Figen Yüksekdağ: İnsanlık Cizre’de bir evin bodrumunda mahsur

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, bölgede yaşananlara ilişkin dün Diyarbakır’da basın toplantısı düzenledi.

Mahmut Oral

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Cizre’deki yaralıların alınmasıyla ilgili  Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımısı Numan Kurtulmuş’un Şırnak Valisi Ali İhsan Su’yu aradığını ancak Vali Su’nu Kurtulmuş’u dinlemediğini söyledi.  HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise  “Bu ölümler birini başkan yaptırmak için. Cumhurbaşkanı yönetime el koymuş, kaymakamlara ‘mevzuatı bir kenara bırakın’ diyor” dedi.   Leyla Zana’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşmenin sorulması üzerine, Yüksekdağ, “Diyalogla sorun çözme ortamı yok.Her zaman diyalog kanallarına güveniyoruz. Ancak Saray ve hükümet diyalog kanallarını yitirmiş durumda” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, bölgede yaşananlara ilişkin dün Diyarbakır’da  DBP Genel Merkez Danışma Bürosu’nda basın toplantısı düzenledi. DBP Eş Genel Başkanı Yüksek, PM üyeleri Mehmet Yavuzel’in de aralarında bulunduğu 28 yaralının geçtiğimiz cumartesi gününden bu yana Şırnak’ın Cizre ilçesinde bir evin bodrumunda mahsur olduğunu, yaralılardan 6’sının hastaneye kaldırılamadığı için yaşamını yitirdiği vurguladı. Yüksek, “Cizre halkının bir bütünen böyle bir vahşetle karşı karşıyadır. 50 güne giren bir sokağa çıkma yasağı söz konusudur. Halkımız tank, top ve ağır silahların hedefinde. Devlet halkına karşı bir savaş başlatmış durumda. Sur’da da 60 güne varan bir sıkıyönetim uygulamaları söz konusudur. Yetmiyor Sur’da 5 mahallede daha sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Temmuz’dan bu yana yüzlerce insanımız öldü. Tüm bunların sebebi AKP’nin Kürt karşıtlığıyla uyguladığı düşmanca politikalardır. İşte ‘Rojava’daki Kürtler, Cenevre’deki görüşmelere katılmasın’ diye neler yapılıyor. Suriyedeki Kürtler haklarına kavuşmasın diye neler yapılıyor. AKP'nin izlediği politika Kürt düşmanlığıdır. Suriye'de, burada her yerde Kürt halkıyla ittifak kurarak kazanabilirler. Kürtlerle çatışma siyaseti Türkiye’yi bu noktaya getirdi. Biz kendimiz için, Türkiye halkları için bunu kabul etmeyeceğiz. Bu faşist sistemin karşısında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Şırnak valisi başbakan yardımcısını dinlemiyor

Cizre’de yaşananlar ilgili Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımısı Numan Kurtulmuş’un Şırnak Valisi Ali İhsan Su’yu aradığını ancak Vali Su’nu Kurtulmuş’u dinlediğini söyleyen Yüksek “"Cizre'de yaşanan durum ile HDP'nin içinde girdiği mücadele görülmeli. Numan Kurtulmuş, bakan olarak bu ülkeyi yönettiğini zannediyor. Ama Şırnak Valiliği’ni arıyor, Şırnak Valisi dinlemiyor. Sizin dışında kurulmuş bir güç var, aktör bile değilsiniz birer figürsünüz. Bunu görün. Başka bir hükümet başka bir gladiyo var. Bu savaş gladiyosudur. Yönetenler, karar verenler onlar değil, Saray ve Erdoğan’dır.Cumhurbaşkanı bunun açıkladı. Kaymakamlara ‘mevzuatı bir yana bırakın savaşı yürütün’ talimatı veriyor. Ve şimdi başka bir hükümet bunu yürütüyor. Ülkeyi felakete sürüklüyorlar”  dedi.

İnsanlık Cizre’de mahsur kaldı

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise bodum katında mahsur kalanların bütün dünyanın gözü önünde yaraları kanaya kanaya katledildiğini söyledi. “Onlar ne kadar savaş ölüm çizgisinde ısrar ediyorsa biz de yaşama, yaşatma çağrısında ısrar edeceğiz“ diyen Yüksekdağ, şunları söyledi “Bakanlık nezdinde yaptığımız tüm girişimlere rağmen arkadaşlarımız katledilmek isteniyor. Bu Türkiye halkına verilmek istenen gözdağıdır. İnsanı ve insanlığı esir alma politikasıdır. İnsanlık Cizre’de mahsur kalmış durumda. Bütün herkesin mahsur kalan insanlığımızı kurtarmak için seferber olmamız gerekir. Bizler günlerdir yaralılar kan kaybından ölmesin diye çağrı yaparken, iktidar bu ölüm, şiddet çizgisini derinleştirmek istiyor. Bu ülkede bazı yerlere ambulanslar giremiyor. ‘Güvenlik’ adı altında kriz toplantıları yapılıyor ve krizi derinleştirmek için kararlar alınıyor. MGK’de de şiddeti derinleştiren bir karar alındı. Şiddeti sürdürme kararlılığını sürdürüyor. Barışı sürdürme kararını sürdürmüyorlar. Bu kararlılık bir güç değildir.”

“Bu ölümler birini başkan yaptırmak için”

Sur’da 5 mahallede daha yasak ilan edilmesini eleştiren Yüksekdağ, “Sur’da sorunu çözemediler. Sorun alanını genişlettiler. Bu topraklarda sokaklara çıkmak evinde kendini hissetmek mümkün değil. Bu bir darbe uygulamasıdır. Yaşamın dört yanında bu darbe yöntemi karşımızdadır. Bir diktatörlük inşası kaosla gerçekleştirilmek isteniyor. ‘Artık bu parlamenter sistemi miadını doldurmuştur’ deniliyor. Yenisi ne Başkanlık sistemi mi?Yaşanan ölümlerin, kim olursa olsun bütün yaşanan ölümlerin nedeni birini Başka yapmak, bu ölümler bundan dolayı halkımıza dayatılıyor. Biz böyle bir vahşete izin vermeyeceğiz” dedi.

Türkiye savaş lobisi tarafından yönetiliyor

“Cumhurbaşkanı yönetime el koymuş” diyen Yüksekdağ,  “Cumhurbaşkanı kaymakamlara ‘mevzuatı bir kenara bırakın’ diyor. Kendi koydukları yasaları dahi delik deşik edilerek bu duruma getirildi. Bu baskı düzenine karşı bizler evrensel demokrasiyi kıstas alarak karşı durmalıyız. Böyle bir zülüm karşısında insani bir seferberliğe davet ediyorum. HDP, DBP’li olsun ya da olmasın herkesin seferber olması lazım. Bu sadece bir siyasi tutum değil. Eğer bugün direnmezsek birleşmezsek, tüm insani fonksiyonları yok etmeye çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Türkiye bir savaş lobisi tarafından yönetiliyor. Halkımıza bu savaşı dayatan savaş lobisi yenilecek. Bizlere halkımıza ölümü dayatanlar çürüdüler, yok oldular” diye konuştu.

Zana - Erdoğan görüşmesi

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yüksekdağ, Leyla Zana’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşmenin sorulması üzerine,  “Diyalogla sorun çözme ortamı yok. Bu görüşmede olumlu bir sonuç çıkmasını isteriz. Yaşananlara ilişkin büyük bir beklentimiz yok. Her zaman diyalog kanallarına güveniyoruz. Ancak Saray ve hükümet diyalog kanallarını yitirmiş durumda” dedi.

Burayı kayyumla yönetemez

DBP’li belediyelerin iş makinalarına el konulmasıyla ilgili soruyu yanıtlayan DBP Eş Başkanı Yüksek ise  “30-31 Ocak’ta belediye başkanlarımızla bir araya geleceğiz. Asla bir kayyum atamasını kabul etmeyeceğiz Öyle bir durumla olursa büyük bir direnişle karşılaşırlar. Burayı kayyumla yönetemezler” yanıtını verdi.