Futbol Federasyonu değil inşaatçılar birliği!

Taban birlikleri hiçe sayıldı, profesyonel futbolcular yönetimden uzaklaştırıldı.

Arif Kızılyalın

1990’lı yılların başında Kemal Ulusu, Şenes Erzik gibi isimlerin önerisi tarafından özerk yapıya kavuşan ve dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından yasa korumasına alınan Futbol Federasyonu, 2009’daki kanun değişikliği ve 2011’deki genel kurul müdahalesi ile futbol dışındaki tüm kesimlerin “boy gösterdiği” mecra haline geldi. 

AKP iktidarının, “futbolu da yönetelim” sevdası, TFF Genel Kurulu’nu müteahhit, holding sahibi, AKP denetimindeki kamu kurumları ve yine AKP’li belediyelerin arka bahçesine çevirirken, 2008’e kadar yaklaşık yüzde 40’lık oy oranına sahip taban birlikleri, yasa ve yönetmelik değişiklikleriyle güçlerini büyük ölçüde yitirdiler. Eski TFF başkanları ve UEFA’daki görevleri nedeniyle genel kurulda “ismen” yer alan futbol insanlarının dışındaki hakem, futbolcu, teknik direktör, amatörler ve engellilerin oy oranı yüzde 12’lere kadar düştü.

Kulüpler Birliği devrimiymiş!

Taban birliklerinin ağırlıklı olduğu dönemde Futbol Federasyonu seçimlerine müdahale edemeyen AKP iktidarı, 2009’daki yasa ve sonrasındaki statü değişikliğiyle profesyonel takımları ve onların bağlı olduğu Kulüpler Birliği Vakfı’nı etkin hale getirdi. 18 Süper Lig takımlarının delege sayısını 7’ye sabitleyen, 1. lig ekiplerine 2’şer, 2. ve 3. lig takımlarına da birer delege hakkı veren yeni yönetmelik, ülkede futbolu ayakta tutan Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu’na 10, Profesyonel Futbolcular Derneği’ne 6, milli futbolculara 5, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’ne başkan hariç milli takım hocalığı yapmış olmak şartı ile 6, hakem camiasına TFFHGD üzerinden biri başkan 6, engellilerin futbol branşına 1 delegelik hakkı tanıdı. Böylelikle tüm güç Kulüpler Birliği’ne geçti, birlik federasyon başkan ve yönetimini istediği zaman görevden alacak imza gücüne kavuştu.

Yönetimde futbolcu yok!

TFF’deki bu yapısal değişiklik sonrası futbolun asıl sahibi olan profesyonel futbolcular, teknik direktörler ve hakemler, TFF Yönetim Kurulu’ndan dışlandılar. Oysa önceki dönemlerde TFF yönetimlerinde Şeref Has, Suat Mamat, Fethi Heper, Cüneyt Tanman ve Zekeriya Alp gibi futbol dünyasının yıldızları “Yönetim Kurulu üyesi” kimliğiyle çalışmışlardı. Son yıllarda ise TFF yönetimindeki isimlerin çoğu ya futbol oynamamış ya da gençlik yıllarında sadece amatör kümede forma giymiş isimler. Hatta, geride kalan süreçte basketbol, voleybol gibi branşlarda spor yapanlar kendilerine TFF yönetimlerinde başkan, başkanvekili, yönetici olarak yer bulmuşlardı!

İnşaatçılar birliği!

TFF’nin şimdiki yönetim kurulunda holding sahipleri,  inşaat ve gayrimenkulle uğraşanlar ön planda. İşte o meslekler:

Yıldırım Demirören (BJK Başkanlığından geldi, Demirören Grubu’nda patron), Servet Yardımcı (Deniz Taşımacılık), Nihat Özdemir (F.Bahçe Asbaşkanlığından gelme, müteahhit), Hüsnü Güreli (Mali uzman), Ali Dürüst (Voleybol kökenli, G.Saraylı yönetici, kimya şirketi sahibi), İbrahim Usta (İnşaatçı, müteahhit), Cengiz Zülfikaroğlu (İşadamı), Ali Düşmez (Eski futbolcu ve yönetici), Erhan Kamışlı (gayrimenkul uzmanı), Kaan Terzioğlu (Turkcell CEO’su), Mustafa Çağlar (İnşaat ve turizm sektöründe patron), Alaattin Aykaç (Azeri şirket Palmali Grubu yöneticisi), Ahmet Gökçek (Melih Gökçek’in oğlu, işadamı) Mete Düren (Doktor), Fuat Guguloğlu (Gazeteci, reklamcı). Yönetim kurulunun yanı sıra icra kurullarında THY üst düzey yöneticileri, AKP’nin atadığı bürokratlar, AKP’li belediyelerde ön planda olanlar dikkat çekiyor. Kulüp Birliği Vakfı’nın denetimindeki 240’ı aşkın ve her seçimde değişen delegelerin de yüzde 40’ı inşaat sektöründe görev alan isimler. Sonuçta; önceki yıllarda Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurul delegelerinin, yüzde 55’ini kulüpler oluştururken, bugün bu oran yüzde 87. Türk futboluna emek vermiş ve vermekte olan paydaşlar ise genelde genel kurul yapısının dışında kalmış. Futbolcu, antrenör ve hakemlerin yanı sıra üniversite temsilcilerinin de devre dışı bırakılması, belki de “kötü yönetilen” Türk futbolunu açıklamaya yetiyor.