FETÖ sanığı tuğamiral: Kaçış planına beni dahil etmediler
Kocaeli'deFETÖ/PDY silahlı terör örgütü davaları kapsamında hazırlanan 872 sayfalık iddianame kapsamında 53 tutuklu 92 sanık hakkında açılan davanın ikinci gününde ifadeler alınmaya başlandı.
DHA
15 Temmuz öncesinde Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı olarak Tuğamiral rütbesiyle görev yapan Hayrettin İmren mahkemeye verdiği ifade de "Tuğamiral Nazmi Ekici ve diğerleri beni kaçış planına dahil etmediler. Yalnız kalmaktan korktum. Teslim olmak istedim." dedi
Kocaeli’de dün görülmeye başlanan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü davaları kapsamında hazırlanan 872 sayfalık iddianame kapsamında 53 tutuklu 92 sanık hakkında açılan dava kapsamında tuğamiral Hayrettin İmren’ hakkındaki iddiaları yanıtladı. Cemaatçi olduğunu kabul etmeyen İmren kaçış planına kendisinin dahil edilmemesi sonucu yalnız kalmaktan koktuğunu söyledi.
Mahkeme başkanının 15 Temmuz akşamı yaşananları kimin yaptığını, hangi terörist gurubu yaptığını düşünüyorsunuz? sorusu üzerine Hayrettin İmren, "Cemaat yaptı, bu zaten kesinleşti.” dedi.
Mahkeme başkanının neden seni seçtiler? sorusu üzerine İmren, “Milliyetçi ve vatansever olduğumu biliyorlardı, bu duygularımdan yararlandılar” cevabını verdi.
İddianamede tanıkların "15 Temmuz akşamı donanmaya gelecek ticari taksilerden Hayrettin İmren’in haberi vardı” ifadelerine yönelik yöneltilen sorular üzerine Hayrettin İmren, “2 veya 3 taksi ile SAT’çılar geleceklerdi, gelmediler. SAT’çılardan birine İsmet Coşkun’un telefonundan mesaj attım. 'Allah belanızı versin' yazdığım doğrudur. O akşam görevleri vardı gelmediler, beni zor durumda bıraktılar göreve gelmediler” dedi. O gece sabaha karşı Tezcan Kızılelma’nın kendisini aradığını belirten Hayrettin İmren, Tezcan bana ‘Birliğimin önünü kapattılar, askerlerime yemek bile alamıyorum, senin de öyle mi?’ diye sordu. Bende ona bizim de önümüz kapalı cevabını verdim. Ayrıca o gece Gölcük'ten sevilen bir esnaf olan kuyumcuyu aradım, “Sen sevilen esnafsın, burada halk toplandı, kötü olaylar olmasın gelip kalabalığa konuş dağılsın’ dedim. Gelmeyeceğini söyledi. Aynı şeyleri esnaf ve sanatkarlar odası başkanına da söyledim. O da kabul etmedi. Kötü olaylar yaşanmasın diye bunları söyledim." dedi.
ARAMIZDA TARTIŞMA ÇIKTI
Darbe girişimin bastırılmasının ardından firar ettikleri süreci anlatan Hayrettin İmren, "Saklanırken Nazmi Ekici sürekli viber üzerinden görüşmeler yapıyordu. Odaya girmemizi istemiyordu. Ben onun cemaatin üst düzey yetkileri ile konuştuğunu değerlendirdim. İstanbul’a geldiğimizde ben artık bu işe sürüklendim deyip devam ettim. İstanbul’da saklanırken Nazmi Ekici kaçış için görüşmeler yapıyordu. Kendisi zaten kaçmaya hazırdı. Pasaportu ve ihtiyacı olacak şeyleri hep hazırdı. Onlara amiral olarak yakalanırsak bu ülkemize zarar veririz dedim. Teslim olalım dedim kabul etmediler. Sonra beni kaçış planına dahil etmeyeceklerini anladım. Aramızda tartışma çıktı. Onlar kaçacak ben burada yalnız kalacağım, zaten sonra da bana teslim ol derler diye düşündüm. O gece moralim bozuk bir şekilde yattım. Sabah da TV’de ölen insanları gördüm, Suriye harekatını izledim, beni çok etkiledi. 155’i aradım meşguldü. Sitenin güvenliğine gidip durumu anlattım polis çağırdı ve teslim oldum" diye konuştu.
STRESTEN 5 KİLO VERDİM
Darbeyi 11 Temmuz günü öğrendiğini belirten Hayrettin İmren, haberi aldıktan sonra korktuğunu ve 5 günde 5 kilo verdiğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti; “11 Temmuz günü bana benimle İstanbul’da görüşmek isteyen birinin olduğunu konunun çok önemli olduğunu söylediler. Ben de merak ettim ailemle veya işimle ilgili bir şeyler olabileceğini düşünerek istemeye istemeye gittim. İstanbul Ümraniye’de bir eve gittik burada Ömer Faruk Harmancı ile karşılaştık. Bana Cuma günü yani 15 Temmuz günü sıkı yönetim ilan edileceğini ve detayların bir SAT Komandosu tarafından iletileceğini söylediler. Genelkurmay Başkanlığı dahil mi diye sorduğumda evet dediler. 15 Temmuz günü Ahmet İskender Yıldırım, Yalçın Payal ve Kemal Mithat Gül’ü etkisiz hale getirip gelecek olan SAT Komandolarına teslim etmemi istediler. Bana Cumhurbaşkanına yönelik operasyon veya darbeyle ilgili bir şey demediler. Ben PKK’ya karşı ülke genelinde bir sıkıyönetim yapılacağını sandım bu yünden destek verdim. Sıkıyönetim haberini aldıktan sonra Cuma gününe kadar içim içimi yedi. 1980 dönemini de yaşadım sıkı yönetimin iyi bir şey olmadığını biliyorum uyumadım, yemedim içmedim stresten 5 günde 5 kilo verdim.” şeklinde konuştu.
O TELEFONU AÇSAYDIM BURADA OLMAZDIK
Olay gecesiyle alakalı olarak evden komutanlığa gittiği sırada Donanma Komutanının kendisini aradığını ve telefonu açamadığını belirten İmren, şunları söyledi;
“15 Temmuz günü saat 21.00 sıralarında askeri hattıma sivil bir numaradan telefon geldi merak edip açtım arayan Ömer Faruk Harmancı’ydı sıkıyönetim ilan edildiğini ve derhal sıkıyönetim harekatına başlayacaklarını söyleyerek Ahmet İskender Yıldırım, Yalçın Payal ve Kemal Mithat Gül’ü etkisiz hale getirmemi istedi. Bu askerleri ona teslim ettikten sonra Maltepe Cezaevi'ne götüreceklerini anlattı itiraz ettim ve yapamam dedim. Ama bana sıkıyönetim mahkemelerinin kurulacağını o zaman benim de kötü olacağımı söyleyince kabul etmek zorunda kaldım. Benim darbeden haberim yoktu sıkıyönetim ilan edileceğini sanıyordum. Evimden donanmaya doğru giderken telefonum çaldı ve donanma komutanı aradı. Basiretim bağlandı, kaderim sürükledi telefonu açamadım. O an telefonu açmış olsaydım komutanımın sözünü dinlerdim şu anda burada bulunan kimse burada olmazdı.” dedi.
O GECE KATLİAMA ŞAHİT OLABİLİRDİK
15 Temmuz gecesi vatandaşla silah kullanıp kullanmadığı sorusunu yanıtlayan İmren şunları söyledi;
"15 Temmuz gecesi vatandaşlar Merkez Komutanlığı önünde toplanmaya başladığı zaman halk galeyana gelmişti. Gözleri hiçbir şey görmüyordu ve birliğin içerisine girmeye çalışıyorlardı. Halk merkez komutanlığın önündeki askerlerin üzerine yürümeye başlayınca askeri personelime havaya ateş etmeleri için emir verdim. Çünkü orası benim birliğim ve içeriye sivil sokmamam gerekiyordu. Gelen vatandaş PKK’lı olabilir, IŞİD’li olabilir askerlere zarar verebilirlerdi. Bu yüzden içeriye kimseyi almadım. İkaz etmek için havaya ateş etmeseydik o gece belki de Türkiye’de yıllarca unutulmayacak bir katliama şahit olabilirdik. Ben o akşam hiç ateş etmedim ve daha sonra emir subayıma itfaiyeyi arayıp bir araç istemesini söyledim. Halk yatışmasaydı su sıkıp uzaklaştırmaya çalışacaktık halka ateş açmak isteseydim, itfaiye çağırmak için emir vermezdim. Daha sonra askeri personele dışarıdaki halk ile beraber slogan atmalarını söyledim. Slogan atınca halk biraz yatıştı askerleri alkışladıktan sonra gittiler. Kimse yaralanmadı bile.”
İddianame:
15 Temmuz öncesinde Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral rütbesinde görev yapan Hayrettin İmren’in örgüt içerisine Seçkin Kod adını kullandığı, Darbe girişimini organize eden ve yönlendiren konumda olup Sıkıyönetim Darbe Planında görevlendirilmesinin bulunduğu belirtildi. İddianamede İmren hakkında yapılan tespitlerde “11 Temmuz 2016 tarihinde şüphelilerden Mert Kod adlı sivil/mahrem abi Yakup Dalkılıç ile birlikte İstanbul Ümraniye’de örgüt üyelerinin katılımıyla düzenlenen Ömer Faruk Harmancık’ın organize ettiği darbe toplantısına katıldığı, bu toplantıda darbe ile ilgili olarak talimatları aldığı, Gölcük Donanma Komutanlığı ve bağlı birliklerde Darbe girişimini yönlendiren, sevk ve idare eden Amirallerden olduğu, Darbe girişimi gecesi darbeyi yönlendiren üst tepe yönetimi ile sürekli irtibat halinde olduğu, darbe girişiminin başarısız olması sonrasında diğer amiraller Ayhan Bay ve Nazmi Ekici ile birlikte kaçarak bir müddet Kocaeli’de sonrasında da İstanbul’da saklandığı, darbe girişimi gecesi amiraller Ahmet İskender Yıldırım ve Yalçın Payal’in gözaltına alınarak cezaevi aracıyla İstanbul’a gönderilmeleri olayını yönlendirdiği, Donanma Komutanlığı’nda kendisine karşı gelen bazı askerleri gözaltına aldırarak nezarethaneye koydurduğu, Donanma Komutanlığı giriş kapısı önünde toplanan vatandaşların dağılması amacıyla himayesinde bulunan askeri personele ateş emri verip ateş ettirdiği, kendisinin de ateş ettiği, 25 Temmuz 2016 tarihinde 668 sy KHK ile TSK'dan çıkartıldığı, ifadeleri yer aldı.