‘Farklılıklar içinde birlik’
Cakarta’da bir gün Endonezyalı akademisyen bir arkadaşımı çalıştığı üniversitede ziyaret etmiştim. Onu başörtüsü ile görünce çok şaşırmış ve bunu gizleyememiştim. Şaşkınlığımın sebebi daha önce kendisini hiç tesettürlü görmemiş olmamdı, dışarda kaç kez görüşmüştük her zaman başı açıktı. Sorduğumda cevabı “işyerinde yasa gereği başımızı örtmemiz gerekiyor” olmuştu.
Gülseren Tozkoparan JordanO gün üniversitenin yemekhanesinde kadınların çoğunun başörtülü olduğunu fark ettim, dışarda görmediğim kadar. Aynı şekilde Cakarta Milli Müzesi’nde gönüllü rehberlik yaptığım sıralarda okullardan müzeyi gezmeye getirilen her yaşta kız çocuğu ve öğretmenleri de tesettürlü olurdu.
Geçen günlerde patlak veren olayın ardından tüm bunları düşündüm. Olay şöyle gelişmişti: Sumatra Adası’nın batısındaki Padang’da devlet meslek lisesine giden, adı basına JCH olarak yansıyan bir genç kız okula girerken başörtüsü takmadığı için sürekli uyarı alır, baskı görürmüş. Aslında kendisi Hıristiyan olduğunu, bu kuralın Müslümanları kapsadığını söylese de okul yönetimi bunu göz ardı edermiş. İşin daha da ilginç yanı okulların uzaktan eğitim yaptığı bugünlerde internet ortamında yürütülen dersler sırasında aynı uyarılar devam edip durmuş. Esasen Hıristiyan olup da buna itiraz eden tek öğrenci JCH değil, kendisi gibi 20 öğrenci daha varmış aynı okulda dinini gösterek baş-örtüsü takmaya itiraz eden.
Okul yönetimi ile bu öğrenciler arasında her gün aynı gerilim yaşanırken bir gün öğrenci JCH’nın babası uyarılmak için okula çağrılmış. Bulunmaz fırsat da babanın eline böyle geçmiş. Hıristiyanlık dahil 6 resmi dini olan ülkede belli din mensuplarının kendi inaçlarına göre giyinmekte, yaşamakta özgür olduğunu ve kızının bu nedenle başörtüsü takmak istemediğini söylese de inatçı müdür her zamanki gibi yasalar ve kuralları ileri sürerek dediğim dedik demiş. O arada baba Elainu Hia, bütün konuşmayı görüntülü kayıt altına alıp, sosyal medyanın da gücünü kullanarak olayı tüm ülkeye afişe etmiş. Sonra da seyreyle sen gümbürtüyü...
Bakanlardan destek
Bir kişinin kararlılığı ve basının bu hassas olayı ısrarla işlemesi sayesinde 2001 yılından beri uygulanan yönetmelik değişikliğe uğrayacak. Endonezya genelinde 300 bin devlet okulunda 20 yıldır uygulanan yasaya göre kızlar ilkokula başladıklarından itibaren tesettüre girmeleri gerekiyor.
Üniversiteyi ABD’de okuyan genç, girişimci, bir hayli popüler Milli Eğitim Bakanı Nadiem Makarim, olaya derhal el koyarak “tesettürün bireysel bir hak olduğunu, buna okulun karar veremeyeceğini” vurguladı. Makarim, okulların 2014 yılında devlet okulları üniformaları ile ilgili bakanlık yönetmeliğini yanlış yorumladığını söyledi. Ona göre uzun etek, uzun kollu gömlek ile “Müslüman kıyafeti” tasvir edildiğini ve bunun Müslüman kızlar için bir seçenek olduğunu, okulların bunu yanlış uyguladığını belirtti.
Diyanet İşleri Bakanı Yaqut Cholil Qoumas da “Padang olayı buzdağının görünen kısmıdır. Mevcut yönetmelik kız öğrencileri sindirmek, ayrımcılık için kullanılmakta. Dinler çatışmayı teşvik etmez ve farklı olanlara adaletsiz davranmayı haklı göstermez” dedi.
Akabinde içişleri, diyanet işleri ve milli eğitim olmak üzere üç bakan çalışmalarını hızla sonlandırarak 3 Şubat 2021’de birlikte bir kararnemeye imza attı. Jet hızıyla 5 Mart’ta yürürlüğe girecek kararname öğrenci ve öğretmenlerin başörtülü ya da olmadan uzun bir etek ile kısa veya uzun kollu bir gömlek giyebileceklerini belirtiyor. Kararname sadece yerel yönetimlerin ve Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın yönetiminde olan devlet okullarını kapsıyor. Diyanete bağlı İslami devlet okullarını etkilemeyecek. Ayrıca özel bir düzenlemeyle diğer illerden daha fazla özerkliğe sahip olan ve şeriatla yönetilen Aceh vilayetini de kapsamıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, yönetmeliğin tam olarak uygulanmasını sağlamak ve şikâyetleri almak için Çağrı Merkezi açtı. Bakanlık karara uymayan yerel yönetim ve okul müdürlerine cezai yaptırım uygulanacağını, eğitim fonlarının bile geri çekilecebileceğini duyurdu.
İnsan Hakları İzleme (HRW) örgütünden tanıdığım Andreas Harsono, “20’den fazla eyaletteki okullarda tesettürün zorunlu olduğu göz önüne alındığında kararnamenin çok olumlu bir adım olduğunu, devlet okullarında kadın öğretmenlerin ve kız öğrencilerin başörtüsü takmaya mecbur bırakılmasının zorbalık, tehdit, toplumsal baskı ve bazı durumlarda okuldan terki bile beraberinde getirdiğini” ifade etti.
Olayın çıktığı okul da basın toplantısı yaparak Hıristiyan öğrencilerin tesettüre zorlandığını itiraf ederek özür diledi. Kahraman baba “Kızımı okul istiyor diye başörtüsü takmaya ikna etseydim dinsel kimliği hakkında yalan söylemiş olacaktım, sonuçta bizim de haklarımız var” dedi.
Bakanların işbirliği ile kısa zamanda çözümlenerek sonuca bağlanan olayla birlikte dünyanın en kalabalık Müslüman nüfuslu ülkesinde, Endonezyalıların gururlandığı ulusal sembol ve felsefeleri Bhinneka Tunggal Ika “Farklılıklar içinde birlik” havada kalmamış oldu.
gjtozkoparan.hotmail.com