Fazıl Say Cumhuriyet için yazdı (17.01.2012)
cumhuriyet.com.trİcracılık ve Bestecilik Üzerine
Kendi CD’lerimi sadece bir kere dinlerim, o da “editing”den sonra, “onay vermek” için. Zor bir 60 dakikadır... Hep bir “daha iyi olabilirdi” düşüncesi vardır ya, insan, kendi yaptığını dinlerken kendine çok sert, çok katı davranır.
Ama, mesela, orkestra eserlerimin kayıtları yollanınca, büyük rahatlıkla birçok kez dinleyebiliyorum. Sonuçta çalan ben olmadığım için rahatım dinlerken...
Hatta o sırada, eski yaptığı ile yeni yapacağı arasındaki çizgide, üstüne orkestrasyon (orkestrayı nasıl kullanacağını) öğreniyor insan. Dinleyerek. Karar kılarak. Hür bırakarak. Bestecilik yolu pozitiftir. İcracılıksa çetrefil ve zor bir meslektir...
Bir eseri kaydederken o eseri filanca şehirde, filanca tarihte, ne kadar iyi çaldığınız aklınıza gelir, ona ulaşmaya çalışırsınız.
O, halbuki bir andır, rahat bir andır, enstantanedir. Özeldir. O anki ruh halidir, belki romantik, belki paralel evrende, yan odadan gelen büyüye kapılmış, çalmışsınızdır...
Belki o an, aslında o kadar iyi bile değildir, sadece siz onu öyle hissetmiş ve öyle bellemişsinizdir.
Kayıtsa, soğuk mikrofonların hata affetmeyen mükemelliğindedir...
İcra sanatı, en az bestecilik sanatı kadar yaratıcılık gerektirir.