Gar Katliamı davasında polisler, 'Erdoğan'a hakaret' iddiasıyla ailelerden şikayetçi oldu

10 Ekim Ankara Katliamı davasında aileleri darp eden ve polislerin, 'Erdoğan'a hakaret ettiler' iddiasıyla ailelerden şikayetçi oldukları öğrenildi.

cumhuriyet.com.tr



101 yurttaşın yaşamını yitirdiği 10 Ekim Ankara Katliamı davasının ailelerin beyanlarının dinlenildiği ikinci duruşmasında AKP üyesi olduğunu söyleyen, IŞİD sanığı Mehmedin Baraç’ın ‘Yasin Börü’ diyerek bağırmasıyla aileler tepki göstermiş, çevik kuvvet polislerinden bazıları aileleri darp etmişti.

Polislerin mahkemeye sundukları bir tutanak ile yakınlarını kaybedenlerden “bizi küçük düşürdüler, toplum içindeki itibarımızı ve diğer fertler nezdinde saygınlığımızı ayaklar altına aldılar, sayın cumhurbaşkanımıza ve sayın başbakanımıza hakaret ettiler’ diyerek şikayetçi oldukları öğrenildi.

'CUMHURBAŞKANIMIZA HAKARET ETTİLER’

Polisler, mahkemeye sundukları tutanakta ‘salondakilere hiçbir fiziki müdahalede bulunmadıklarını’ beyan etti ancak duruşma günü birçok yakının vücudundaki darp izleri basına yansımıştı.

Tutanakta, “Devletimizin başında bulunan sayın cumhurbaşkanımıza ve sayın başbakanımıza hakaret ederek, ‘siz piyonsunuz’ dediler.

Bu sırada hiçbir provokasyona gelmeden amirlerimizin talimatıyla ‘lütfen sakin olun, sükunetinizi koruyun’ diyerekten müştekiler arasındaki uzalaşmacıların da yardımıyla kalabalığa fiziki müdahalede bulunmadan, güç kullanmadan, job kullanmadan sakinleştirdik” dendi.

POLİSLERİN TOPLUM İÇİNDEKİ İTİBARLARI ZEDELENMİŞ!

İlerihaber'den Tuğba Özer'in haberine göre yakınlarını kaybeden acılı ailelerin polisler için “Bunlar hükümetin polisleri devletin polisi değil. IŞİD’cilerin parayı nerden aldıkları belli değil ama bu polisler parayı devletten alıyor” dedikleri iddia edilen tutanakta, bu sözlerin polisleri ‘küçük düşürdüğü’ belirtildi:

“Bu söylemler bizi küçük düşürmüş, toplum içindeki itibarımızı ve diğer fertler nezdinde saygınlığımızı ayaklar altına almıştır. 1 hafta boyunca müştekiler ve sanıklar arasında oturan personelimiz bu süre boyunca ve buna benzer hakaretlere maruz kalmıştır. Buna rağmen müdahale yapılmamış herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştır. Yine müşteki yakınları cumhurbaşkanımıza, devlet büyüklerimize hakaret etmekten geri kalmamışlardır.”

‘EN UFAK HAREKETLENMEDE SERT MÜDAHALE ETTİLER’

Ailelerin avukatlarından Nuray Özdoğan duruşma sırasında ailelerin patlama sonrası polisin gaz sıkmasından ve yardımcı olmamasından bahsetmesinin sert müdahalede etkili olduğunu ifade ederek, “Ailelerin dinlendiği ve olayı yeniden yaşadıkları ve travmatize oldukları bir duruşmaydı. Aileler katliam günü kendilerinin ve yaralıların üzerine gaz sıkılmasından, kendilerine yardım edilmemesinden bahsetti ve çevik kuvvetin müdahalesiyle ölümlerin artığını iddia ettikleri bir duruşmaydı.

Biz mahkemeden çevik kuvvetin duruşmadan çıkarılmasını talep etmiştik. Söylediklerimi mahkeme dikkate alsaydı belki bunlar olmazdı. Çevik kuvvet polisleri tüm duruşma boyunca kendilerine dönük şikayeti dinledir. Dolayısıyla en ufak bir hareketlenmede sert müdahale ettiler, toplumsal olaylarda yaptıklarını orada da yaptılar” diye konuştu.

‘TEDİRGİN OLMUŞLAR’

Arbede sırasında ailelerin darp edilmesine şahit olan av. Özdoğan şunları söyledi:

“ Sanıkların yarattığı gerilim sırasında çevik kuvvet bölümünde bulunan bir kısım personelin ailelere dönük sert müdahalesi oldu. Bunlardan biri gözümün önünde yaşandı. Yaşlı bir amcayı ittiler örneğin. Ailelerin o hassasiyetinin gözetmeden sert tavırları oldu. Bir tane anne elinden yaralandı. Başka küçük şekilde yaralanan aileler de oldu.

Mahkeme başkanı, bizim ve ailelerin şikayetini dikkate alarak bu konuda suç işleyenlerin tespiti ve haklarında işlem yapılması kararı almıştı. anladığımız kadarıyla onları tedirgin etmiş akabinde hemen tutanak tutma gereği duymuşlar.”

‘POTANSİYEL ‘TERÖRİST’ OLARAK GÖRÜYORLAR’

“Orada katliama uğramış yakınlarını kaybetmiş, kendileri yaralanmış bir toplam vardı” diyen Özdoğan şöyle devam etti:

“Aynı şekilde alanda travma halinde ve yaralı bir gruba nasıl müdahale etmesi gerektiğini bilemediyse çevik kuvvet duruşma salonunda da aynısı vardı. Aslında onun küçük bir yansımasıydı. Ne yazık ki travma halinde bir toplama nasıl davranılacağına dair bir eğitimleri yok. Karşısındakileri potansiyel suçlu ve ‘terörist’ olarak görüyorlar. Sorun buradan kaynaklanıyor.”

Ailelerin IŞİD'li sanıklara yönelik tepkilerini polislerin neden kendi üzerlerine aldıkları da anlaşılamamıştır.Tutulan tutanak gerçeği yansıtmamaktadır.

Görevlerinin bir parçası da, salonda aileleri ve avukatlarını açıkça tehdit etmekten sakınmayan tehlikeli olan sanıklar karşısında müşteki ailelerini de korumak iken, düşmanlaştırıcı bir tavır içine girmişlerdir.10 Ekim katliam alanında da yapmaları gereken parçalanmış insanlara gaz sıkmak değil yardım etmek olmalıydı.”