Evlenemeyen bir evlenen bin pişman!
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı, büyüğümüz, yöneticimiz ve manevi liderimiz olarak kimin ne yiyip içeceğinden kimin kaç çocuk sahibi olacağına kadar karar vericidir.
Yazgülü AldoğanEn az üç çocuk projesinin sahibi olarak son görüş bildirdiği konu, evlilik yaşının hayli ilerlemiş olmasınaydı. Gençler bir türlü evlenmiyor diye tasalanan Erdoğan, nüfusu büyütmek için Suriye’nin yarısını ülkeye kattı ve onlar kadın başına beş çocukla tavşan gibi ürüyor ama yine de tatmin olmadı, bizimkilerin de evlenmesini ve doğurmasını istiyor.
Oysa iş istemekle bitmiyor. Gençlerin geç evlilik yapmasının iki temel nedeni var: biri ekonomik. Üniversite mezunu genç nüfusta işsizlik yüzde 25’i buldu. İşi ve okulu olmayan genç sayısı 5 milyonun üzerinde. İşi olan iki bin liraya asgari ücrete talim ediyor. Nasıl geçinecek iki kişi bu parayla? İşi ve parası yoksa da nasıl evlenecek? Geç evliliklerin ikinci nedeni ise kültürel. Toplumun yapısı değişti, artık herkes şehirde yaşıyor. Şehirli gençlerin evlenme yaşı da her zaman ilerideydi.
Şehirli gençler arkadaşlık edebiliyor, deneyim yaşıyor ve ne kızlar ne erkekler, evlilik kurumunu eskisi kadar çekici bulmuyor! Evlenemeyen bir pişmansa evlenen bin pişman. Evlilik demek, aile içi şiddet demek, evlilik demek kavga gürültü, kadının iki misli çalışması, erkeğin hayatı paylaşmaması, baba baskısının yerini koca baskısının alması, kıskançlık ve ihanet kavgaları demek. Evliliklerin çoğu da 7 yıl sonra boşanmayla bitiyor ve parçalanmış ailelerin yükünü ortada kalan ve anne baba arasında gidip gelen çocuklar çekiyor. Evlenmeden önce iyi düşünün. Evlenmek, kına gecesi, düğün, gelinlik, çeyiz, takı, bir günlük eğlence demek değil. Evlilik, sorumluluk, fedakârlık, paylaşım, sevgi, saygı ve dostluk demek; varsa evlenin, yoksa vınlayın!