Fenerbahçe'de Fethi Pekin, 3 Temmuz'a dair açıklamalarda bulundu
Fenerbahçe yöneticisi Fethi Pekin, 3 Temmuz ve Kumpas Davası süreçlerine dair açıklamalarda bulundu.
cumhuriyet.com.trFenerbahçe'de Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Pekin, 3 Temmuz sürecinin 10. yıl dönümü öncesinde açıklamalarda bulundu.
Pekin, FBTV'de yayınlanan "3 Temmuz Özel" isimli programda, süreci şöyle değerlendirdi:
"3 Temmuz davasıyla başlayalım. Şimdi biraz onun gerisine gidelim, 2010 yılının sonuna doğru. Hiç alakası olmayan bir soruşturma. Giresun’da bir darp olayı. Bu darp olayındaki şüphelilerin teknik takibe alınması neticesinde onlardan birisinin o dönemin federasyon başkanı Sayın Mahmut Özgener’le konuşması ve sonrasında kendisinin de takibe alınması. Ondan sonra Mahmut Özgener’in Sayın Aziz Yıldırım’la görüşmesi, keza ondan sonra başkanımızın teknik takibe alınması, dinlenmeye başlanması. Diğer yöneticilerimizin, çalışanlarımızın… Var oğlu var yani. Bu süreç 8-9 ay sürüyor. Devamlı süre uzatma, izin talepleri. Süreler uzatılıyor soruşturmayla, dinlemelerle ilgili. Bu böyle kurgulanıyor, kurgulanıyor, kurgulanıyor… Tam bir kumpas. Bunu böyle işlemişler nakış gibi."
"RAKİP TAKIMIMIZA HİÇ YAKIŞMIYOR"
Pekin, sarı-lacivertli kulübün rakiplerine yüklendi:
"Ben size bir örnek vereyim. Tapelerden bir örnek vereyim. Sayın Mahmut Özgener sekreterini arıyor, asistanını. Mahmut Özgener tütün tüccarı. Yayla tütünü diye bir tütün çeşidi vardır. Yayla tütününün piyasa fiyatını soruyor. Onu nereye bağlıyorlar biliyor musunuz? Topuk Yaylası’na. Açın okuyun hepsini, tapeleri. Yok efendim tapeleri kabul etmişlermiş, bilmem neymiş... Bu şeylerin arkasına sığınmak da bir rakip takımımıza hiç yakışmıyor. Hiç yakıştıramıyorum. Kimse çıkıp da FETÖ seviciliği falan yapmasın. Ondan sonra düğmeye basıyorlar ve operasyon başlıyor. Daha fezleke yazılırken. Dünyanın neresinde görülmüş, bir Emniyet Müdürlüğü’nün web sitesinden bunun anons edilmesi? Nerede görülmüş? Medyanın desteğiyle, onların yandaşı medyanın desteğiyle –FETÖ yandaşından bahsediyorum- köpürt bunu, bütün kamuoyuna sanki Fenerbahçeli yöneticiler, başkanımız şike yapmış intibasını uyandır, inandır, sonra da düğmeye bas, operasyonu yap."
"BÖYLE SAÇMALIKLAR DÜNYANIN NERESİNDE GÖRÜLMÜŞ?"
Pekin, 3 Temmuz sürecini eleştirdi:
"Ya, Aziz Bey’in adresini Metris diye yazmışlar. Adam daha adımını içeri atmamış bu arada. Böyle bir şey olabilir mi? Dünyanın neresinde görülmüş böyle saçma sapan şeyler? Dahası var. Bitmiyor. Bu yargılama süreci devam ediyor. Biliyorsunuz ilk önce ceza alıyorlar, hapis yatıyorlar. Sonra yeniden yargılanma süreci. Sonra beraat ediyorlar. Bir kere beraat ediyorlar, o beraat kararını eften püften, bana sorarsanız usuli sebeplerden dolayı bozuluyor. Yok tebligat yapılmamış… Doğrudur, olabilir. Eften püften diyerek kimseyi de buradan rencide etmeyelim ama biz Fenerbahçeli olarak bu konuda çok hassasız, sinirliyiz. Ondan sonra biliyorsunuz, tekrar birinci derece mahkemesine gidiyor, tekrar beraat kararı çıkıyor. Bir daha usuli yönden bozuluyor ve en sonunda 6 Kasım 2020 tarihinde 16. Ağır Ceza Mahkemesi iki dosyaya da ayırmak suretiyle tüm yargılananların beraatına karar verdi. Yanılmıyorsam o duruşmadan sonra televizyonumuzda verdiğim demeçte Sayın Cumhuriyet Savcımızın mütalaasının bir ders niteliğinde olduğunu söylemiştim üzerine basa basa. Salonda da bazı meslektaşlarım aynı şeyi söyledi; mesela Sayın Faik Işık aynı şeyi söyledi, Sayın hocamız Köksal Bayraktar aynı şeyleri ifade etti."
"BAŞKASINI KİM NEDEN HEDEF ALSIN?"
Pekin, Ergenekon Davası'nın gerekçeli kararında Fenerbahçe'ye değinilmesini şöyle yorumladı:
“Çok önemli bu ikisi. Şimdi, Fethullahçı Terör Örgütünün ilk çarptığı duvar Fenerbahçe’dir. Bunlar Fenerbahçe’yi ele geçirmek istemişler. 'Nereden biliyorsun' diyeceksin. Apaçık ortada da, iki soru sorulabilir burada. Biri 'Nereden biliyorsun?'. Diğeri, 'Niye Fenerbahçe?'. İkisine de cevap vereyim.
Silivri’de bir duruşma esnasında görgü tanıklarından biri, mahrem imam mıymış neyse, onların yaptığı bir toplantıda ne zaman, kimlere, nasıl operasyon yapılacağı bilgisini, basının Hidayet Karaca üzerinden nasıl yönlendirileceği, nasıl bir tuzak kurulduğu, nasıl bir plan yaptıklarını konuştuklarını söylüyor. Bu görgü tanığı değil, itirafçı. Bunun dahası yok. Bu kadar açık ve net. Kumpas Davası’na geleceğiz. Orada ne cezalar aldıklarını herkes gördü. Bu böyle. Bu Fenerbahçe’ye yapılan hain saldırıyla bizim milletimizin uyandığını sadece ben düşünmüyorum. Biliyoruz. Dolayısıyla mücadele buradan başladı. 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi. O aradaki süreçte Ergenekon'lar, Balyoz'lar, bütün hain saldırılar devletin her müessesesine karşı... Bunlardan biri de Fenerbahçe. İlki Fenerbahçe. Niye Fenerbahçe? Fenerbahçe Türkiye Cumhuriyeti’ndeki en büyük, en kudretli, en etkin sivil toplum kuruluşu. Başkasını kim niye hedef alsın?"
"İNSAN MASUMSA FİRAR EDER Mİ?"
Fethi Pekin, sürecin devamında kulübün çizeceği yol haritasına değindi:
"Bu çok hassas bir konu. Onun için buradan her şeyi paylaşmam mümkün değil. Başkanımız ve diğer yöneticilerimizle beraber katıldığımız karar duruşmasında değerli mahkeme heyeti kararını verdi. 1492 yıl da yiyen var, 500 bilmem kaç yıl da yiyen var, 300 bilmem kaç yıl yiyen de var, oradaki polislerin hepsi, tamamı, bu operasyonu Fenerbahçe’ye yapan tuzağın içindeki oyuncuların tamamı bu çeşitli ağır cezalara çarptırıldılar. Bunların bazıları firarda. Birileri sizce niye firar eder? Herhalde bir şeyler yapmışlar ki bir şeylerden korkuları var ki kaçıyorlar. İnsan durduk yere masumsa firar eder mi? Sayın Aziz Yıldırım, Fransa’dan Türkiye’ye gelmedi mi, kendisi hakkında tutuklama kararı varken. Demek ki birisinden biri yanlış bir şey yapmış. Hangisi yapmış ortada."
"BU BÖYLE BİTMEZ"
Pekin, kumpas davasında ceza alanların hesap vereceğini ifade etti:
"Burada iki tane isnat edilen suç var. Suç, isnat edilen değil sabit. Suçlardan birisi iftira ve zincirleme iftira. Bir polis memuru, benonlara 'polis memuru' demeyi bile uygun bulmuyorum da, her neyse... Bir tanesi 70 küsur kere, bir tanesi 60 küsür kere, zincirleme bu. Ayrı ayrı yapıyorlar. Bir kere, iki kere değil, 10’larca kere. Her birinden de ayrı ayrı cezaları yediler. En ağır şekilde cezalandırıldılar. Bir de utanmadan o saygın, o son derece zorlu görevi icra eden etmeye çalışan mahkeme heyetini tehdit etmişler. Kim oluyorsun sen? Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin hakimleri. Türkiye Cumhuriyeti’nin savcısı o. Sen kimi tehdit ediyorsun. Bunun hesabını soracaklar, soracağız. Bunun hesabını vermeye devam edecekler. Bu böyle bitmez."
"UEFA'YI YÖNLENDİRENLERE DE SIRA GELECEK"
Fenerbahçeli yönetici, 3 Temmuz döneminde yaşananlar sebebiyle kurumları eleştirdi:
"Burada husumet iletebileceğimiz birkaç kurum, kuruluş var. Polis memurları nerenin çalışanı, emniyet, emniyet nereye bağlı, İçişleri Bakanlığı. Hakimler, savcılar, o firardekiler, nerenin çalışanı, görevlisi, Adalet Bakanlığı. Şimdi Federasyon, o dönemin federasyonu. Daha soruşturma aşamasında olan bir konuda alelacele men kararı vermişsin. Sen bunu neden bekletici sebep saymıyorsun? Ne olurdu, ben onu çok merak ediyorum. Bunu bekletici sebep sayıp, yarın öbür gün bunun neticeleri, yani Yargıtay’da kesinleşmesi bittikten sonra bir karar alınsaydı ne kaybedilirdi, ben bunu anlamış değilim. Bunun acelesi neydi?
Infantino’yu yolda o firardaki savcıya götürürlerken ilgili Yönetim Kurulu üyesine soruyor: ‘Fenerbahçe’nin şike yapmama ihtimali hiç mi yok?' diyor. '%1 bile mi yok' diyor. ‘Yok’ diyorlar. Bir de böyle yönlendirenler de var bu işin içinde. Burada sadece o yargılananlar değil, daha onlara da sıra gelecek. Onlara da sıra gelecek. Böyle ok yaydan çıktı. Bu ok yaydan çıktı, onlara da sıra gelecek, bunun medya ayağına da sıra gelecek. Hepsine, kim müsebbibi ise sıra gelecek."
"BEKLENTİMİZ, ZARARIN KARŞILANMASI"
Fethi Pekin, Fenerbahçe'nin tazminat talebine dair bilgi verdi:
"Çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu nereye; TFF, UEFA, Mali Hazinesi, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, oraya… Çünkü bir zarar var. Şu zarar meselesini de biraz tartışalım. Bizim hukukumuz Anglosakson hukuku değil, burası Kara Avrupa hukuku. Bizim hukukumuz, televizyonlarda gördüğünüz, o Amerikan dizilerinde seyrettiğiniz şekilde değil. Bizim hukukumuzda gerçek zararın karşılığı olabiliyor. Bu ne demek? Hukuk Fakültesi birinci sınıfında bu öğretilirken şu örnek verilir: Komşunuzun tavuğunu öldürürsünüz, atıyorum tavuk 3 yıl daha yaşayacak. 3 sene zarfında da 100 yumurta yumurtlayacak. Hem tavuğun bedelini, hem de ileride yumurtlayacağı yumurtaların bedelini tanzim edemezsiniz. Gerçek zarar, tavuğun bedelidir.
Bizim hukukumuz böyle ama Amerikan hukuku, Anglo Sakson hukuku öyle değil. İngiltere öyle değil, bizimkisi farklı. Bizimkisi İsviçre gibi, Fransa gibi, Almanya gibi. Kara Avrupa, Roma hukuku bunun bazı. Dolayısıyla burada net, gerçek zararlar var. Fenerbahçe’nin manevi zararlarını karşılamak mümkün değil, onun bedeli medeli yok ama diğer gerçek zararları da bir şekilde Fenerbahçemizin, camiamızın, hepimizin beklentisi karşılanması. Bunu da Başkanımız her defasında dile getiriyor. 'Helalleşeceğiz' diyor. Helalleşeceğiz."
"FENERBAHÇE TERTEMİZDİR, BEMBEYAZDIR"
Pekin, rakip takımların süreçteki tavrını eleştirdi:
"Ben buradan bir rakip takıma da biraz mesaj vermek istiyorum. Yanlış anlamasınlar ama bu geldiğimiz noktada, Kumpas Davası’nın da gerekçeli kararı tahminimce çok yakın bir zamanda yazılır, hepimizin önüne konulur. Bunları okumadan, değerlendirmeden, sadece bir rakip tepkisiyle Fenerbahçe'mize leke sürmeyi bıraksınlar. Fenerbahçe lekesiz, tertemiz, bembeyazdır. Zaten bu yargı kararları da bunu gösteriyor. Uğraştılar, uğraştılar, bize karşı açtıkları bütün davaları kaybettiler. FIFA’ya, TFF’ye ve bize açtıkları davaların hepsini kaybettiler. Yetmedi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceklermiş. Buyursunlar, gitsinler. Belki de gitmişlerdir. Ne yapsın yöneticiler, tribünlere oynuyorlar. Mecburlar, devam etsinler. O da bitecek. Beş sene, on sene sonra onu da kaybederler, biter, gider. Orası ayrı mesele.
Burada nasıl Ergenekon, Balyoz, 17-25 Aralık, nasıl bunlar olduysa, Fenerbahçe’yi de bundan ayıramazsınız. Sizin rakibiniz diye bunu buradan çıkartamazsınız. Orada FETÖ’cüler FETÖ’cüydü de burada FETÖ’cüler iyi mi oldular? Anlamadım ben. Bunun ayrımını yapmamız gerekiyor. Rakip olabiliriz ama birbirimize düşman değiliz. Diğer kulüplere de buradan sesleneceğim. Bir tanesi ben görmedim, bir tane rakibimiz, ben 'dostumuz' diyorum, ezeli rakibimiz neyse bir tanesi çıkıp da ‘Hayırlı olsun, ne sevindirici bir karar. Ne eziyetler çektiniz.’ dedi mi? Yakışıyor mu bu? Sürecin başını bırak, şimdi her şey netleşti. Niye bir tepki yok? Ben bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Anlayan biri gelsin."