'Fişlemeleri resmi evrak yaptınız'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, 'Güvenlik İşleri Başkanlığı'nın 2004 yılına kadar yaptığı fişlemeleri imha etmek yerine resmi evraka dönüştürüp sakladığını ifade etti.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, bir gazetede yayınlanan haber nedeniyle açılan davaya gelen cevabın bir skandalı ortaya çıkardığını belirterek, Başbakanlık'ta rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alınacak tedbirleri yürütmesi amacıyla kurulan "Güvenlik İşleri Başkanlığı"nın 2004 yılına kadar yaptığı fişlemeleri imha etmek yerine resmi evraka dönüştürüp sakladığını ifade etti. Konuya ilişkin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir soru önergesi yönelten Tanrıkulu, "Bu fişlemeleri hukuki bir dayanak oluşturmanız, skandal değil midir?" diye sordu.

Başbakan Erdoğan'ın yazılı yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na bir soru önergesi veren Tanrıkulu, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakanlık aleyhine Bugün Gazetesi'nin 15 Nisan 2008 tarihli nüshasının 1. Sayfasında Kılıçdaroğlu'na BÇG Fişlemesi başlığıyla verdiği haber aleyhine açılan ve halen Ankara 1. İdare Mahkemesi'nin 2010/ 1417 E. Sayılı Dosyasının 25 Kasım 2010 tarihinde Başbakan adına verilen cevap dilekçeyle bir skandal ortaya çıkmıştır" belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Söz konusu dilekçede; Rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alınacak tedbirlerin yürütülmesini sağlamak üzere, Uygulamayı İzleme ve Koordinasyon Komisyonunun kurulduğu 1997 yılında bu komisyonun adının Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu'na dönüştürüldüğü belirtilmiştir. 2005 yılında ise bu kurulun Başbakanlık Güvenlik İşleri Başkanlığına bağlandığı, 2006 yılında ise 5508 Sayılı Kanunla Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü olarak yeniden yapılandırıldığı bilgisi verilmiştir. 2008 yılında Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü'nün, 1997-2004 yılları arasında merkeze iletilen ve farklı içeriklere sahip dosya/belgelerin, tarihsiz, isimsiz, imzasız, hangi makam tarafından hangi makama verildiği tespit edilemediği ve kayıt altına alınmadığı gerekçesiyle, 2004 yılında bütün belgelerin (fişlemelerin) kayıt altına alınarak Devletin resmi evrakı haline dönüştürüldüğü bilgisi verilmiştir. Yani fişlemeler imha edilmek yerine resmi evrak haline getirilerek saklanmıştır."

Tanrıkulu, bu bilgileri aktardıktan sonra, hukuka aykırı olarak yapılan fişlemelerin AKP iktidarı döneminde kayıt altına alındığını değinerek "Hukuka aykırı olan bu fişlemelerin, iktidarınız döneminde resmi kayıt altına alınarak, bunlara hukukî mahiyet kazandırıldığı anlaşılıyor. Bir yandan fişlemelere son verdiğinizi iddia ederken, diğer yandan Batı Çalışma Grubu'nun fişlemelerine hukukî bir dayanak oluşturmanız bir skandal değil midir? Bu skandalı nasıl izah ediyorsunuz? Hukuka aykırı bir biçimde yapılan fişlemelerde, kişisel verilerin de toplandığı bilinmektedir. Bu bilgileri neden imha etmediniz? Fişlemeleri kayıt altına tutarak neyi amaçlamaktasınız? Bu fişlemeleri hangi maksatla kullanmayı düşünüyorsunuz? Kayıt altına alma işlemi sırasında ne kadar belge imha edilmiştir? Ne kadar belge kayıt altına alınmıştır? Bunun dökümü yapılmış mıdır? Kayıt altına alınmayan belgeler kimlere aittir? Kayıt altına alınan belgeler kimlere aittir? Verilen cevapta mahkemeye sunulan dosyanın herhangi bir suretle kabullenicisi, olurlayıcısı, savunucusu veya takipçisi olunmadığı ifade edilmiştir. Bu çelişkiyi nasıl açıklıyorsunuz? Kabullenicisi olunmayan belgeler nasıl kayıt altına alınmıştır? Batı Çalışma Grubu'nun gayrihukuki bir biçimde oluşturduğu belgeleri kayıt altına alarak, 28 Şubat'ın aktörlerinin uygulamalarını sahiplenmiş mi oluyorsunuz? Şu anda Batı Çalışma Grubu'nunkine benzer biçimde fişlemeler devam etmekte midir? Kişisel bilgilerin toplandığı bir çalışma yürütülmekte midir? Hangi amaçla böyle bir çalışma yapılmaktadır? Elinizde kaç kişiye ait kişisel bilgi bulunmaktadır?" diye sordu.