Futbolun ‘imar affı’

TFF’nin önceki başkanlarından Kemal Ulusu, federasyonun bankalarla borcu kapatma projesini Cumhuriyet için yazdı.

Kemal Ulusu

Eski TFF Başkanı Kemal Ulusu, kulüplerin borçlarının yapılandırılmasının imar affını andırdığını ifade etti.

Cumhuriyet Gazetesi için konuyu derinlemesine inceleyen Ulusu, kulüplerin borç batağına düşmesinin en büyük nedeninin, ‘Spor Kulüpleri Yasası’nın çıkmaması olduğunu söyledi. Ulusu’nun önerilerinden satır başları şu şekilde:

Sayın TFF başkanıyla Ziraat Bankası Genel Müdürü’nü TV’den izledim. Bu konuda düşüncelerimi spor dünyasıyla paylaşmak istiyorum:

Ben imar affına benzettim bu projeyi. Orada kanunsuz yapılara belli bir ceza uygulanarak kaçak yapılar usulüne uygun hale getiriliyordu. Burada da yasalara, hatta kulüplere değil, kulüp bütçelerine aykırı hareket edenlere af çıkarılıyor ki bunlar da suçlu olan kulüp başkanları ve yöneticilerdir. 

Eğer uzun yıllardır nedense çıkartılamayan (!) Spor Kulüpleri Yasası çıksaydı, bu hesapsız kitapsız, sırf kendi dönemlerinde başarıyı yakalamak için saçma sapan transferlere milyon dolarlar ödeyen başkan ve yönetim kurulları, bu zarardan sorumlu olacaklardı. Bugün Ziraat Bankası’na muhtaç olunmayacaktı.

Aslında bütçelerine uygun hareket etmeyen yöneticilere bu bedellerin ödettirilmesi, kulüplere bu hususta verilen cezaları da ortadan kaldırırdı. Başkan ve yönetici gidiyor, milyon dolarları harcıyor, sonra da kulübe transfer yasağı, Avrupa’ya katılamama cezası vs. geliyor. Benim kulübümün ne suçu var? Suçu sen işliyorsun, cezayı kulüp çekiyor. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Futbolcu saçma sapan bir faul yapıyor, gereksiz kartlar görüyor ve de ertesi haftalar takımını eksik bırakıyor. Ben yöneticilik zamanlarımda zor deplasmanlara gitmemek veya yılbaşı, bayram tatillerine erken gitmek için komik kartlar gören futbolcuları görmüşümdür. Özetle hatayı futbolcu yapsın, cezayı kulüp çeksin. Bu konu öylesine önemli ki eğer benim TFF başkanlığımda olduğu gibi TFF’de bir APED (Araştırma, Planlama, Eğitim ve Denetim Ünitesi) olup başında da rahmetli Yılmaz Yücetürk gibi süper bir akademisyen olsaydı, Türkiye’de İngiltere’den sonra galibiyete 3 puan kararını ilk kez düşünüp TFF’ye federasyon yönetim kurulu kararı olarak aldırdıkları gibi buna da bir formül bulurlar ve hatta UEFA ve FIFA’ya da önerirler, kabul ettirebilirlerdi. 

Şimdi bir soru daha; şu anda TFF’nin böyle bir eğitim dairesi var mı? Başında da hangi akademisyen var? Hemen ilk cevap benden gelsin: Yok. Galiba bir futbol direktörlüğü var, o kadar!

Devletin paralarına yazık

Sonuç olarak hatayı kulüp başkanı ve yönetimi yapsın, cezayı yine zavallı kulüp ve taraftarları çeksin, ne güzel! Başkan ve yöneticiler medyada boy göstersinler, siyasilerle şahsi işlerini güzel güzel halletsinler, kulüp paralarıyla dünyayı dolaşsınlar, bir alay futbolcu eskisine ve de en önemlisi yakın dostları menajerlere abartılı paralar ödesinler, özetle kulüp kasasını har vurup harman savursunlar, sonra da TFF denetim yapıp kulübe ceza versin. Şimdi bu konu daha da komik, zira böyle bir cezayı bizim TFF’nin vermesi mümkün değil, zaten hiç veremiyor da... Neden mi? Zira onu kulüpler seçiyor, nasıl cesaret edebilir! İşte o zaman devreye UEFA ve FIFA giriyor, en ağır cezaları acımadan veriyor. Beşiktaş, F.Bahçe, G.Saray vs. hepsi en ağır cezaları almadılar mı? Yüzlercesi dosyamızda bekliyormuş. Kim bilir ne ağır cezalar yolda? 

Yazık olacak devletimin, bankamızın paralarına. TV’lerde izliyoruz, çiftçiler isyandalar: ‘Bizlere kredi, para yok, futbola var’ diye. Haksızlar mı? Ne işi var Ziraat Bankası’nın topa girmesinde? Bunlara ağır tedbirler ve yönetmelikler çıkartacaksın ki akılları başlarına gelsin.

Eğer Spor Kulüpleri Yasası çıkmaz, bu başkanlar ve yöneticiler kulüpleri yönetir, en önemlisi de TFF kanunu ve TFF Genel Kurul Yapısı değişip TFF başkanımız, süper kulüplerin (Kulüpler Birliği’nin) baskısı altından kurtarılmazsa ne yapsanız boşunadır. Bırakın kulüpler kendi başlarının çaresine baksınlar, altyapıya eğilsinler (Trabzonspor, Bursa, biraz da G.Saray gibi); hesaplarını, kitaplarını bilsinler. Gelen büyük gelirlerini harcamayı değerlendirip borçlarını ödesinler. Hele bir de sizler kanunları peş peşe çıkartırsanız göreceksiniz ki 2-3 yıl sonra durum düzelerek yavaş yavaş normale dönecektir.

Sayın Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Spor Bakanı ve Futbol Federasyonu Başkanı, gelin siz bu satırları yazan eski bir Futbol Federasyonu Başkanı’na, bu mütevazı spor adamına lütfen kulak verin, inanın. Devletimin paraları yine bu kulüplerce çarçur olmadan, milletim için daha faydalı yerlere harcansın.