Felçli hastaların umudu 'İnme cerrahisi'
Şah damarına bağlı felçlerde uygulanan İnme Cerrahisi yöntemi ile sağlığına kavuşan hasta sayısı 34’e ulaştı.
cumhuriyet.com.tr
Son birkaç yıla kadar yaşlılık hastalığı olarak bildiğimiz şah damarına bağlı felçler, erken yaşlara kadar indi. Ani geliştiği düşünülen bu vakaların aslında çok net belirtiler verdiğini ifade eden Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yusus Kalko,” Ani gelişen baş dönmesi, geçici şuur kaybı, kolda ve bacaklarda güçsüzlük, uyuşma, halsizlik gibi belirtiler öncü depremler gibidir. Bunları dikkate alıp hemen şah damarı ultrasonu yapılırsa uygun tedavi ile felçler önlenebilir. Standart tedavinin yetersiz kaldığı hastalarda ise damar ister yüzde 50, ister yüzde 80, isterse yüzde 100 tıkalı olsun. İnme cerrahisi ile açılabiliyor. Ancak felç gelişmişse her hasta değil sadece uygun hastalar tedavi edilebiliyor” dedi.
Geçtiğimiz şubat ayında şah damarına bağlı felç geçiren Ankaralı İbrahim Mortaş yaşadıklarını paylaştı. Mortaş,” Yıllardır Eczacılık yapıyorum bu yüzden güne erken başlarım. O gün sabah erkenden işime gitmek üzere kalktığımda çok halsizdim. Ayakkabılarımın bağcıklarını bile bağlamakta güçlük çektim. Önemli bir durum olacağı ihtimali aklıma bile gelmedi. Arabama bindim ve iş yerime gittim ancak araba kullanmakta da zorlandım. Aynı gün saat 15:30 sularında ağızım sola doğru kaydı ve konuşma güçlüğü çekmeye başladım. Bunun üzerine çocuklarımla beraber hastaneye gittik. İlk müdahale acilde yapıldı ve felç geçirdiğim söylendi. Ertesi gün başka bir hastaneye gittik ve burada şah damarı ultrasonu istendi. Buraya da yürüyerek gidebilmiştim. 1 gün bu hastanede de gözetim altında kaldım ve bir daha yataktan kalkamadım. Doktorlar şah damarımın yüzde 100 tıkalı olduğunu ve yapılacak bir şey olmadığını söyledi. 48 saatlik bir film izledim sanki, benim filmim. Doktor yüzü görmeyen ben, 2 günde yatalak oldum ve bana yapacak bir şey yok deniliyor” dedi.
İbrahim Mortaş’ın kızı Hilal Mortaş Şahin ise,” Babamın durumunu kabullenmedim. Bir insan tamamen tıkalı bir damarla nasıl yaşar konusunu araştırmaya başladım. Bu sırada Dr. Yusuf Kalko’nun makaleleri ve yaptığı ameliyatları inceledim. Güvendiğim hekim arkadaşlarıma danıştım ve Yusuf beye ulaştım. Durumu anlattım. Bana geç kaldığımızı ama yine de bakmak gerektiğini söyledi. İkilemde kaldık, bir umut ışığı dedik ama karar vermekte güçlük çektik. Daha sonra aile bireyleri oturduk, konuştuk geç kalmıştık ama başka bir umudumuz da yoktu. 11 gün sonra ancak karar verdik ve Ankara’dan İstanbul’a geldik. Sonradan keşke dememek için gidelim ve babam bu ameliyatı olsun dedik. Geldiğimiz günün akşamı Yusuf bey babamı ameliyata aldı. Korkularımız vardı ama iyi geçti, ameliyattan çıktığında morali çok yüksekti babamın. Şimdi fizik tedavi görecek. Tıkalı bir damarla yaşamayacak en azından.” diye konuştu.
Hastanın durumunu değerlendiren Doç. Dr. Yusuf Kalko,” İbrahim bey bize geldiğinde sağ şah damarı yüzde yüz tıkalıydı ve felcin üzerinden 11 gün geçmişti. Bugüne kadarki tecrübelerimde en fazla 1 haftalık uygun hastaları geri döndürebildik. Ancak bu hastanın da difüzyon MR’ında Penumbra dediğimiz canı dokuların olduğunu gördük. Tecrübem bana bu hasta dönebilir dedi. 11 günlük vaka benim için de bir ilkti ancak yanılmadım. Lokal anesteziyle, yarım saatlik bir operasyonla yüzde 100 tıkalı olan damarı açtık. Hastanın konuşması düzeldi, bacağını hissetmeye başladı. Bundan sonra fizik tedavi görecek.” Dedi. Standart tedavi kılavuzunun bu hastaları 1 ay beklettikten sonra tedaviye karar verdiğini belirten Yusuf Kalko,” İnme merkezleri 6 saate kadar müdahale ediyor. Bu süre tamamlandıktan sonra dünyanın her yerinde bu hastalar 1 ay bekletiliyor ve ondan sonra tedavi şekline karar veriliyor. Biz felçten birkaç saat sonra ya da birkaç gün sonra da müdahale edebiliyoruz. Ancak altını çiziyorum sadece uygun hastalar buna cevap verebiliyor. Dolaysıyla her zaman vurguladığım konuyu tekrar vurgulamak istiyorum. Belirtiler her zaman geliyorum der, bunları dikkate alalım. En iyi beslenme şekli, temiz hava, düzenli spor da yetersiz kalabiliyor çünkü değiştiremeyeceğimiz genetik faktörlerden bizi bulabilir. Farkındalık ve bilinçli olmak hayati önem taşıyor. Bunun için damar hastalıkları ve şah damarına bağlı felçler konusunda bir farkındalık kampanyası da planlıyoruz.” Dedi.
Hastaneden taburcu olduğu gün duygularını ifade eden İbrahim Mortaş,” Ameliyattan sonra kendime güvenim geldi. Çünkü şuurum açık, daha iyi görebiliyorum, daha rahat konuşuyorum. Henüz yürüyemiyorum ama bacağımı hissediyorum. Fizik tedavi ile ben bu işi hallederim artık. Ama şunu da özellikle belirtmek istiyorum. Çocuklarımın ısrarı ve araştırmaları olmasa idi ben bu işin üstüne gidemeyebilirdim. O kadar yıldır sağlık sektörü ile iç içeyim hiç böyle bir şey duymadım. Kim bilir kaç kişi habersizdir. O yüzden sosyal güvenlik kurumu, devlet, bakanlığımız bu işe acil olarak el atmalı. Bizim ülkemizde ne cevherler var. Sağlık bakanlığı bu kişilere imkan tanımalı, Türkiye’de ve yurt dışında bu konu ile ilgili eğitim, araştırma gibi alanlarda ne gerekiyorsa yapmalı. Başka inanlar da geç kalmasın lütfen bu konuya eğilin.” Şeklinde konuştu.