Galatasaray geliyor...

Galatasaray gerçekten garip bir takım.

cumhuriyet.com.tr

Kim ne derse desin, eğer 'futbol tanrıları' varsa, her sezonun sonunda sihirli değneğini Galatasaray'a dokunduruyor.

Trabzon beraberliği sonrası üst üste alınan 5 maçın ve rakiplerin yitirdiği puanlarla yeniden şampiyonluk umudunun yeşermesinin başka açıklaması olamaz.

Bugünkü maçtan bağımsız yazıyorum; Denizlispor maçı zaten kazanılacaktı, kazanıldı, eğer laubalilik faktörü olmasa çok daha farklı alırdı maçı Sarı-Kırmızılılar.

Maçın ayrıntılarına gelirsek; küme düşmesi kesinleşen Denizlispor birçok oyuncusunu oynatamadığı maçta ilk 17 dakikada 3 net fırsat buluyor, sonrasında da ikinci yarı sana gol atıyorsa bir gariplik var demektir.

Gerçi skor 2-0'ken Emre Akbaba fantezisi ile kaçan penaltı gol olsa maçın seyri çok değişirdi ama genç bir kaleci penaltı kurtarıp takımını oyunda tutunca işler de zora giriyor.

İlk 11 seçimi doğruydu. Çünkü Falcao'suz takımda, Mustafa'nın da sakatlığı düşünülürse Halil'le, formda Babel'le başlamak mantıklı. Sadece Emre Akbaba tercihi tartışılır; onun dışında Galatasaray çok sıkmadan oynadı, kolay goller buldu. VAR odası uyarısı ile Halil'in golü güme gitmekten kurtuldu. Halil o pozisyonda iyi yükseldi, havada asılı kaldı. Sonrasındaki penaltı, Babel'in usta işi vuruşu ile gol oldu.

İşte ne olduysa o dakikadan sonra oldu. Hemen akabinde kazanılan penaltının, Babel dururken Emre Akbaba tarafından kullanılması, genç kaleci Abdülkadir'in ayakları ile merkeze gelen topu çıkarışı, Galatasaray'ın hızını kesti.

Pozisyon buluyorlar, ama kaleciyi geçemiyorlardı. 2. yarıda da bu görüntü devam etti. Fatih Terim oyunu hızlandırmak için 3 seri değişiklik yaptığı anda Denizlispor'un attığı gol şanssızlık mıydı, rehavet miydi bilinmez, sonrasında da Denizli pozisyon buldu.

Galatasaray ise averaja ihtiyaç varken sanki bir kontrollü oynadı.

Denizlispor da belli ki hamle oyuncularını saklamıştı, Denizli de maçı çevirebilmek için mücadele etti.

Sonrasında değişiklikler kendini gösterdi. Özellikle Onyekuru'nun katılımı arkaya atılan toplar, Denizli'nin 10 kişi kalışı Galatasaray'ın galibiyetini perçinledi. Nijeryalı yıldız bir penaltı yaptırdı, Mustafa'nın 4. golündede asisti yaptı.

Ama bir şeyler eksikti. Belki stres, çünkü bu tip maçlarda futbolcunun ayağına yapışan prangadır, ama birer adımdan kaçan gollerin de 'özürü'ü olmaz.

Hele bir penaltı kaçırma ve sonrasında tekrar kararı çıkınca 'sen atarım-ben atarım' kavgası var ki evlere şenlik! Fatih Hoca buna nasıl izin verdi bilinmez ama her golün altın değerinde olduğu dakikalarda istenmeyen görüntülerdi.

Yine de kazanan haklıdır diyecek olursak, bu mayın tarlasına benzeyen son haftalarda kazanmak çok ama çok önemli. Ama dedim ya eğer biraz motive olsalardı, Denizli maçı 6-7 farklı biter, Galatasaray da lider olurdu.

Şimdi rakip, kümede kalan Malatyaspor. Ancak Beşiktaş-Karagümrük maçında gördük ki, iddiasız ekipler çok daha iyi motive oluyorlar.

O yüzden bu yıl şampiyonluk aslanın ağzında değil midesinde.