Freedom House: Türkiye'nin adaylığını dondurun

ABD’nin saygın düşünce kuruluşlarından Freedom House’un Avrasya Uzmanı Schenkkan, Avrupa Birliği’ne “Türkiye’nin katılım sürecini dondurma” çağrısı yaptı. Dış aktörlerin Türkiye üzerindeki tüm etkisini yitirdiğini belirten Schenkkan, “Bu hükümetle Türkiye’nin Avrupa vizyonu hiçbir zaman ileriye gitmeyecek. Süresiz olarak Avrupa’nın dışında kalacak bir Türkiye’ye hazırlanmanın zamanı geldi” dedi.

Cumhuriyet/Dış Haberler Servisi

ABD’nin saygın düşünce kuruluşlarından Freedom House’un Avrasya uzmanı Nate Schenkkan, Avrupa’ya “Türkiye’nin katılım sürecini dondurmanın tam zamanıdır” çağrısı yaptı. Schenkkan, Freedom House’un internet sitesinin “blog” bölümünde “Türkiye’nin Avrupa’daki Sonu” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Türkiye’nin geçen yıl 17 Aralık’ta ülke çapında polis baskınlarıyla uyandığı, Halk Bankası Genel Müdürü’nün gözaltına alındığı, televizyonların yatağının altından çıkan milyonlarca dolarla dolu ayakkabı kutularını gösterdiği hatırlatılan yazıda, üç bakanın oğullarının sorgulandığı, savcıların dönemin başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı ve “ülkenin en güçlü adamı” Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun da kapısını çalmak üzere olduğu vurgulandı.

Hükümetin, savcı ve polisleri görevden alarak yolsuzlukları örtme savaşında başarı sağladığı yaklaşık bir yılın ardından, Erdoğan ve müttefiklerinin “intikam” aldığını yazan Schenkkan, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Samanyolu televizyonu başkanının da aralarında bulunduğu Gülen hareketi önde gelenlerinin hedef alındığını, zanlıların “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmekle” suçlandıklarını aktardı.

Yazıda, Zaman ve diğer “Gülen medyası”nın geçen yıl yolsuzluk soruşturmasını birinci sayfalarından, Samanyolu televizyonunun gece yarılarına varan yayınlarla duyurduğu, üst düzey yetkililerin gizlice alınmış ses kayıtlarının bütün kış ve yaz boyunca sızdırıldığı, bunların cemaatin iktidar partisine savaş açması olarak yorumlandığı kaydedildi.

Şimdi ise “Rakip İslamcı grup Tahşiye’ye yönelik soruşturmaya destek veren Gülenci medyanın Bizans komplosu düzenlemekle” suçlandığını yazan Schenkkan, Samanyolu televizyonunda yayımlanan iki dizinin, Tahşiye’yi hedef alan soruşturmanın bir parçası olduğu suçlamasıyla dizilerle ilgili kişilerin gözaltına alındığını belirtti. Yazıda, “Türkiye’de soruşturmanın gerçek motivasyonunun yolsuzluk skandalının intikamı olduğundan şüphe duyulmuyor” denildi.

Türk medyasına ve kamuoyuna çağrıda bulunan Schenkkan, “Bu baskıyı durdurmak Türk medyasına ve sivil toplum kuruluşlarına düşüyor. Gerçek şu ki, artık dış aktörler Türkiye üzerindeki tüm etkisini kaybetti” diye yazdı.

Erdoğan’ın, 14 Aralık operasyonunun ardından Avrupa Birliği’nden (AB) gelen kınama açıklamasına “Kendi fikrinizi kendinize saklayın” diye yanıt verdiğini hatırlatan Schenkkan, “En azından Türkiye’nin üyeliğini destekleyen bir Avrupa Parlamentosu üyesi Türkiye’nin adaylığının resmi olarak dondurulmasını teklif etti. Bu sert adımı atmanın zamanı geldi” dedi.

Kendisinin de Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyenlerden biri olduğunu belirten Schenkkan, “Ancak bu hükümetle Türkiye’nin Avrupa vizyonu hiçbir zaman ileriye gitmeyecek. Üyelik sürecini dondurmanın ve süresiz olarak Avrupa’nın dışında kalacak bir Türkiye’ye hazırlanmanın zamanı geldi. Bu ülke için demokratik bir gelecek hayali kuranların, bu hedefi desteklemek için daha farklı şekilde düşünmeleri gerekiyor” diye yazdı.

Schenkkan, Gülen hareketinin dışarda özenle liberal demokrat bir imaj oluşturmasına rağmen içerde kendisine karşı çıkanlara ve gazetecilerin üzerine gitmekte tereddüt göstermediğini de belirterek, Gülen hareketi hakkındaki kitabı nedeniyle hapse atılan gazeteci Ahmet Şık’ın buna rağmen dayanışma göstererek, “Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden cemaatin bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir” dediğini hatırlattı.