Faruk Akbaş'tan 'Türkiye Fotoğraf Rehberi'

Gerçek fotoğraf görmek için

Sosyal medya sitelerinin, takipçilerin bulunmadığı; beğenilerin bir tıkla yapılmadığı, yolculuk şartlarının şimdiki kadar konforlu olmadığı, kalacak bir yer bulmanın çok zor olduğu dönemlerden bugüne doğaya ve fotoğrafçılığa gönül vermiş bir sanatçı Faruk Akbaş. Kaleme aldığı gezi ve fotoğraf yazılarına, çektiği belgesellere, fotoğraf programlarına mutlaka bir yerlerde rastlamışsınızdır. Çok sayıda ödüle sahip olan sanatçı ile henüz yolunuz kesişmediyse size dostça bir tavsiye: Faruk Hoca önderliğinde gerçekleşen doğa ve fotoğraf gezilerinden birine mutlaka katılın. Hacettepe ve Akdeniz Üniversitesi’nde fotoğraf ve belgesel dersleri vermiş, İngiltere kraliçesinden teşekkür mektubu almış olan sanatçı, benim gibi bir acemiye bile bıkmadan usanmadan doğayı ve fotoğrafı anlatacak kadar cana yakın, alçakgönüllü, mütevazı...

Türkiye Fotoğraf  Rehberi’nde yer alan fotoğrafların güzelliğinden, insanı nasıl büyülediğinden bahsetmek sanırım benim haddim değil. Sadece şu kadarını belirtmeliyim ki  kitapta yer alan fotoğraflar -benim gibi- “photoshop”la yapılmış fotoğraflara tahammül edemeyen, gerçek fotoğraf görmek ve gerçek fotoğraf çekmek isteyenlerin ruhuna dokunuyor.

Kitapta yer alan fotoğraflarda kültüre, emeğe, inanca, özleme, aşka, Faruk Hoca’nın esprili kişiliğine ve kendinize dair de çok şey buluyorsunuz. Maçahel’de çekilmiş yün çorap ören kadınların olduğu portrede yıllar önce kaybettiğim babaannemi buldum. Fotoğraftan çıkıp bana sarılacakmış gibi, öyle canlı, öyle güzel, öyle sevgi dolu...

DOĞA, KEŞİF VE KÜLTÜR

Sanatçı, tarihe tanıklık ederken bu tanıklığa okuru da ortak ediyor. Diyarbakır Suriçi’ni anlatırken onunla birlikte surlara çıkıyor; oyun oynayan çocukları, koyunlarını evine götüren adamı, halı yıkayanları, damda güvercinlerini uçuranları, el arabasının içinde yan yana dizilmiş onlarca canlı tavuğu, atlarıyla gezenleri görür gibi oluyor; Kürtçe ağıtları duyuyor, çayın, tütününün kokusunu alıyorsunuz. Ve gözyaşları içinde bir daha bunları yaşayamayacağınız vuruyor yüzünüze. Fotoğraftaki kadın ve çocuğu -hani objektife bakmayanlar- şimdi neredeler acaba?

Kitapla birlikte, aşadığınız kentin, defalarca dolaştığınız sokaklarını bile yeniden keşfetme arzusu sarıyor içinizi. Küçük bir sırt çantanız, fotoğraf makineniz ya da cep telefonunuzla birlikte Faruk Akbaş’ın doğa ve fotoğraf severler için hazırladığı her daim elinizin altında olması gereken çalışması; okuru enfes bir düşsel yolculuğa davet ediyor.

Tatile çıkacaksanız, rotanızı belirlemeden önce bu kitaba bir göz atmalısınız derim. Fotoğrafik bölgeleri görmenin yanı sıra onların kültürü, bitki örtüsü, iklimi hakkında da bilgi ediniyorsunuz.  Bu bakımdan Türkiye Fotoğraf Rehberi sadece bir fotoğraf rehberi değil, Türkiye’yi yeniden keşfetmeye çıkartacak bir başucu kitabı. Ülkemizin fazla bilinmeyen, şaşırtıcı köşelerini bir de kendi gözlerinizle görmek için can atacaksınız. Yoğun iş programı olanlar, ertesi gün işe gidecekseniz bu kitaptan uzak durmalısınız!

FOTOĞRAFIN COĞRAFYASI

Fotoğrafçılar, “Hangi fotoğraf makinesini, hangi filtreleri, hangi objektifi ne zaman kullanmalıyım? Gezi fotoğrafı çekerken makinemin ayarlarını nasıl yapmalıyım? Hangi objektifle nasıl görüntü elde edeceğim? RAW mı JPEG mi çekmeliyim? Üç ayak yanımda mı gezeceğim? Yansıtıcı almalı mı, almamalı mı? Hangi bölgenin fotoğrafını ne zaman çekmeliyim? Gece çekimi için en ideal yerler nerelerdir?.. Bu sorularla kendinizi yormayın. Sizin için her şey düşünülmüş. Fotoğraf  makinenizin bakımından, Bilecik Pazaryeri’ne çömlek yapımını çekmeye giderken yanınıza led ışık almanız gerektiğine kadar... Kısacası bu yolcuğa çıkarken yanıma ne almalıyım, ne giymeliyim sorusuna kadar merak ettiğiniz her şeyin cevabını buluyorsunuz kitapta.

Bana kalırsa tek sorun kitabın adında. Çünkü bu kitap yalnızca fotoğrafseverler için değil. Türkiye Fotograf Rehberi aynı zamanda genel kültür kitabı. Ülkemizin Dünya Miras Listesi’nde yer alan, kültürel ve doğal alanlarını, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından belirlenen, ülkemizdeki biyolojik çeşitlilik bakımından en değerli ve acil olarak korunması gereken sıcak ormanlarını da tanıtıyor. Jeoparklar, müzeler, festivaller-şenlikler, çeşitli inanışlar, yılın belirli zamanlarında yapılan ritüeller, hayvanat bahçeleri, kuşlar, börtüler böcekler, doğal orkideler, mantarlar, çiçek tarlaları ve daha neler neler...

Bize çok yakın fakat bilmediğimiz, bazen gitmeye üşendiğimiz, bazen eğilip bakmadığımız, bazen baksak da görmediğimiz onlarca güzellik. Ve görmeye başlayınca ne kadar da şanslıyız dedirten yüzlerce fotoğraf...

Anlıyorsunuz ki Faruk Akbaş, imkânsızı başarmış, yaşadığımız muhteşem coğrafyayı insanı, iklimi, jeolojisi, tarihi, mitolojisi, fauna ve florasıyla bir kitaba sığdırmış...

Türkiye Fotoğraf Rehberi’ni okurken kafamda yüzlerce rota oluştu. Bir an önce başlamak lazım değil mi? Üzgünüm ki ben bu yazıya daha fazla devam edemeyeceğim. Sırt çantam ve Türkiye Fotograf Rehberi ile yola düşüyorum. Belki bir yerde rastlaşırız!

Türkiye Fotoğraf Rehberi / Faruk Akbaş / Say Yayınları / 386 s.