'Gar katliamında insanları koruyamayanlar, IŞİD'lileri böyle koruyor'

100 kişinin öldüğü Ankara katliamı davasının ilk duruşması, ‘10 Ekim’de böyle güvenlik önlemi alınsaydı 100 kişi ölmezdi’ yorumlarına neden oldu.

Alican Uludağ

<video:627216>

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamlarından biri olan, geçen yıl 10 Ekim’de 100 kişinin öldüğü Ankara Tren Garı patlamasına ilişkin açılan davanın ilk duruşması gergin başladı. Katliam günü Gar Meydanı’nda yeterli güvenlik önlemi almamakla suçlanan emniyet, dün davanın görüleceği Ankara Adliyesi’ni “ablukaya” aldı. Duruşma salonunda da tutuklu sanıkların etrafında ‘robocop’ giyimli jandarmalar etten duvar ördü. Ankara Barosu’nun CMK gereği sanıklar için görevlendirdiği 9 avukat, “Vicdan usülden önce gelir” diyerek davadan çekildi. 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı Meydanı’nda “barış” talebiyle bir araya gelen Emek, Barış ve Demokrasi güçlerinin arasına giren IŞİD’li iki canlı bombanın kendini patlatmasına ilişkin açılan davanın ilk duruşması, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü.

Robocoplu koruma

11 ve 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin birleştirilen salonunda görülen davada, 12 tutuklu sanık hazır bulunduruldu. 3 tutuklu sanık ise Gaziantep’ten SEGBİS sistemi yoluyla duruşmaya bağlandı. Uzman çavuşlardan oluşan robocop giyimli jandarmaların sanıkların etrafında etten duvar örerek, güvenlik önlemi alması dikkat çekti. Bunun dışında normal jandarma erleri de sanıkları korurken, izleyici sırasının en önünde de polisler oturtuldu. Salondaki güvenlik önlemine tepki gösteren mağdurlar, “10 Ekim’de bu önlemleri alsaydınız, canlarımız ölmeyecekti” dedi.

200 mağdur avukatı

Duruşmayı arasında Genel Başkan Vekili Özgür Özel ile Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın bulunduğu 15 CHP’li milletvekili, Sırrı Süreyya Önder’in arasında bulunduğu 4 HDP’li milletvekili izledi. Mitingin tertip komitesi olan örgütlerden KESK Başkanı Lami Özgen, DİSK Başkanı Kani Beko, TTB Başkanı Raşit Tükel de “mağdur” sıfatıyla salonda yer aldı. 100’ün üzerindeki mağdurun da salonda bulunduğu duruşmada müştekileri 200’e yakın avukat temsil etti. Ankara, İstanbul, Eskişehir, Adana, Mersin baro başkanları da duruşmaya avukat olarak katıldı. Duruşmanın başlaması, diğer salona ses ve görüntü veren cihazın arıza verilmesi nedeniyle gecikti. Buna izleyiciler tepki gösterince, Mahkeme Başkanı Selfet Giray, “Bu fiziki koşullar bizim tercihimiz değil” dedi. “Kimin tercihi açıklayın” diyen mağdurlar ise “Daha iki salon arasındaki düzeni sağlayamayan mahkeme bize adaleti nasıl sağlayacak” diye bağırdı.

Laf atan polisler atıldı

Bu sırada mağdur-müşteki avukatlarından Kazım Genç ayağa kalkarak, salonda görevli bir polisin, mağdur ailelerine “Şov yapıyorlar” diyerek sataştığını belirterek ve dışarı çıkarılmasını istedi. Mağdurlar da bu duruma tepki göstererek, “Katiller dışarı” sloganı attı. Tepkilerin artması üzerine mahkeme başkanı, iki polisi dışarı çıkarttı. Müşteki avukatlarının ısrarı üzerine Başkan Giray, iki polisin adını tutanağa geçirdi. Sanık avukatlarının kimlik tespiti yapılırken, salondakiler, “Kimi savunuyorsunuz, katilleri mi savunuyorsunuz?” diye bağırdı. Bunun üzerine IŞİD’in Diyarbakır katliamı davasının da sanığının avukatı olan Orhan Şahin, “Nasıl az önce polis memuru hakkında işlem yaptıysanız şimdi de bize müdahalede bulunan vatandaşı lütfen dışarı atın” deyince salonda gerginlik yaşandı. Salondakilerin tepki göstermesi üzerine aynı avukat, mağdurlara geçmiş olsun dediklerini belirterek, “Biz avukatız, görevimizi yapıyoruz ve yapmak zorundayız” dedi. Mağdurların sık sık alkışlaması ve yaşananlara tepki göstermesi üzerine mahkeme Başkanı “Seyirciler her şeye müdahale ederse” deyince, salondakiler, “Biz seyirci değil, mağduruz, seyirci sizsiniz” diye konuştu.


9 avukat çekildi

CMK tarafından sanıklara atanan 9 avukat da, müdafilikten çekilmek istediklerini bildirdi. Bir sanık avukatı, çekilme talebinin baro tarafından savunma hakkı gerekçe gösterilerek kabul edilmediğini belirterek, “Hazır baro başkanı buradayken istifa dilekçemin kabulünü istiyorum” dedi. Sanık avukatlarından Yılmaz Paklar, duyduğu üzüntüyü dile getirip patlamada değerli bir meslektaşlarını yitirdiklerini söyleyerek, “Kişisel olarak, benim de vicdanımı kanatan bir olay. Sanığın sağlıklı bir hukuki yardımı benden alamayacağını düşünüyorum ve görevden çekilmek istiyorum. Vicdan usülden önce gelir” ifadelerini kullandı. Duruşmada toplam 9 sanık avukatı, davadan çekildiklerini belirtti. Bu durum mağdur yakınları tarafından alkışlandı. Mahkeme de çekilen avukatların yerine yeni görevlendirme yapılması için Ankara Barosu’na bilgi verilmesini kararlaştırdı. Duruşmada zaman zaman gerginlik yaşanırken, bazı mağdurlar gözyaşlarını tutamadı. Sanıkların kimlik tespiti yapılırken çocukları olduğunu söylemeleri üzerine bir mağdur, “O kanlı ellerinle nasıl çocuklarını sevebiliyorsun” diye bağırdı. Adreslerini bildiren sanıkların büyük çoğunluğunun Gaziantep’te Şehitkamil ve Şahinbey ilçelerinde oturmaları dikkat çekti.

‘Devlet neredeydi?’

Mahkeme başkanı iddianameyi özetleyerek okudu ve olayın nasıl gerçekleştiğini, sanıkların rolünü anlattı. Başkanın sözünü bitirmesiyle bir mağdur yakını ayağa kalkarak “Bütün bunlar olurken devlet neredeydi? Neden polis kontrol noktaları yoktu. Katliam yerinde gaz sıkan polisler neden iddianamede yok” diye sordu. Usule ilişkin itirazlarda bulunmak üzere söz alan mağdur avukartlarından İlke Işık, bu katliamda konuşmak için 13 aydır beklediklerini söyledi. Katliamın göz göre göre geldiğini anlatan Işık, şunları ifade etti: “Canlı bomba saldırısı olacağına ilişkin 63 istihbarat varmış ama biz bunu bilmiyorduk mitinge giderken. Tertip komitesine de bu bildirilmedi. Orada ambulanstan önce polis, TOMA, akrep geldi. Ambulans 45 dakika sonra olay yerine ancak gelebildi. Bu durumda biz sormak istiyoruz. Bu katliamın tek sorumlusu bu sanıklar mı? Yoksa ‘400 vekil verin’ diyenlerin sorumluluğunu ne yapacağız. ‘Bu olayla oylarımız arttı’ diyen dönemin Başbakanı’nı nereye koyacağız? IŞİD, Antep’te bu kadar nasıl örgütlenmiş, bunlara göz yumanları ne yapacağız? Biz en çok bu sorunlardan bahsetmek istiyoruz. Bu katliam iki seçim arasında ülkenin kaderini etkilemiştir

10 Ekim feryadı: Kardeşimi öldüren Saray'ında kömür gibi yansın - VİDEO