Faili meçhul davası kaçırıldı
Faili meçhul davası, Şırnak Valiliği'nin mahkemeye gönderdiği "güvenliği sağlayamayız" yazısı üzerine Ankara'ya gönderildi.
Mahmut Oral/CumhuriyetŞırnak’ın Silopi ilçesinde 14 Haziran 1993’te 6 köylünün jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra öldürülmesine ilişkin Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’nde dönemin 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Mete Sayar ve 5 asker hakkında “birden fazla kimseyi öldürmek” suçlamasıyla dava açılmıştı. Şırnak Valiliği mahkemeye gönderdiği yazıda, provokatif amaçlı toplumsal olaylar olabileceğini ileri sürerek davanın başka bir kentte görülmesini savunmuştu. Buna karşın Şırnak Cumhuriyet Savcılığı ise “Şırnak’ta bir güvenlik sorunu yoktur, davanın nakledilmesine gerek yoktur” yönünde görüş bildirdi. Davanın ilk duruşması dün Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkeme Başkanı Şaban Güven, Adalet Bakanlığı’nın “kamu güvenliği gerekçesiyle” davanın Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdiğini açıkladı.
Adil yargılamaya müdahale
Adliye çıkışında açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, “Adalet Bakanlığı suç işlemiştir. Şırnak şehir merkezinde hiçbir güvenlik sorunu olmamasına rağmen bu dava özellikle nakledilmiştir. Bu davada görevi suiistimal suçu işlenmiştir. Bu karar adil yargılama hakkına çok açık bir müdahaledir. Buradaki mağdurlar 20 yıldır adalet bekliyorlardı. Yargıdaki bazı iyi niyetli çabalara rağmen bakanlık bu davayı bloke etmiştir. Ama bizim mağdurlara hukuki destek ve adalet mücadelemiz devam edecektir. Bu karara itiraz edeceğiz, gerekli bütün itiraz yollarını kullanacağız. Ama aynı zamanda bu ağır suçun faillerinin karşısına Ankara Adliyesi’nde de dikileceğiz unutmasınlar bunu. Adalet Bakanlığı, yargılama yapmak isteyen mahkemenin yetkisini gasp etmiştir” dedi.
Mahkemeleri de kapatsınlar o zaman
Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi de “Yapılan tüm işlemlerin hem hukuka hem de kanuna aykırı olduğunu düşünüyoruz. Sanıkların gelmeyeceği bir davada güvenlik sağlanamıyorsa bu durumda bakanlığın bölgedeki mahkemeleri kapatması gerekiyor. Mete Sayar’ı burada sağlıklı bir şekilde anlayamıyorlarsa vatandaşı nasıl yargılayacaksın. Onca insanı katleden bir şahsı düşünmek yerine bence mağdur aileleri düşünmek daha yerinde olurdu” diye konuştu.
Birçok dava taşındı
Kamu görevlilerinin yargılandığı davalar “güvenlik” gerekçe gösterilerek adeta sürgün ediliyor. Gazi Mahallesi’nde 17 kişinin öldüğü katliamın davası Trabzon’a nakledilirken, Metin Göktepe’nin ölümüne ilişkin dava da önce Aydın’a, sonra Afyon’a, ardından da ikinci kez Afyon’a gitti. Kızıltepe’de 2004’te Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz’ın polisler tarafından öldürülmesine ilişkin dava Mardin’den Eskişehir’e gönderildi. Muğla’da 2010’da üniversite öğrencisi Şerzan Kurt’un 1 polis tarafından öldürülmesine ilişkin dava da Eskişehir’e gönderilirken, Gezi Direnişi’nde polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından düvülen Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne ilişkin davanın ise başka kente alınması isteniyor. Mardin’de 1993’te 13 köylünün öldürülmesiyle ilgili Tuğgeneral Musa Çitil’in yargılandığı dava da geçen aylarda güvenlik gerekçesiyle Mardin’den Çorum’a nakledilmişti.