun Bir Ülke” ile 6 Aralık’ta prömiyer yapacak. Ayrıca 2014 Mayıs ayında “19. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali”ne, Shakespeare’in “Kısasa Kısas” oyununu sahnelemeyi hedefliyor.

Volkan Aktan, Erdinç Anaz, Emre Çakman, Linda Çandır, Gamze İpek, Başak Meşe, Zeynep Özden, Selin Sevdar ve Gökçe Burcu Zümrüt’ün rol aldığı oyunun müzik ve vokal yönetmeni Ezgi Kasapoğlu. Dramaturji Şafak Eruyar, dekor tasarımı Başak Özdoğan, kostüm tasarımı ise Fatma Öztürk’e ait.

(Yarın 18.30’da Tiyatro Pera’da, 16 Kasım’da 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde)