Fenerbahçe ligin bitmesine izin vermedi
Sezonun en önemli 90 dakikasıydı belki Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi.
Arif KızılyalınÇünkü Beşiktaş’ın kazanması halinde bir anlamda lig bitecekti. Fenerbahçe kazanırsa ikili averaj, üçlü averaj dahil tüm hesaplar karışacak, beraberlik halinde ise Nisan ayına Trabzonspor dahil herkes umutla girecekti..
Derbi berabere bitti, lig bitmedi en kısa anlatımla.
Önce iki takımın futbolcularını kutlamak gerek; futbolun içinde kaldılar. Kavgaya, dövüşe, itişe kakışa girişmediler bir iki ufak itiraz dışında.
Sahaya dönersek; mücadelenin tavan yaptığı bir derbiydi.
Fenerbahçe ilk bölümde 0-0’ı korurken 2 de fırsat buldu. Ancak bir şeyler eksikti Sarı-Lacivertli takımda; eksik olan da sanırım ‘dinamizm’di. Erol Bulut’un İrfan-Pelkas tercihi tutmadı; Pelkas tuttu, İrfan tutmadı. Çünkü Beşiktaş’ın Atiba ve Josef’le kontrol ettiği orta alanı kullanamıyorlardı, Gustavo içeri doğru oynayınca Fenerbahçe tempoyu da baskıyı da kuramadı.
Neden sonra 2. yarıda önce Ozan, sonra Sosa oyuna girince Fenerbahçe de istediği dinamizmi buldu, ancak bu arada klasik bir ölü top golüne engel olamayacaklardı. 1-0 sonrası, Altay’ın net kurtarışlarıyla en azından umudu korudular. Eğer Altay o 2-3 net fırsatta Beşiktaş’a dur demese lig adına çok farklı şeyler konuşulurdu. Ancak Altay’ya başlayan diriliş, son 20, 25 dakika diğer takım arkadaşlarına da sirayet etti. Sosa, Pelkes, Ozan müthiş tempo yaptılar. Caner’in de sol kenardan verdiği destek Beşiktaş’ın sağ kanadını felç etti. Ancak o bölümde de Samatta oyunda değildi, Cisse kulübedeydi, Thieam da 1. bölgeden uzak durdu.
Golcüler yoktu ortada ama Ozan vardı; Fenerbahçe’nin kaptanı gemiyi kurtardı. Oyunda kaldığı 25 dakikada 4 olumlu pas, 3 ikili mücadele galibiyeti, 2 kritik şut önleme, bir gol, 1 net fırsatla oynadı. Hatta biraz dikkatli – ya da şanslı – olsa maçı getiren adam da olabilirdi.
Gelelim Beşiktaş’a; oyunu kontrollerinde tutmak istediler. 70 dakika kadar da başarılı oldular. Ancak Fenerbahçe Aboubakar ile Larin’in iletişimini kesti. Larin silindi, Aboubakar ise 2 kişilik oynadı. Belki gol atamadı, ama her pozisyonda vardı. Gol vuruşlarında karşısına müthiş bir kaleci Altay çıkmasa belki Beşiktaş 2’nci golü atar ligi bitirirdi.
Orta alanın maestrosu Ghezzal’ın tutuk oynadı, koştu ama ince işler yapamadı. Josef’in hücumdan ziyade orta alanı tutması, Rosier’in de karşısındaki Caner nedeniyle çıkamaması handikaptı, belki N’Sakala – Rıdvan değişikliği sol kenarı işler hale getirebilirdi, ancak Sergen Yalçın da o riski almadı.
Son düdük çaldığında aklımızda Altay’ın müthiş performansı, Ozan’ın kısa sürede çok iş yapması, mücadele gücü yüksek kora kor ikili mücadeleler ve ligin kopma olmadan devam ettiği gerçeği aklımızda kaldı.