Fabrikalar gitti, şimdi de TÜRKŞEKER’e ait arsalar da elden çıkarılıyor: Ne varsa satıyorlar

Devlete ait şeker fabrikalarından 10’unu satan iktidar, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş’ye (TÜRKŞEKER) ait taşınmazları da aynı şekilde satmaya devam ediyor. Son olarak en küçüğü bin 696, en büyüğü de 5 bin 812 metrekare büyüklüğündeki 4 taşınmaz ile üzerindeki yapıların satışı onaylandı.

Mustafa Çakır

İktidar, 2018 yılında tüm tepkilere karşın TÜRKŞEKER’e ait 25 şeker fabrikasından 14’ü için ihaleye çıkmış, 10’u (Alpullu, Afyon, Bor, Çorum, Elbistan, Erzincan-Erzurum, Kırşehir, Mus, Turhal) özel sektöre devredilmişti. TÜRKŞEKER’in elinde halen 15 şeker fabrikası bulunuyor. Fabrikaların yanı sıra TÜRKŞEKER’e ait taşınmazların satışı da devam ediyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın dün yayımlanan kararları ile TÜRKŞEKER’e ait çeşitli taşınmazların satışı onaylandı. Buna göre, Afyonkarahisar Sinanpaşa’daki 5 bin 693,75 metrekare büyüklüğündeki taşınmaz ile bu taşınmaz üzerindeki yapılar 3.1 milyon TL’ye en yüksek teklifi veren Mustafa Akdeniz’e satıldı. Niğde Merkez’deki bin 696,07 metrekare büyüklüğündeki taşınmaz ile üzerindeki yapıların 2 milyon 30 bin TL’ye en yüksek teklifi veren Yusuf Dalar’a satışı onaylandı. Tokat Turhal’daki 2 bin 626,42 metrekare büyüklüğündeki taşınmazın 1.6 milyon TL’ye Enes Hamamcı’ya satışı gerçekleştirildi. TÜRKŞEKER’e ait Tokat Turhal’daki 5 bin 812,80 metrekare büyüklüğündeki taşınmaz da 2.9 milyon TL’ye en yüksek teklifi veren Yusuf Caner Somuncu’ya satıldı. 

İKTİDARIN GEREKÇESİ

İktidar 2021 Bütçe Gerekçesi’nde TÜRKŞEKER’e ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ne amaçlandığını şöyle savunuyor:  “Tarımsal ve endüstriyel faliyetlerin devamlılığının sağlanması, pancar çifçisine istikrarlı ve uygun getiriler sağlanması, etkili ve sürdürülebilir bir şeker endüstrisinin geliştirilerek, rasyonelleştirilip iyileştirilmesi, şeker sektöründe kendi kendine yeterlilik, rekabetçi maliyetler ile üretici ve tüketici fiyatlarının normelleşmesinin sağlanması, sektörde birbirine yakın ölçeklerde üretici sayısının artırılarak rekabet ve verimlilğin gelişmesi, sektörün AB ve dünya rekabetine hazırlanması.”