Fahrettin Altun’un şikâyetini değerlendiren KVKK, basın özgürlüğü için önemli tespitler yaptı

Cumhuriyet’in yaptığı haberin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini isteyen KVKK kamu yararına dikkat çekerek “Basın özgürlüğünün kişilik hakları karşısında daha ağır basacağı söylenmelidir” dedi.

Zehra Özdilek

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, Cumhuriyet gazetesinde çıkan haberleri şikâyet ettiği Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) basın özgürlüğü dersi verdi. KVKK, “söz konusu bilgilerin haber değeri taşıdığı ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği”ni vurguladı.

Fahrettin Altun, gazetemiz kent ve çevre muhabiri Hazal Ocak’ın “Boğazda kaçak var” ve “Cumhuriyet, Fahrettin Altun ile vakıflar arasında yapılan kira sözleşmesine ulaştı” başlıklı haberleri, “Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na aykırı” olduğu iddiasıyla KVKK’ye şikâyet etti. Altun, şikâyet dilekçesinde, “şeref ve haysiyeti ihlal edici ve gerçeğe aykırı mahiyette yayın yapıldığı” iddiasını dile getirdi. Altun’un şikayetini inceleyen KVKK’nin verdiği kararda, yapılan haberleri basın özgürlüğü kapsamında değerlendirdi. Kararda, “Olayın gerçekleşmesi ile eşzamanlı olarak haberin yapıldığı dikkate alındığından söz konusu bilgilerin güncellik unsuru da taşıdığından somut olayın haber değeri taşıdığı kuşkusuzdur” denildi.

KVKK’nin gerekçeli kararında, haberlerde göz önünde bulundurulması gereken ilk hususun yayında kamu yararı bulunup bulunmadığı olduğu belirtilerek, “Kamu yararının tespitinde haberin kişisel gereksiz merak duygularına mı yoksa yüksek ahlaki ve hukuki değerlerin korunmasınamı hizmet ettiğinin değerlendirilmesi uygun olacaktır. Bu kapsamda şayet ilgili bölgede Boğaziçi Kanunu’na aykırı nitelikte çalışmaların yapılması diğer bir deyişle ilgili kişinin konumu itibarıyla ayrıcalıklı hale getirilerek kanuna aykırı bir uygulamanın gerçekleştirilmesi söz konusu ise kamuoyunun bu konuda basın tarafından bilgilendirilmesinde kamu yararının bulunduğu değerlendirilmesini yapmak yerinde olacaktır” ifadeleri yer aldı.

İlgili kişinin herhangi bir kişi olmadığı, siyasi kişiliği ve kamu görevlisi olarak görev yaptığının ifade edildiği kararda, “Dolayısıyla somut olayda kamuoyu ilgisinin bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda basın özgürlüğünün kişilik hakları karşısında daha ağır basacağı söylenmelidir. Ek olarak vurgulanmak gerekirse bir haber veya yazının kamuoyu bilgilendirme değeri ne kadar yüksekse de kişinin söz konusu haber veya makalenin yayınlanmasına da o kadar boyun eğmesi gerekecektir” denildi.

‘HAKARET YOK’

Kararda, “Olayın gerçekleşmesi ile eşzamanlı olarak haberin yapıldığı dikkate alındığından söz konusu bilgilerin güncellik unsuru da taşıdığından somut olayın haber değeri taşıdığı kuşkusuzdur. O anlamda haberin gerçeklik ve güncellik kriteri açısından haber verme hakkının kişilik hakkına baskın geldiği değerlendirilmektedir” ifadeleri kullanıldı. Kararın devamında şu ifadelere yer verildi: “Konusu arazinin kamuya açık ihale süreci ile kiralandığı ve kiralayan kişinin konumu dikkate alındığında kiralama bedeli ve benzeri bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasında kamu bilgi ve yararı bulunduğu değerlendirilmekle birlikte haberin veriliş biçiminde dil, ifade ve vurgu yönünden de hakaret aşağılama ve benzeri bir durumun söz konusu olmadığından amaç araç ile öz ve biçim arasındaki dengenin gözetildiği değerlendirilmiştir. İlgili kişinin özel hayatının gizliliği ve kişilik haklarını ihlal edici nitelikte içerik barındırmadığı dolayısıyla kanunun 28 maddesi kapsamında ifade özgürlüğünün bir yansıması olan basın özgürlüğü çerçevesinde işlendiği, bu çerçevede şikâyetin kanun hükümlerinin uygulama alanı dışında kaldığı sonucuna varıldığından, veri sorumlusu gazete hakkında kanun kapsamında yapılacak bir işlem bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” 

14 YILA KADAR HAPİS İSTENİYOR

Cumhuriyet, Altun’un Vakıflar’dan kiraladığı araziye izinsiz olarak yaptığı pergole ve şömenin İBB tarafından yıkıldığını ortaya çıkarmıştı. Altun’un araziyi aylık 258 liraya kiraladığını da ortaya koyan haberlerimizin ardından, haberleri yapan kent ve çevre muhabirimiz Hazal Ocak, fotomuhabirimiz Vedat Arık, yazıişleri müdürlerimiz Olcay Büyüktaş ve İpek Özbey hakkında dava açılmıştı. Davanın son duruşmasında arkadaşlarımız hakkında 4 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası istenmişti.