Gar katliamı sanıkları IŞİD'li arkadaşlarının isimlerini vermedi
10 Ekim katliamı davasında yargılanan tutuklu sanıklar, Antep'teki hücre evinden çıkan IŞİD'liler ile Suriye'deki kamplardaki fotoğraflara yansıyanların isimlerini vermekten kaçındı.
Alican Uludağ<video:871155>
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına 17 tutuklu sanık katıldı. Müşteki avukatı Ahmet Özdel, duruşma başında söz alarak sanıkların tek tek örgütsel konumlarını dosyadaki delillerle ortaya koydu. Özdel, sanıkların bir tanesinin bile fotoğraflardaki x1, x2’nin kim olduğunu söylemediğini belirterek, “Pişman olsalar söylerlerdi. Bu davada, örgütün şeması çizilmedi. Bir Yunus Durmaz var denildi. Onun da ölüp ölmediği belli değil. Bu davadaki sanıklar üye değil yönetici konumunda. Örgüt hala faal durumda ve sanıklara güven veriyor. Örgüt, tutuklu Burak Ormanoğlu'na örgüt üyeliğinden yargılanan birini gönderip görüşme yapıyor” dedi.
"Adı 'Kasap Bedo' ama kasaplıkla ilgisi yok
“Kasap Bedo” olarak anılan sanık Metin Akaltın'ın bir gün bile hayvan taşıdığını gösteren fotoğraflar olmadığını belirten Özdel, “Kasaplıkla ilgisi yok. Ancak telefonunda kafa kesme görüntüleri çıkıyor. Evinde patlayıcı malzemesi çıkıyor. Yunus Emre Alagöz ile fotoğrafı var” diye konuştu. Özdel, Suriye'de olduğu dönemde Metin Akaltın'ın sanık eşi Hatice Akaltın'a “Maaşını aldın mı? Bir ihtiyacın var mı? Biz cennet yolundayız” diye mesaj attığını, buna karşılık “Biliyorum demek ordasınız” karşılığını verdiğini açıkladı. Özdel, sanık Yakup Karaoğlu'nun sınırı geçen her IŞİD militanı ile görüştüğünü söyledi.
Avukatın etkili sözleri üzerine sanıkların, bir yandan avukatlara karşılık vermesi, diğer yandan arkalarına dönerek müştekilere bakması, salonda gerginliğe neden oldu. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, bu nedenle sanıkları uyardı. “Çeto” lakaplı Burak Ormanoğlu'nun canlı bomba eğitimi aldığını anlatan Özdel, “Suçsuz bir insan katliamın organize edildiği eve neden gider. Burada parmak izi neden çıkar? Bu kişi, katliamın planlanmasında vardır” diye konuştu.
"Bunlarda Allah korkusu yok"
Mahkeme başkanı, daha sonra tahliye talepleri için sanıklara söz verdi. Suphi Alpfidan, Suriye'de görüştüğü kişiler için “arkadaşım, bunda ne var” dedi. Avukatları hedef alan Alpfidan, “Bunlarda Allah korkusu yok” ifadesini kullandı. Eşine attığı mesajları kabul etmeyen Metin Akaltın, avukatların “şov yaptığını” iddia ederek suçlamalara yanıt vermeyeceğini kaydetti. Elazığ'da IŞİD'i örgütleyen sanık Nihat Ürkmez ise avukatların somut beyanlarına yanıt veremeyerek, “Bunlar yalan ve iftira uzmanı olmuşlar” dedi. Sanık Talha Güneş, “Avukatların Gaziantep'teki dava dosyalarını getirmesinin amaçları ne? Acaba sol örgütlere istihbarat mı topluyor. Bunlar beni sorgulayamazlar, hadleri değil” ifadesi kullandı. Mehmedin Baraç ise gözlüklü bir müşteki avukatına anlatırken “dörtgöz avukat” diyerek hakaret etmesi salonda tepkilere neden oldu. Tahliye talep eden sanık Resul Demir, konuşmasını “Allah zalimlere lanet etsin” deyince, salondaki müştekiler “amin” diyerek karşılık verdi.
Tutukluluğa devam
Mahkeme, duruşma sonunda tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddetti. Soruşturmayı yürüten üç savcı hakkında avukatların suç duyurusunda bulunulması talebini reddeden mahkeme, dava dosyası kapsamında istenilen belgeleri göndermeyen Gaziantep ve Ankara Adliyesi'ndeki yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunma uyarısı yapılmasına karar verdi. Duruşma 4 Nisan'a ertelendi.