Evlilik çocuklara büyük geliyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 16- 17 yaşında evlenen kız çocuklarının sayısı 2016’da 27 bin 637 oldu. Bu oranın toplam evlenmeler içerisindeki oranı ise yüzde 4.6. Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği buna karşı "Küçük Yaşta Evlilik Büyük Geliyor" projesi başlattı.

Zehra Özdilek

 “Küçük Yaşta Evlilik Büyük Geliyor” adlı bir proje başlatan Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği’nden (USKİAD) Selen Doğan “TÜİK verileri çok güvenilir değil. Çocuk evliliklerinden bahsederken rakamlarla konuşmanın zamanı geçti. Ülkemizde bunun ne denli yaygın ve derin bir sorun olduğunu artık hepimiz biliyoruz” dedi. Dernek olarak çocuk evliliklerine karşı 7 bölgede çalışma yürüttüklerini anlatan Doğan, “Ülkenin bir ucundan diğerine neredeyse bütün illerde çalışmalar yaptık. Geçen ay başlattığımız proje, çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi için yapılmış örnek projelere, iyi uygulamalara odaklanıyor ve yerel, ulusal, uluslararası işbirliklerini geliştirmeyi hedefliyor” dedi.

İnsan ticareti

“Küçük Yaşta Evlilik Büyük Geliyor” projesi kapsamında düzenlenen ilk toplantıya 37 kamu kurumu, sivil toplum örgütü ve üniversitelerin çeşitli bölemlerinden 53 uzman katıldı. Toplantıda dile getirilen görüşler şöyle:

-Kadın Dayanışma Vakfı avukatı Figen Demir Çıra: Çocuk evliliği deyince hâkimler olayı sadece cinsel istismar olarak ele alıyor. Ama bu evliliklere insan ticareti dediğimizde kişi haklarından yoksun kalıyor. Çocuk evlilik insan ticareti olarak ele alınsa bu doğrultuda karar verilecek ama tespiti yapan yine devlet olduğu için yapılamıyor.

 -Kadınlara Hukuki Destek Merkezi adına Özge Yücel: Evlendirme konusunda müftülüklere verilen yetkilerin ne sakıncası olduğu toplumda sıkça soruluyor. Evlilik kişinin rızasına bağlı olmalıyken din gücü kullanılarak bir çocuğun evliliğe ikna edilmesi daha kolay bir hal almış olacak. Hukuken evlenmeye rıza gösterilmesi için din kullanılıyor.

Din onaylamaz

Diyanet İşleri’nden Aybala Tuba Yurtlu: Dini doğru bilen çevrede çocuk evlilikleri gibi bir durum yok. Dinin böyle bir şeyi tasvip etmesi mümkün değil.

Kalkınma Atölyesi Kooperatifi’nden Sinem Bayraktar: Kadın göçmenlerle ilgili çalışırken kadınların sadece eş ve anne olarak ‘görünebildiklerini’ bir kez daha gördük. Kız çocuklar da bu görevlere hazırlanarak büyütülüyor. Kız çocuk, annenin işçisi. Kuma da annenin işçisi. Türkiyeli veya Suriyeli fark etmiyor. Ortalama 15 metrekarelik çadırlarda tüm aile bir arada yaşıyor. Tek tip beslenme, erken evlilik, okul terki, düşük okuryazarlık, sağlık kontrolü olmaması, bütün bunlar kadınların da kadınları ‘yok’ saymasına neden oluyor.

Erkekler de mağdur

Van Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi’nden Gülmay Gümüşhan: Çocuk evlilikleriyle ilgili hikâyemiz bir köy okulundan bizi arayan bir öğretmenle başladı. Çocukların evlendirilmek için okuldan alındığını söylediler. Seminer vermeye gittik ve baktık ki okulun erkek çocukları pankart açıyor ‘Sadece kızlar değil bizler de mağduruz, lütfen köylerimize gelin’ diye. Uçan Süpürge Derneği’nden uzmanlık desteği aldık. 97 köyde çalıştık. Çocuk yaşta evlendirmeler, akraba evlilikleri gibi pek çok sorun karşımıza çıktı. 50 yaş ve üstü kişilerin tutumunu değiştiremeyeceğimizi anlayınca gençlere ve çocuklara yöneldik. Muhtar ve imamları hedefledik. Bu çalışmalar ilerledikçe esnaf da bize destek olmaya başladı.