Fırat ve Dicle'de kontrol hakkı kalkıyor
BM üyesi ülkelerin parlamentolarından geçen sözleşme taslağına göre, sınır aşan suların geçtiği bütün ülkeler eşit hakka sahip olacak.
OSMAN İKİZ
Bütün ülkelerin uyması gereken kuralların yer aldığı sözleşme, önümüzdeki 15 yıl için sürdürülebilir kalkınma hedeflerini belirliyor. Sözleşme Fırat ve Dicle nehirleri üzerindeki tasarruf yetkisini Türkiye, Suriye ve Irak arasında eşit olarak paylaştırıyor. Sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda yepyeni sorunlarla yüz yüze kalmasına yol açabilecek yeni bir sürece girilmiş olacak.
Çoğu sınır aşan suların kaynaklarına sahip olan son 35 ülkenin de parlamentolarının onaylamasıyla suların paylaşımı için yeni bir sözleşme üzerinde antlaşma sağlanmış oldu. Su konusundaki uluslararası konferanslarda öteden beri tartışılan sınır aşan sular son olarak Stockholm’deki su konferansında da önemli gündem maddelerinden biriydi.
Paylaşım formülü
Dünyadaki sayılı su uzmanlarından biri olan Dünya Su Konseyi İkinci Başkanı ve Stockholm Su Konferansı Bilim Heyeti Üyesi Prof. Doğan Altınbilek, gerek konferanslarda dile getirilen görüşlerin gerekse yeni sözleşmenin önümüzdeki yıllarda Türkiye için yeni sorunlar çıkaracağı görüşünde. DSİ Genel Müdürü olduğu yıllarda, Batılı ülkelerin Fırat ve Dicle konusundaki görüşlerine karşı çıkan Prof. Altınbilek, tanımlamaların da değiştirildiğini söylüyor:
“Sınır aşan sular yerine artık, uluslararası sular demeye başladılar. Düşüncelerine uygun olarak geliştirdikleri kavramlardan biri de ‘tahsis’ yerine ‘paylaşım’. Biz
güneydeki komşularımıza saniyede en az 500 metreküp suyu garanti ediyorduk ve buna ‘tahsis’ diyorduk. Yeni sözleşme tahsis eden tarafı kaldırıyor ve suların paylaşımını öngörüyor. Dolayısıyla güneydeki komşu her zaman için ‘sen suyu barajda tutuyorsun dolayısıyla bana az su gelmesine neden oluyorsun’ suçlamasında bulunabilir.”
Bundan böyle suları paylaşan ülkeler ancak diğerlerinin onay vermesiyle bu gibi tasarruflarda bulunabilecek. Altınbilek, bunun da sorunlara yol açabileceği görüşünü dile getiriyor. l STOCKHOLM