Freedom House: Türkiye’de özgürlükler geriye gidiyor
Washington merkezli insan hakları örgütü Freedom House (Özgürlük Evi), Türkiye’nin ‘kısmen özgür’ ülkeler arasında yer aldığını açıkladı. Örgüt, AB’nin mülteci akışını engellemek için ‘otoriterlik davranışları gösteren’ Erdoğan’a göz yumduğunu kaydetti.
CHA
Raporda, Can Dündar ve Erdem Gül'e de yer verildi
Dünya Özgürlük Raporu'nda “Tedirgin Diktatörler, Sallanan Demokrasiler: Küresel Özgürlük Baskı Altında” başlığını kullanan Freedom House’a göre dünyada özgürlükler 2015 yılı dahil geçtiğimiz 10 yılda istisnasız düşüş gösterdi. 2,9 milyar ile dünya nüfusunun yüzde 40’ını temsil eden 86 ülke ‘özgür’ kategorisinde yer aldı. Geçtiğimiz yıl bu rakam 89 idi.
Skandal iddianame... İşte Can Dündar ve Erdem Gül'e istenen cezalar
Dünya nüfusunun yüzde 24’ünü temsil eden Türkiye’nin de aralarında yer aldığı 59 ülke ‘kısmen özgür’ kabul edildi. Kısmen özgür ülke sayısı geçtiğimiz yıla göre 4 adet arttı. 50 ülke ise ‘özgür olmayan’ ülke kategorisinde yer aldı. Bu ülkeler 2,6 milyar ile dünya nüfusunun yüzde 36’sını oluşturuyor. ‘Özgür olmayan’ ülke kabul edilen Çin, tek başına 1,3 milyar nüfusu barındırıyor.
MÜLTECİLERİ İSTEMEYEN AB ERDOĞAN’A GÖZ YUMUYOR
Freedom House raporunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın artan bir şekilde otoriter davranışları göstermesi ile durma noktasına gelen Avrupa Biriği üyelik sürecinin AB’nin ‘yenilenen çıkarları’ sebebiyle tekrar gündeme geldiğine dikkat çekildi. “AB müzakerecileri, mültecilerin Avrupa’ya akışını kesmek için Türkiye’nin yardımını arıyor. Görünüşe göre Erdoğan’ın muhalif medya baskınlarına ve Kasım seçimleri öncesi Güneydoğu’daki şehirlerde ayrım gözetmeden yaptığı askeri operasyonlarına 2015’teki baskıcı eylemlerine göz yumdular.” ifadesine yer verildi.
Türkiye’de özgürlüklerin gerilediğine dikkat çekilden raporda, “Türkiye, hükümet ve Kürt militanlar arasında şiddetin yenilenmesi, IŞİD’in terör saldırıları ve hükümet ve destekçilerinin Kasım’daki parlamento seçimleri öncesinde muhalefet üyelerine ve medya kuruluşlarına yönelik yoğun tacizleri sebebiyle düşüş eğilimi gösteriyor.” ifadeleri kullanıldı.
YOLSUZLUK HALA BÜYÜK PROBLEM
Raporda, yolsuzluğun Türkiye’de hala büyük bir problem olduğu belirtildi. Erdoğan ve ailesi dahil bazı bakanların karıştığı 2013’teki yolsuzluk skandalının etkilerinin 2015 yılında da sürdüğü kaydedildi. Hükümetin, bu iddiaları redderek ‘Paralel Yapı’ iddiasıyla Hizmet Hareketi’ni suçladığına dikkat çekilen raporda, “Yolsuzluk iddialarını doğrulayacak araştırmalar son derece kısıtlı. Ocak 2015’te parlamento 4 bakanın yargılanmasına onay vermedi.” ifadeleri yer aldı. Hükümetin ayrıca 2015 yılı boyunca Paralel Yapı unsuru olmakla suçlanan Hizmet Hareketi ile ilişkili birey ve işletmeleri soruşturmayı sürdürdüğü kaydedildi.
Türkiye Anayasası'nda yargı özgürlüğünden bahsedilmesine rağmen, hükümetin hakimlerin atanması, terfi etmesi ve maaş ödemelerinde hala ciddi etkiye sahip olduğuna dikkat çekilen raporda, “Yolsuzluk iddialarının arkasından hükümet binlerce polisi, hakimi ve savcıyı yeniden atadı ve mahkemelerde daha fazla kontrolü sağlayacağı yasa geçiedi.” ifadesine yer verildi.
“GAZETECİ VE AYDINLAR TERÖR SUÇLAMASIYLA HAPSEDİLİYOR”
Raporda Türkiye’de son yıllarda onlarca aydın ve gazetecinin özellikle terör suçlamasıyla hapsedildiğine dikkat çekildi. Hükümetin gazetecilere yönelik tacizinin artık sıradan olduğu ve oto sansür ve işten çıkarma gibi sonuçlara sebep olduğu belirtildi.
Kasım seçimlerinden hemen sonra muhalif bir dergiden iki gazetecinin hükümeti devirmek suçlamasıyla göz altına alındığının dile getirildiği raporda, öldürülen savcının fotoğrafını yayınlaması sebebiyle terör propagandası yapmakla suçlanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni dahil aynı ay içinde 18 gazetecinin daha gözaltına alındığı kaydedildi. Erdoğan’ın haberlerini eleştirmesinin ardından Hürriyet Gazetesi’nin iki kez AKP destekçilerinin saldırısına maruz kaldığı hatırlatıldı. PKK ile çatışmaları haberleştiren 3 yabancı gazetecinin de ülkeden çıkarıldığı belirtildi.
Geçtiğimiz yılın ekim ayında Koza-İpek Holding’e ait medya kuruluşlarına yönelik baskın da Freedom House’un raporunda yer aldı. Bugün ve Millet gazetesinin 'Gülen Hareketi ile ilişkisi' dolayısıyla hükümetin kontrolüne geçtiği, Holdinge ait Kanaltürk and Bugün TV’nin kapatıldığı kaydedildi. Raporda, “Bu kuruluşlardaki 71 gazeteci kovuldu. Yeni yönetim ile çalışmalarını sürdürdüler ve hükümeti destekleyen haberler ürettiler. Bunun dışında bazı televizyon platformları hükümeti eleştiren televizyonların sinyallerini kesti.” ifadesi yer aldı.
Erdoğan’ı eleştirenlerin hapis cezası ile karşı karşıya geldiğine dikkat çekilen raporda, gazeteciler, lise öğrencileri ve hatta eski Türkiye güzelinin Erdoğan’a hakaretten hapis cezası dahil çeşitli cezalar aldıkları belirtildi.
“ERDOĞAN SEÇİMLERDE AKP İÇİN ÇALIŞTI”
Türkiye’deki geçtiğimiz yapılan seçimler de raporda yer aldı. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (OSCE) seçim kampanyalarında Türkiye’deki medya tarafsızlığı, oto sansür, devlet imkanlarının Erdoğan’ın seçim kampanyasına harcanması, seçim kampanyalarının finansmanının yeterince şeffaf olmaması ve oy hilesi gibi usulsüzlüklere dikkat çektiğinin hatırlatıldığı raporda, “Seçim sürecinde bazı usülsüzlükler vardı. Erdoğan AKP için kampanya yürüttü. Ülke içindeki ve uluslararası gözlemciler cumhurbaşkanının teamül ve yasalardaki tarafsızlığını ihlal ettiğini söylediler.” ifadesi yer aldı.
TRT’nin seçim sürecindeki yayın politikasına da değinilen raporda, devletin kanalının AK Parti’nin kampanyasına haberlerinde çok geniş yer ayırırken muhalefete çok az bir zaman verdiğine dikkat çekildi.
HDP’NİN 200 OFİSİ SALDIRIYA UĞRADI
Hükümetin HDP’yi PKK’nın bir kolu olmakla suçladığının dile getirildiği raporda, Eylül ve Ekim aylarında HDP’ye ait 200 ofisin sivil çeteler tarafından saldırıya uğradığı belirtildi. Ayrıca HDP’li 40 belediye başkanının gözaltına alındığı veya görevinden uzaklaştırıldığı kaydedildi.
Hükümetin binlerce Kürt’ü PKK bağlantısı iddiasıyla gözaltına alındığının ifade edildiği raporda, insan hakları avukatı Tahir Elçi’nin ‘PKK terörist örgüt değildir’ demesinin ardından öldürüldüğü belirtildi. HDP’nin Elçi’nin ölümünü suikast şeklinde ilan ettiği hatırlatıldı.
Raporda ayrıca Sünni-Müslüman olmayan Alevilelerin tarihsel bir şiddet ve ayrımcılığa maruz kaldıkları ve AKP’nin bu yöndeki ‘açılım’ sözünün Aleviler içinde hayal kırıklığına sebep olduğu belirtildi.
ŞİRKETLERE BASKINLAR VE VERGİ DENETİMLERİ
Raporta geçtiğimiz yıl Türkiye’deki şirketelere yönelik vergi denetimi ve baskınlara da dikkat çekildi. Koç Holding’e ait Tüpraş’a kesilen 160 milyon TL vergi cezasının ‘siyasi’ olarak görüldüğünün belirtildiği raporda, “Mayıs ayında Gülen hareketi ile ilişkili İslami banka Bank Asya, resmi olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredildi. Eylül ayında Kayseri’de Boydak Holding CEO’su dahil iş adamları ve üniversite yetkilileri Anti-Gülen soruşturması kapsamında polis tarafından gözaltına alındı. Ekim ayında yine Gülen hareketi ile ilişkisi iddiasıyla Koza-İpek Holding’e ait 23 şirkete hükümet el koydu.” ifadeleri yer aldı.
ÖZGÜRLÜKLER 5 YILDIR GERİLİYOR
Rapor Türkiye’de özgürlüklerin son 5 yılda gerilediğini gösteriyor. Raporda ayrıca siyasal haklar ve sivil haklar 1’den 7’ye kadar puanlandı. 1 en yüksek 7 ise en düşük puan olarak kabul edildi. Türkiye geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da siyasal haklardan 3 ve sivil haklardan 4 puan aldı.
Freedom House’un basın özgürlüğü raporunda ise Türkiye, 'özgür değil' katagorisinde yer almıştı.