Fatih Terim: İnancımızı hiç kaybetmedik
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Bursaspor maçının ardından yayıncı kuruluşa konuştu.
cumhuriyet.com.tr
Fatih Terim'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İlk yarıyı izah etmek zor. Kötü oynadık, geriye düştük. 2. yarı daha iyi oynadık. Bursa'da 2-0'dan gelip 3-2 kazanmak kolay değil. Futbol sahada oynanan bir oyun. İyiyseniz kazanırsınız, kötüyseniz zaten kaybedersiniz. İlk yarı kötüydük, 2. yarı iyiydik."
"Sıralamaya bakmaksızın, sezon sonuna kadar olan maçlarımızı kazandığımızda nerede olacağımızı herkes çok iyi biliyor. İnancımızı kaybetmedik."
"Bazı oyunlar vardır ki hakikaten çözmesi çok zordur. Bursaspor kaybettiği maçların çoğunda da iyi oynadı ama hiç beklemediğiniz anda Galatasaray 2 golle geri düşüyor. 3'ten sonra 4'ü de atabilirdik ama kolay değil böyle kritik maçları oynamak."
"Emre'yi(Taşdemir) aldığımız zaman epey papara yedik. Sakat oyuncuyu alıyorsunuz, 1.5-2 senedir oynamıyor dediler. Bizi bilen Galatasaraylılar bir durun dedi, hoca almışsa bildiği vardır dediler ve sonuçta onlar kazandılar. Kötü konuşanlar özür dileseler sorun yok"
“LÜTFEN BU TUZAĞA DÜŞMEYİN”
Yabancı kuralı hakkında da konuşan Terim, “Bu hafta baktım, ısrarla ve inatla yabancı konusu veya kuralı, yerli yabancı sayıları, tribünde kim oturacak, kaç olacak, böyle bir sürü laflar duyuyorum. Bence çok doğru yapmıyorlar, bunu bu şekilde kullananlar sizlere yalan söylüyor. Sizi kandırıyor, bana göre futbola da ihanet ediyor. Buradan ülkemizdeki tüm futbol taraflarına seslenmek istiyorum; çünkü bu kararın alınmasında ben de varım, büyük de payım var. Takım fark etmeksizin bazı şeyleri söylemek istiyorum. Futbol bilgisi sınırlı olanlar, hatta yanlı olanlar, sorunun kaynağıyla veya kaynağını konuşmak gerekir, bunu konuşmuyorlar ama yanından bir tarafından çıkarcı bir kesim var. Bunu gündemden hiç düşürmüyorlar. Ya bundan besleniyorlar ya buradan çıkarları var çünkü bunun başka açıklaması olamaz, lütfen bu tuzağa düşmeyin, bu çıkarlara da alet olmayın. Herkes için söylüyorum. Sosyolojik kayıtlara işlenmiş çok önemli futbol kuralı vardır, futbol kişilere göre değil evrensel kurallara göre oynanır. Dolayısıyla 2015’te bu kural devreye girmiş. Ben de çalışıyordum, en önemli faktörlerden biri de benim. Bütün kulüp başkanlarına da sunumu ben yaptım. Bunun adı esasında yerli teşvik sistemiydi. Bu süreç kamuoyuna açıklanmadan evvel bu konuyu uzun süre profesyonel arkadaşlarımla beraber çalıştık inceledik ve herkese anlattık. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere konuya hakim taraf olan herkesin bilgisi ve görüşü onayı alındı. Tüm kulüplerin başkanlarının toplantısında sunum bittikten sonra bazı başkanlarımızın alkışlayarak bu bir devrimdir dediğini hatırlıyorum. Bizim yaptığımızın özü şuydu; yabancı sayısını sınırlayarak yasaklayarak yerli oyuncuyu artıramazsınız. Yerli oyuncuyu, demin söyledim teşvik sistemini, her yabancı alınan rakamla havuz oluşturulacak yerli oynatanlara geri dönecek oradan eğitim ve altyapıya yatırım yapılacaktı. Sonrasında bu teşviklerin hepsi fazla geliyor diye bu rakamlar yavaş yavaş eridi. Ancak bakıyorum, herkes bunlardan çok mutlu olanlar da var. Bazen yabancı sayısı fazla gibi şeyler söyleniyor. Bu sistem özellikle altyapıya kaynak sağlayacak sistem olarak çıkarıldı. Sistemi daha bilmeyenler var. 14 yabancı mecburi değil, 14 Türk mecburi. Alma, 28 Türk ile oynayabilirsin. Bunun çıkma nedenleri var; bu kime zarar? Bu milli takım hocasına zarar öyle görünüyor. Ben bunu kabul etmiyorum, etmediğim için de 2016 öncesi 2015’te yürürlüğe girdi bu, bir gün de şikayet etmedim Türk Milli Takımı da bu sisteme rağmen 2016’ya gitti. Kalsaydık belki 2018’e de giderdik. Bazıları arkamızdan iş çevirmeseydi, şu an yönetimde olan belki oraya da giderdik. Ben diyorum ki; 14 yabancı tercih edersem bunun bir bedeli var, bu bedeli ödediğin zaman havuza, havuzdan da kulüplerin altyapısına gidecek diye koyduk. Büyük rakamların ödenmemesi adına konuldu, neredeyse rakamlar stabil oldu. Bazı oyuncularımız çok büyük rakamlarla yedek oturuyordu. Belki Avrupa’ya giderler dedik, tarihimizin en yüksek rakamı gitti Avrupa’ya. Olay şuna döndü, yerli yabancı. Böyle bir şey yok. İsterseniz almazsınız. Daha çok anlatabilirim bu konuda ama ilk günden beridir benim duruşum belli. İlk günden beri fikrim de belli, aynı yerde ve aynı duruştayım. Hiçbir zaman da değişmeyecek. Yerli yabancı diye bir kavram da benim kitabımda yok açıkçası. Çünkü Avrupa ile mücadele ederken diyorsunuz ki aynı şartlarda değiliz, yeri geldiğinde, yabancı serbest oluyor bu sefer çok yabancı oluyor diyoruz. Futbol Federasyonu nasıl bir karar alır, biz buna saygı duyarız ama benim fikrim çok net duruşum da belli. Yapılmış birçok yenilikler var. Ben şunu kabul etmiyorum biz Avrupa şampiyonasına katılamadık çünkü çok yabancı oynuyor yabancı liglerimizde katılamıyoruz, başarabiliyoruz biz gittik. Bir gün şikayet ettim mi gidemeyince yabancılar, gidince hiç ses yok. Bu yarışma onların lehine Türk oyuncuların 2 milyon Euro’larla 2.5 milyon Euro’larla yedek oyuncular var. Korkmayalım yasaklardan onun için. Size soruyorum buna karşı kim ise bunun çözümü için bunun herhangi bir argüman gördünüz mü? Yok. Almanya, İspanya, Fransa, İngiltere, Hollanda hepsinde serbest. Avrupa şampiyonu olanların hepsinde serbest. Ama hep Dünya şampiyonu, Avrupa şampiyonu onlar oluyor” dedi.