Fakire okul da yok
"Eşitsizlik" bakanlığı Eğitim-İş'in yaptığı araştırma, Milli Eğitim Bakanlığı'nın engelli, yoksul ya da risk altındaki çocukların eğitim hakları için bir şey yapmadığını ortaya koydu. Bakanlığın bu çocukların okula gidebilmesini sağlayabilecek bir strateji geliştirmediğini belirten eğitim çalışanları, öğrencilerin inançları nedeniyle ayrımcılığa uğradığına da dikkat çekti.
cumhuriyet.com.trEğitimcilerin yüzde 79’u, bakanlığın kırsal alanlardaki çocukların “okul ve öğretmen” gibi temel gereksinimlerini sağlayamadığı konusunda hemfikir. Kentte yaşayan maddi geliri yetersiz çocukların eğitim hakkından yararlanması için gerekli olanakların sunulmadığını düşünenlerin oranı yüzde 81’i buluyor.
Para yoksa eğitim de yok
• Eğitim çalışanlarının yüzde 79’u, MEB’in kırsal alanlardaki çocukların eğitim hakkından yararlanabilmesi için; “okul, öğretmen, beslenme, barınma, sağlık, ulaşım, materyal, bilinçlendirme” gibi gereklilikleri sağlayamadığı konusunda hemfikir.
• Kentte yaşayan, ancak ailesinin maddi geliri yetersiz çocukların eğitim hakkından yararlanması için gerekli olanakların sunulmadığını düşünenlerin oranı yüzde 81.
• Öğrencinin, ailesinin inançları nedeniyle ayrımcılık görmesinin engellenemediği yüzde 85’lik kesimce belirtiliyor.
• Eğitimciler, “çalışan, madde bağımlılığı olan, sokakta yaşayan, ihmal ve istismara maruz kalan” risk altındaki çocukların okula erişimini sağlayacak bir strateji bulunmadığı noktasında, yüzde 81 ile birleşiyor.
‘Öğrenmeyi öğretmiyor’
Eğitim sisteminin öğrencilerin gereksinimlerini karşılamadığını düşünen eğitim çalışanları, öğretmen programlarının içeriği, kullanılan materyaller ve çalışma yöntemlerinin “güncel olmadığını” ifade ediyor. Eğitimcilerin yüzde 65’i “Sistem, topluma yararlı olmaları için gerekli şeyleri öğrencilere öğretemiyor” diyor.
• Yüzde 85’e göre, MEB’in eğitimin kalitesini ölçmek için kullandığı standart ölçüler üzerinde eğitimcilerin uzlaşısı bulunmuyor.
• Yüzde 83, MEB’in; eğitim sisteminin çıktılarının ekonomik ve sosyal alanlardaki etkilerini sistematik olarak izleyip değerlendirmediğini düşünüyor.
• Bugünkü eğitim sisteminin ortaya koyduğu sonuçların, ekonomik ve toplumsal alanda kabul görmediği yüzde 84’lük dilim tarafından savunuluyor.
• “MEB, dünyadaki ve ülkemizdeki pedagojik kuram ve uygulamalardaki son gelişmeleri zamanında saptayıp, öğretmenlerin yararına sunabiliyor mu” sorusuna verilen yanıtların yüzde 90’ını, “hayır” oluşturuyor.
• Bugünkü eğitim sisteminin öğrencilerin temel gereksinimlerini karşılamadığını düşünenlerin oranı yüzde 79.
• Yüzde 79, öğretmen programlarının içeriği, kullanılan materyaller ve çalışma yöntemlerinin dünyadaki son gelişmeler dikkate alındığında, “güncel olmadığını” ifade ediyor.
• Yüzde 65, “Eğitim sistemi, topluma yararlı olmaları için gerekli olan şeyleri öğrencilere öğretemiyor” diyor.
• Eğitim sistemi için yapılan çalışmalarda, MEB’in bugün benimsediği anlayışa katılmadığını belirtenler yüzde 83’ü buluyor.
• Yüzde 83, eğitim sistemindeki uygulamaların sonuçlarına göre bakanlığın yeniden yapılandırma çalışmasında bulunmadığını belirtiyor.
• Yüzde 76’lık kesim tarafından, 3 kez Seviye Belirleme Sınavı (SBS) düzenlenmesine dayanan Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nin, “öğrenci merkezli, yapılandırmacı ve öğrenmeyi öğretmeye odaklı olmadığı” düşünülüyor.