Fazla eşyadan kurtularak ve hayatınızı sadeleştirerek elinize ne geçebilir?
Pandemi dönemi ne kadar az şeye ihtiyacımız olduğunu öğretti. Siz de daraldıysanız Türk İşi Minimalizm’in kurucusu ve Minimalist Yaşam Danışmanı Hale Acun Aydın’ın önerilerini Cumhuriyet Cumartesi'ye anlattı.
Elif TokbayPandemi döneminde evdeki fazla eşya size de batmadı mı, dolabınızı sıkıştıran, unutulan giysiler, yaşam alanlarımızı daraltan belki eski bir koltuk... Evden çalışmanın artmasıyla ihtiyacımız olan boşluk...
Pandemi dönemi ne kadar az şeye ihtiyacımız olduğunu öğretti. Siz de daraldıysanız Türk İşi Minimalizm’in kurucusu ve Minimalist Yaşam Danışmanı Hale Acun Aydın’ın önerileri var. Aydın “Kendine yetecek ve mutlu edecek daha az ve öz eşyayla yaşamanın değerini, pandemi nedeniyle evlerde daha çok vakit geçirmemiz sonucunda daha da iyi anladık. Bu sayede evlerimizde daha çok alana, kendimize daha çok zamana ve cebimizde daha çok paraya sahip olmak... Sade bir yaşamın bir eşya listesi ya da olması gereken bir üst sayı olarak sınırı yok. Çünkü hepimiz biriciğiz. Hayat şartlarımız, ilgi alanlarımız hep farklı” diyor.
10 MADDEDE SADELEŞELİM
1. Durum tespit ve kabulle başlayın
Yaşınızı düşünün, evinize bakın ve şunu hatırlayın: Eviniz ya da yaşam alanınız bir gecede bu hale gelmedi, burada yılların bir birikimi var. Bu yüzden bir haftada tamamen sadeleşeceğini düşünmeyin. Tabii ki üzerinde düşünmeden hızla hareket ederek evde büyük bir eşya eleme işine girişebilirsiniz ama sonrasında elde kalanlar ve gidenler konusunda pişmanlık yaşamamak için en doğrusu sindirerek ilerlemek.
2. Nedeninizi belirleyin
Minimalist yaşamın popüler hale geldiği bir gerçek. Ama bu popülerliğinin ötesinde sizi çeken tarafı ne? Buna bir zaman ayırıp da eşyalarınızı elediğinizde elde etmek istediğiniz sonuç ne? Bu çabanızı klasik bir mevsim dönüşü temizliğinden ayırmak ve kalıcı kılmak için bu işe neden başlamak istediğinizi bir yere yazın. Yolun yarısında pes edecek gibi olduğunuzda bu niyetiniz sizi tekrar motive etsin.
3. Bir süreliğine alışveriş yapmayı durdurun
Eleme süreciniz için bir süre belirleyin ve bu süreçte bir şeyler satın almayın. Önce elinizdeki tüm eşya elinizden bir geçmiş olsun. Neyiniz var, neyiniz fazla ve gereksiz.. bunlara bakarken mutlaka ki eksik olan ya da yenilenmeye ihtiyacı olan şeyleri de göreceksiniz. Bunları not alın ama satın almadan önce bu süreci bitirmeyi bekleyin. Bu arada da düşünün bu yeni ihtiyaçlarınız gerçekten gerekli mi? Acaba ödünç alınarak çözülebilir mi? İkinci eli değerlendirmek ister misiniz?
4. Minimalizm yaşamı minimalist dekor ile karıştırmayın
Bu madde biraz yukardaki ile paralel. Minimalist ev diye aramalar yaptığınızda benzer evlere rastlayabilirsiniz. Açık renk duvarlar hatta mobilyalar, bazen boş bazen de soyut resimlerle dolu duvarlar, ahşap öğeler gibi. Sizin minimalist yaşamınızı belirleyen sizin kendi beğendiğiniz eşyadır. Siz daha renkli ya da daha endrüstriyel bir tarz sevebilirsiniz. Sırf minimalist olmak adına minimalist hatlara sahip eşya almayın ya da hoşunuza gitmeyen bir stili benimsemeye çalışmayın. Tabii sizin görsel zevkiniz bu yönde ise sorun yok.
5. Çıkan eşya için bir planınız olsun
Eşyamızı eliyoruz. “Atmıyoruz”. Bu eşya şu anda bizim için gerekli olmayabilir ya da bize görsel olarak hoş gelmeyebilir. Ama bu eşyanın üretiminde harcanan kaynak ve emeği ve size gelirken birilerine bir bütçesel bedele neden olduğunu da unutmayın. Amacımız bu eşyayı doğru şekilde elden çıkarmak. Bağışlanabilir ya da satılabilir olanları ayırın. Bazı eşya amaç değiştirilerek kullanılabilir, bir eski ayakkabı kutusunun kaplanarak bir dolap içi düzenleyiciye dönüşmesi gibi. Sizin ihtiyacınız olabilir ya da başkasının ilgi alanı olabilir. Böyle malzemeleri ayırın. En son kategori ise geri dönüşüm ve çöp olmalı.
6. ‘Duygusal’ları sona bırakın
Sadeleşme çabanızda birden bire her şeyi tamamlamaya çalışırsanız görevin büyüklüğü altında tabir-i caizse ezilirsiniz. Bu nedenle ilk olarak en basit eylemi seçin. Yani karar olarak sizi en az zorlayacak alanı. Mesela çoraplarınız mı bu alan, ya da çantanızdaki biriken kâğıtlar mı? Sonra da nerelere bakacağınızı günlere bölün. İlk maddedeki yavaşça ilerlemek hem gerçekçi kararlarınızı arttırır (yani bitsin diye öylesine karar vermez) hem de elenecek şeyleri doğru yerlere yönlendirebilirsiniz (yukarıdaki maddede belirlenenler gibi) en zor karar verilen alan olan duygusal değeri olan eşyayı en sona bırakın.
7. Sizi sürekli bir şey satın almaya motive eden e-posta bültenlerinden çıkın
E-Ticaret sitelerinin e-posta listelerine dahilseniz sıklıkla, hatta hafta birkaç kez onlardan haber almanız mümkün. Bunlara şöyle bir bakıp kapatabiliyorsanız ya da hiç bakmıyorsanız ne ala. Ama her seferinde aklınızı çelen şeyler çıkıyorsa üyelikten ayrılın ya da gönderim ayarlarınızı değiştirme ekranı çıkıyorsa burada süreyi daha az sıklık olacak şekilde değiştirin. Sosyal medya için de bunu uygulamanızı öneririm. Size sürekli bir “al” mesajı veren bir hesap eğer size sürekli ihtiyacınız olmayan şeyler aldırıyor ya da almadığınızda sizi kötü hissettiriyorsa bu hesabı (en azından bir süreliğine) takipten çıkın.
8. Emin olamadığınız şeyler için bir kutu yapıp 3 ay bekletin
Evdeki eşyayı elden geçirmek ve bitince size vereceği mutluluk hatta başarı hissi, size evin ve hayatınızın geri kalan alanlarında harekete geçmek için motivasyon olacak.
Sadeleşme sürecinde tabii elinizin bir türlü gitmediği, emin olamadığınız eşya olabilir. Bunlar için bir kutu belirleyin ve onları bu kutuda biriktirin. Sonrasında kendinize bir hatırlatma koyarak bu kutuyu 3 aylığına bir yere kaldırın. 3 ay boyunca eksikliğini hissetmediğiniz şeylerle içiniz rahat şekilde vedalaşabilirsiniz. Tabii bu sırada gerçekten ihtiyaç duyduklarınızı da kutudan çıkarıp kullanabilirsiniz : )
9. Görünen eşyaya ek olarak dijital alanı da unutmayın
Fotoğraflarımız, maillerimiz, (bilgisayar) masaüstünde duran karışık belgeler, sosyal medyada takip ettiğimiz onca hesap, kaydettiğimiz onca paylaşım, indirdiğimiz PDF’ler ve de kitaplar… Bunlar da elle tutulur olmasalar da dağınıklığımıza dahil. Bunlara da zaman ayırdığınızdan ve bir elemeye tuttuğunuzdan emin olun.
10. Evdeki diğer bireyler ve bundan sonrası
Tüm bu süreçte evdeki (tabii varsa) diğer bireylerle ortak hareket ettiyseniz ne mutlu size. Ama bazen olur ki bu yolda tek başına olduğunuzu hissedersiniz, hissetmek bir yana bazı çabalarınız engellenebilir de, ev arkadaşınız, anneniz ya da eşiniz bir eşya üzerinde farklı fikre sahip olabilir. Bu sizi hayal kırıklığına uğratmasın. Siz önce kendi eşyalarınızdan başlayın. Kıyafetleriniz, kozmetik ürünleriniz, kitaplarınız gibi. Karşı taraf sizin bu süreç sonunda yaşadığınız faydayı görür ve ikna olursa harika ama bazen onlar için henüz doğru zaman gelmemiş olabilir. O zaman zorlamamak gerekiyor. Ortak alanlarda karşılıklı bir fedakarlıkla ilerlenebilir.
Yaşam alanınızda ulaştığınız sadeliği korumak içinse bundan sonra satın alacağınız şeylerde daha seçici olmak ve dönem dönem eşyalanızı tekrar elden geçirmek bu sade ve umuyorum ki sadelikten doğan daha huzurlu ve mutlu halinizi korumanızda faydalı olacaktır.
SADELEŞENLER ANLATIYOR
"AZIN MUTLULUĞU BAMBAŞKA"
Bahar Korkmaz: Sadeleşme yolculuğuna baş koyma kısmı koronavirüs ile birlikte evden çalışmaya başlayınca oldu. Öncesinde de atıyordum ancak sistematik değildi. Bir arkadaşımla beraber Hale Hanım’ın “Sadeleşerek Özgürleş” grubuyla birlikte evde bir düzenlemeye giriştik. Buzdolabını düzenledik; kıyafetleri, kozmetikleri, havluları, nevresimleri ayırıp bize gerekmeyenleri dağıttık. Bu yolculuğun en güzel yanı vedalaşmak. Salonda, mutfakta, sırt çantasında hatta ofisteki masamda beni zamanında çok mutlu etmiş eşyaya, güzel anıları ile birlikte veda etmek. İnsan, ne kadar çok alırsa o kadar çok mutlu olacağını düşünse de, azın mutluluğu, keyfi bambaşka!
"GENİŞ ALANLAR KAZANDIM"
Bilge Sagay: Hale’nin 3 yıldır düzenli takipçisiyim. Ve onun rehberliğinde sadeleşerek en çok kendimi kazandım. Eşyanın temizliğine ayırdığım haftada 3-4 saat ve o gereksiz eşyaya ayırdığım bütçe yerine, kendimin içinde var olan yetenekleri bulabileceğim bir kursa katıldım. Sabah ya da akşam gardırop önünde, “acaba ne giysem?” diye düşünmek yerine, zihnimi eğiteceğim sabah meditasyonları, yoga pratiği veya sabah rutinleri ile güne harika bir başlangıç kazandım. Fazlalık ve kullanılmayan eşya yığınları arasında, sürekli dağılan, hiçbir şeyin yeri olmayan bir evde, elimde bezle dolaşmak yerine, o güzel boşluklarda yemyeşil çiçekler, evime güzel bir hava kazandım. Salonda gereksiz gümüşlükler, hantal koltuklar yerine, geniş alanlarda özgürce müziği açıp dans etmeyi kazandım. Keyif ve mutluluğun eşyalardan öte, an'larda ve o anları yaratabileceğin alanlarda olduğunu idrak ettim.
"ÖNCE BAZADAN KURTULDUM"
İmge Yurdakul: Uzun zamandır koşturmacadan, çokluğun getirdiği karmaşada boğulmaktan yorgun düşmüştüm şehir hayatında. 5 ay boyunca makyaj, saç boyama, zorunlular hariç alışveriş yapmak gibi şeylerden elimi çektim. Ve o arada cebimde kalanı hayatımı kolaylaştırıp ruhumu ve bedenimi zenginleştirmeye yatırdım. Önce biz Türklerin vazgeçilmez sandığı bazalı yataktan kurtuldum. O ferahlamayı anlatamam. Dost sofraları hayal ederek aldığım yemek/çatal bıçak takımını günlük kullanıma aldım. Kendime 'hyyge' (samimi alanlar) alanları yaratarak hayatı kolay, keyifli hale getirmeye devam ediyorum. Minimalist olamasam da "tam da olması gerektiği kadar" ve "ne az ne çok" diyerek kendi dengemi ve hayatın icindeki huzuru bulmaya devam ediyorum.
İKİNCİ EL İÇİN İPUÇLARI
İkinci el platformları artsa da bu konuda daha dikkatli olmamız gerekiyor. Ürün satmak istiyorsanız önce hangi uygulamanın sizin için daha kullanışlı olduğunu tespit edin. Bazen aynı ürünü birden çok uygulamaya da yükleyebilirsiniz ama böyle durumda satıldığında her platformdan kaldırmayı unutmayın. Ürünün aydınlık ortamda her tarafı görülecek şekilde fotoğraflarını çekin. Boyut, ağırlık, materyal gibi detayları tam verin. Eğer bir yerinde bir leke, bozukluk gibi bir durumu varsa bunu mutlaka fotoğraflayın ve açıklamasında belirtin. Ürünü yollarken temiz (hatta kıyafetse ütülü) şekilde yollayın.