Fatih Portakal Clubhouse'ta iktidarın planına ilişkin öngörülerini paylaştı

Gazeteci Fatih Portakal, Clubhouse'ta açılan "Boğaziçi Üniversitesi'nde son durum nedir?" başlıklı odaya katılarak soruları yanıtladı. Boğaziçi müdahalelerinin daha da sertleşeceğini tahmin ettiğini belirten Portakal, "Böyle sertleşme ortamlarını da seçim atmosferine girerken görürüz, geçmiş tecrübelerimden bunu anlıyorum" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Boğaziçi öğrencileri ve mezunları, ses temelli yeni sosyal medya platformu Clubhouse'ta taleplerini duyurmak için "Boğaziçi Üniversitesi'nde son durum nedir?" başlıklı oda açtı.

Dün Clubhouse'un 5 bin katılımcı sınırını ulaşan oda, bugün ise 4 bin katılımcıya erişmiş durumda.

ÖĞRENCİLER TALEPLERİNİ DİLE GETİRDİ

Odada eylem sürecine yönelik konuşan Boğaziçi öğrencileri "Bu bir haftalık bir süreç değil, 1 ocak 2021 tarihinden itibaren atanmış bir rektöre karşı olan bir süreçtir. Bu üç talebimiz de öğrencilerin vazgeçilmez ve karşılık bulana kadar vazgeçmeyecekleri talepleridir" diyerek şu talepleri sıraladı:

1- Tutuklanan ve gözaltına alınan arkadaşlarımız serbest bırakılsın

2- Melih Bulu istifa etsin

3- Rektörler demokratik seçim yoluyla belirlenecek şekilde tekrar yasa değişikli olsun.

FATİH PORTAKAL YAYINA KATILDI

Boğaziçi öğrencilerinin yayınına katılan gazeteci Fatih Portakal, sürece dair değerlendirmelerini paylaştı.

İktidarın, öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin direncinin kırılmasını beklediğini ifade eden Portakal şunları söyledi:

"Çünkü klasik hareketidir, yaklaşık olarak on senedir yönetenleri tanıdığım için tahmin edebiliyorum: Bekle-gör politikası gibi. Ama bugünden sonra durumun daha sertleşeceğini, iktidar tarafından sertleştirileceğini tahmin ediyorum. 'Demokrasi' denip, 'Huzur bozuluyor' denip, 'Protestolar yolundan çıkıyor' denip bir şekilde daha sert bir tavrın gösterileceğini tahmin ediyorum veya olabileceğini düşünüyorum, geri adım atılmaz ise eğer."

'ALGI YARATMAYA ÇALIŞACAKLAR'

Fatih Portakal, bir konuşmacının "Bir tweet gördüm şöyle yazıyordu: 'Boğaziçi mezunu olmayıp bu tarz eylemleri destekleyen herkes provakatördür ve hakkında soruşturma başlatılabilir ileride. Sizce bu bir nevi bundan 7 yıl önce yaşadığımız olaylar gibi bir şeyin tetikleyicisi mi olacak?" sorusunu şu ifadelerle yanıtladı:

"Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, son on yılda bu ülkenin hangi noktalardan geçtiğini, nasıl gerginlik atmosferi yaratılmak istendiğini, nasıl adımların atıldığını, daha sonra nelerin meydana geldiğini biliyoruz. Her şey aşama aşama gidiyor. Sizler de geçmişteki bu süreci net bir şekilde gözünüzün önüne getirecek olursanız, bir gerginliğin tırmandırılması yönünde veya gerginliği oradaki öğrenciler ve öğretim görevlilerinin tırmandırdığı yönünde bir algı yaratmaya çalışacaklar ve çalışıyorlar da zaten. Neticede bir şekilde medyasıyla veya açıklamalarıyla etki bırakıyorlar. Burada yine anayasada varolan protesto hakkını kullanmak isteyen insanların haklarını gözetmeden, bu haklar yerine getirilmeden, o insanların bu protestolarını bir suç gibi gösterme veya huzuru bozma, toplumda kin ve nefret uyandırma gibi bir takım gerekçelere dayandırarak toplum önünde itibarsızlaştırma yoluna gidecekler. Gerek üniversiteyi, gerek üniversitenin öğretim görevlilerini, gerekse de oradaki öğrencileri itibarsızlaştırma ve terörize etme, bir şekilde onları da yaftalama suretiyle sürecin böyle işleyeceğini tahmin ediyorum."

'ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI GELEBİLİR Mİ?'

Portakal, açıklamalara baktığında, öğrencilerin protestolarının veya öğretim görevlilerinin yapmış olduğu sessiz direnişin bitirilmemesi durumunda müdahalelerin daha da sertleşebileceğini tahmin ettiğini belirtti.

Böyle sertleşme ortamlarının da seçim atmosferine girerken görüldüğünü belirten Portakal, şu ifadeleri kullandı:

"Böyle sertleşme ortamlarını da, çok enteresandır sanki hep bir seçim atmosferine girerken görürüz, ben geçmiş tecrübelerimden onu anlıyorum veya onu tahlil ediyorum. Ortada bir seçim konuşulmuyor tabii aklınıza gelebilir böyle bir soru ama, kimlerine göre 2021 içerisinde de böyle bir seçimin olabileceği yönünde.. Seçimi sadece iki kişi belirleyecek zaten Türkiye'de, biri iktidar partisi diğeri ortağı olan parti. Acaba diyorum ben, önümüzdeki günlerde bir seçim açıklaması gelebilir mi? Tabii bunlar çok afaki şeyler, bugüne dönmek gerekirse benim endişem idarenin Boğaziçi Üniversitesi'ndeki müdahalesinin daha da sertleşeceği yönünde"

'YA ERDOĞAN YA BAHÇELİ'

Gazeteci Portakal, başka bir konuşmacının, Meral Akşener'in erken seçim değerlendirmesi hakkında ne düşündüğünü sorması üzerine ise şöyle konuştu:

"Muhalefet hep erken seçim diyor, ben de sizler gibi takip ediyorum ama onun dışında iktidara baktığınızda iktidar tarafında bir erken seçimin olmayacağı, seçimin 2023'te tam zamanında olacağı söyleniyor ama inanmıyorum. Daha doğrusu artık o kadar çok aldatıldığımı düşünüyorum ki bir yurttaş olarak.. Bu konuda da iktidar tarafı şu an için 'Seçim istemiyorum, yapmayacağım, 2023'te olacak' dese de, her an için önümüzdeki günlerde bir açıklamanın gelme ihtimali var. Ama az ama çok. Bu tabii ki Meral Hanım'ın veya CHP liderinin, HDP'nin, bir başka partinin, sivil toplum kuruluşunun, yurttaş olarak benim veya sizin istemenizle olmayacak. Burada iki kişi belirleyecek bunu, ya Erdoğan ya da Bahçeli."

'YÖNETİMİN ZİHNİYETİNDE KABUL ETMEK YOK'

Boğaziçi öğrencilerinin sıraladığı taleplerle ilgili de konuşan Portakal, "Kimsenin moralini bozmak istemem ama bu ülkenin gerçekleri de var. Sizin gerçekliğinizi veya sizin taleplerinizi kabul etmeyecek zihniyette bir gerçeklik de var. 'Eğer bunları kabul edersek bizi aciz görürler' mantığı uzunca bir süredir iktidarda var; geçtiğimiz yıllarda yaşanan toplumsal olaylarda olduğu gibi. Bunları kabul etmeyecekler büyük bir ihtimalle, yönetimin zihniyetinde zaten kabul etmek yok. Öteki olarak gördüğü veya farklı olarak gördüğü insanların taleplerini çok fazla dikkate almadıkları için bu talepleri kabul etmeyecekler. Ben yine bu düşüncemde ısrar ediyorum, umarım değiştirirler ki o zaman da kalkar alkışlarım değiştirdiniz diye ama hiç ihtimal vermiyorum."