Fitch notu düşürmedi ama kötü haber IMF'den geldi

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye notunu düşürmesi beklentisiyle dolar 2.30 TL’yi aştı. Pek çok risk sıralaması yapan Fitch, gece geç saatlerde notu değiştirmediğini açıkladı. IMF ise Türk ekonomisi hakkında yayımladığı sert raporda, sermaye girişlerinde keskin düşüş olacağını, kur riskinin tırmandığını, cari açığın yüksek kalacağını belirtti.

Pelin Ünker/Cumhuriyet

Kuruluş, jeopolitik risklerin ve Avrupa’daki toparlanmanın zayıflamasının Türkiye’yi negatif  etkileyeceği değerlendirmesini yaptı.

Fitch, Türkiye’de enflasyonun Merkez Bankası’nın beklentilerinin üzerinde seyretmeye devam  ettiğini vurguladı. Türkiye ile ilgili birçok riski sıralamasına karşın notun değişmemesi ve  duyurunun gece geç saatlere kadar yapılmaması kararın siyasi olduğu yorumlarına neden oldu.

‘Edepsiz’ ilan etmişti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta içinde yaptığı açıklamada kredi derecelendirme kuruluşlarını ‘edepsiz’ ilan etmişti. Erdoğan, söz konusu kuruluşların ‘ekonomi cahili olduğunu’ savunup “Edep yahu! Ya ekonomi bilmiyorlar. Ya da çırak bile değiller” diye suçlamıştı. Söz konusu  kuruluşları, siyasi kararlar vererek bir algı operasyonu içinde bulunduğunu söyleyerek, “Bunlara bir vazife verilmiş, onu yerine getiriyorlar” iddiasında  bulunmuştu.

Yıllık not takvimine göre 3 Ekim’de Türkiye raporunu açıklayacağını duyuran Fitch, kararını Avrupa’nın Sermaye Piyasası Kurulu ESMA düzenlemeleri gereği Avrupa Birliği’nde piyasaların kapanmasının ardından gerçekleştireceğini duyurmuştu.

Karar gecikti

Fitch “Raporlarımız genellikle regülasyon nedeniyle ABD piyasaları kapandıktan sonra yayınlanmaktadır” açıklamasını yaptı. Kuruluşun gece geç  saatlere kadar Türkiye’nin notuyla ilgili değerlendirmesini açıklamaması kararın siyasi nedenlerle alındığı tartışmalarına yol açtı. Moody’s de  Türkiye’nin ülke notunu 8 Ağustos’ta açıklayacağını duyurmuş ancak Türkiye saatiyle gün tamamlanmasına rağmen kurumdan herhangi bir açıklama  gelmemişti.

Moody’s 9 Ağustos’ta “notla ilgili güncelleme yapmadığını” duyurmuş, cumhurbaşkanı seçimleri nedeniyle kurumun Türkiye’yi pas geçtiği dile  getirilmişti.

Fitch, 11 Eylül’de İstanbul’da gerçekleştirdiği Türkiye’ye yönelik değerlendirme konferansında kredi notuyla ilgili olumsuz mesajlar vermişti.

Siyasi risklere vurgu yapan Fitch, “Politika tutarlılığı ve öngörülebilirliği şu an halihazırda kendi not grubundaki ülkelere göre zayıf” diyerek indirim  sinyali vermişti.

Fitch, 4 Nisan’da yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin notunu BBB- olarak teyit etmiş görünümü “durağan”da tutmuştu. BBB- notu “alt orta sınıf” olarak ifade ediliyor ve yatırım yapılabilir seviye olarak değerlendiriliyor.

Fitch, Japonya (A+), Gana (B), Güney Afrika (BBB+), Malezya (A), El Salvador (BB-), Rusya (BBB), Lübnan (B), Tunus (BB), Venezüela (B) ve  Moğolistan’ın (B+) notunu negatifte tutuyor. Not derecesi olarak ise Güney Afrika Türkiye’den iki basamak, Rusya ise bir basamak yukarıda bulunuyor.

Not görünümünün negatife çevrilmesi, kredi derecelendirme kuruluşunun, 1 yıllık bir süre içinde kredi notunu indirebileceği anlamına geliyor.

Türkiye’nin not görünümü diğer iki kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s ve Moody’s tarafından “negatif” olarak tutuluyor. Hazine, S&P ile  ülke notu anlaşmasını Ocak 2013’te sonlandırmış, yerine, Türkiye’ye uzun aradan sonra ilk “yatırım yapılabilir” notu veren Fitch ile anlaşma yapmıştı. Kuruluş prosedür gereği Hazine’ye önceden bilgi veriyor.

Kötü haber IMF'den geldi

Türkiye hakkında 11 maddelik bir değerlendirme yayımlayan Uluslararası Para  fonu (IMF), düşük ulusal tasarruflar ve rekabet gücü zorluklarının, yatırım ve ihracatı sınırladığını belirtti.

IMF heyetine göre, Türkiye ekonomisi 2010’dan bu yana ortalama yüzde 6’lık kayda değer bir büyüme gösterdi. Ancak hızlı büyüme, yüksek enflasyonu ve büyük bir dış açığı beraberinde getirdi. Büyüme potansiyelini aşağı çeken bu dengesizliklerin, özenle kurgulanmış makroekonomik politikalar ve yapısal reformlarla ele alınması gerekiyor.

Değerlendirmeye göre, döviz kuru geçişkenliği, yüksek gıda enflasyonu ve kısmen, erken gerçekleştirilmiş parasal genişleme nedeniyle enflasyon bir  kez daha belirlenen hedefin üzerinde gerçekleşecek. Ayrıca cari işlemler açığı, her ne kadar azalıyor olsa da yüksek düzeyde seyredecek. 

Değerlendirmeye göre, mevcut politikalarda değişiklik yapılmazsa ekonomik performans yakın geçmişe kıyasla daha zayıf olacak. Daha düşük büyüme, enflasyonu ve cari açıktaki kötüleşmeyi sınırlandıracak.

Ancak bu durum Türkiye’nin gelir seviyesinin gelişmiş ülkelere yaklaşmasını azaltacak ve ülkeyi orta gelir tuzağına itecek. Ekonomik görünüme ilişkin  temel risk, yükselen piyasa ekonomilerine yönelik sermaye girişlerinde yaşanabilecek keskin bir düşüş olacak.

Rapora göre bankalar, bol miktarda ve ucuz olan toptan dış fonlama kullanımını artırdı. Buna paralel bankalar, finansal olmayan şirketlere sağladıkları  döviz cinsi krediler nedeniyle, artan bir dolaylı döviz kuru riski ile karşı karşıya.

Para politikası duruşu enflasyon hedefiyle uyumlu olmalı. Mevcut politika faiz oranı, enflasyonun yüzde 5’e indirilmesi hedefi ile tutarlı değil.