'F.Bahçe'nin hukuki bir yolu daha kaldı"
3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe'nin avukatlığını yapan Emin Özkurt, Fenerbahçe'nin Avrupa Kupaları'ndan 2 yıl men edilme kararının CAS tarafınan onaylanması ile ilgili "Fenerbahçe'nin itiraz hakkı var' dedi.
cumhuriyet.com.trAvukat Emin Özkurt, CAS kararının ardından süreci değerlendirdi. Özkurt, yaptığı açıklamada Fenerbahçe'nin İsviçre Federal Mahkemeleri'ne itiraz hakkının bulunduğunu ancak olumlu sonuç almasının çok zor olduğunu ifade etti. İşte Özkurt'un açıklamaları:
Bu karar her şeyden Türk futbolu ve onun uluslararası imajı bakımından hiç iyi olmamıştır. Renklere dayalı kısır çekişmelerin ötesinde bu gerçeği belirterek konuyu ele almak gerek.
Bu karar ile CAS "Ben UEFA'nın 3 Temmuz sürecine ilişkin verdiği kararları ve bu dosyaları ele alırken yürüttüğü hukuki mantığını onaylıyorum" demiştir.
''AZİZ YILDIRIM ADAY OLMAMALI''
TRABZONSPOR'DAN CAS KARARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
ERSUN YANAL CAS KARARINA NE DEDİ?
FENERBAHÇE'NİN HİSSELERİ DEĞER KAYBETTİ
CAS ayrıca, TFF Tahkim Kurulu'nun 3 Temmuz sürecine ilişkin verdiği kararını ve bunun dayanağı olan "sahaya yansıdı, yansımadı" şeklindeki yaklaşımını gülünç bulmuştur ve hukuken ciddiye dahi almamıştır. Zaten TFF'nin soruşturma sürecinde UEFA tarafından by-pass edilmiş olması da bunun açık bir göstergesidir.
"Fenerbahçe'ye verilen 2 yıl men bu seneden itibaren uygulamaya konulacaktır"
UEFA'nın konu ile ilgili açıklamasına baktığımızda Fenerbahçe 2013/2014 Avrupa Ligi'nden ve önümüzdeki sene hak etmesi halinde gitmesi gereken UEFA müsabakasına katılımdan men edilmiştir. Yani, Fenerbahçe bu sene UEFA'da yoluna devam edemeyecektir ve önümüzdeki yıl hak etmesi halinde de UEFA müsabakalarına katılamayacaktır.
Bu kararın Türk futboluna etkisi ne olur? UEFA TFF'ye müdahale eder mi?
İlgili takımlarımız ve Türk futbolu açısından asıl mesele bundan sonra nelerin olabileceği noktasında kilitlenmektedir. Bu çerçevede cevaplanması gereken en önemli soru şudur: Bu kararın sonrasında UEFA TFF'ye dönüp aynı konuda her iki kurumun kararları arasında yer alan aykırılığın giderilmesini (puan silme, 2011 yılı şampiyonluğunun el değiştirmesi) ister mi? Ya da, "sıfır tolerans ilkesi" çerçevesinde TFF'ye başvurup, 3 Temmuz süreci ile ilgili verdiğin kararları gözden geçir, ilave ceza ve yaptırımlar ver diyebilir mi?
Bu soruların cevabını hukuk verecektir ancak bundan sonraki gelişmeleri sadece hukuk değil, birazda TFF'nin UEFA nezdinde ki itibarı ve etkili olabilme kabiliyeti belirleyecek. Bu noktaya kadar yaşanan gelişmeleri gözlemlediğimizde sıkıntılı bir sürecin Türk futbolunu beklediğini öngörmek zor değil.
Bu kararın devam Yargıtay sürecine etkisi olur mu?
Bu kararın Yargıtay'da kişilerle ilgili görülmekte olan davaya hukuken bir etkisinin olması mümkün değildir. Birisi spor yargısı diğeri ceza yargısı. Yargıtay süreci kendi yasal mecrasında ilerler, bu ve benzeri konulardan etkilenmez.
"UEFA'nın kararında çeşitli hatalar bulunmaktadır"
UEFA'nın kararları CAS tarafından onaylanmış olsa dahi eleştirilemez değildir. Bence UEFA kişilerle kurumları ayırarak kendisiyle çelişkiye düşmüştür.
Ayrıca, UEFA elinde aynı belgeler varken soruşturmayı geçen sene sonuçlandırmamış, Fenerbahçe Avrupa Ligi'nde yarı finale kadar gelmesini izlemiştir. Şimdi aradan 2 seneden fazla bir süre geçtikten sonra ceza verilmesi akıllara "geç gelen adalet, adalet değildir" sözünü hatırlatmaktadır.
Bir diğer önemli noktada, UEFA kararlarında verilen cezaların gerekçesi olarak Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını baz alıyorsa prensip olarak Yargıtay'ı da beklemeliydi.
"Hızlandırılmış yargılama tercihi üzerinde daha iyi düşünülebilinirdi"
CAS yargılaması sırasında dava çok hızlı görüldü. Belki bu noktada Fenerbahçe hızlandırılmış yargılamaya onay vermek yerine, CAS'da daha uzun dava süreci olanağı verecek normal yargılamayı tercih edebilirdi. UEFA'nın "hızlandırılmış yargılama yapalım" teklifine hayır demek Fenrbahçe'ye savunma için, CAS hakemlerine ise böyle büyük bir dosyayı daha iyi incelemek daha fazla süre verebilirdi.
"Fenerbahçe Açısından Başvurulabilinecek Bir Sonraki Hukuki Yol İsviçre Federal Mahkemesidir ancak oradan çok ümit var olunmaması gerekir"
Hatırlanacağı üzere UEFA, gerek Disiplin Kurulu'nda gerekse Tahkim Kurulu'nda verdiği kararlarının dayanağı olarak, Fenerbahçe ve Beşiktaş yöneticilerinin Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan şike davasında aldıkları cezaları göstererek ilgili kulüpleri cezalandırmıştı.
UEFA kararlarında verilen cezaların gerekçesi olarak Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2 Temmuz 2012 tarihindeki 23. duruşmayla verdiği karar gösterilmiş, buna karşılık TFF Tahkim Kurulunun 3 Temmuz sürecine ilişkin verdiği karar UEFA tarafından değerlendirmeye dahi alınmamış, TFF soruşturma sürecinde by-pass edilmişti.
Geldiğimiz noktada CAS tarafından verilen bu karar Fenerbahçe açısından kesin ve derhal uygulamaya geçirilebilecek nitelikte olup bu karara karşı başvurulabilecek yegane hukuki makam İsviçre Federal Mahkemesi'dir.
Ne var ki, CAS tarafından gerekçeli kararın tebliğini takiben 30 gün içerisinde İsviçre Federal Mahkemesi'ne yapılacak iptal davası başvurusu sınırlı sayılan gerekçelerden biri veya birkaçına dayanılarak yapılabilinir olsa da genel olarak CAS kararlarına karşı İsviçre Federal Mahkemesi'ne yapılan başvurulardan bu zamana kadar çok da olumlu neticeler alınmamıştır.
Netice itibarıyla, bu CAS kararı ile sportif yargı Fenerbahçe dosyası hakkında son sözünü söylemiştir. Bundan sonra bir de, muhtemelen cuma günü Beşiktaş'ın kararı açıklanacaktır.
Sonuç itibarıyla, iki önemli Türk takımı ile ilgili alakalı verilen bu kararlardan her Türk futbolsever gibi üzüntü içerisinde olmakla birlikte, sürecin bu noktaya geldiği konuyu takip edenler tarafından gözlemlenirken, "bu iş bitti" denilmesi ve hiç bir şey olmayacakmış gibi hareket edilmiş olması Türk futbolu açısından üzerinde önemle düşünülmesi gerekli hususlardır.