Evini aç pişirdiğini paylaş arkadaş edin

Foodsurfing kullanıcılarının birbirlerine evlerini açtığı, pişirdiği yemeği paylaştığı, sonrasında ise dostluk kurduğu bir platform. Bir gezginin ya da bir öğrencinin karnını doyurmak da cabası.

Sinem Dönmez

Foodsurfing’e gezginlerin kalacak yer bulmak için kullandıkları couchsurfing sisteminin yemek için kullanılan versiyonu diyebiliriz. Yalnız yemenin sıkıcılığından kurtulmanın yanına iyilik yapmak ekleniyor, ortaya foodsurfing çıkıyor. Yiyecek bir şeyleri, pişirdiğini paylaşmak, bunu yaparken de yeni bir arkadaş çevresi edinmek amacıyla Dinçer İşgel ve Şahan Gül tarafından kurulmuş. Onlar da birbirleriyle bir yemek davetinde tanışan iki arkadaş. Şimdilik facebook sayfasından yürüyor işler,  1500 kadar üyeleri var.

Dinçer’in Tarlabaşı’ndaki evinde buluşuyoruz. İçeride çoğunu Dolapdere’deki bitpazarından, bir kısmını sokaklardan aldıkları ev eşyaları var. Yakın bir arkadaşları sokakta buldukları bir bazayı rafa dönüştürmüş. Belli ki bir tür komün hayatı yaşanıyor arkadaş çevresinde. 

Şahan, cevher hazırlama mühendisliği öğrencisi, Dinçer ise radyo-TV-sinema bölümünü bitirmiş. Şehir Tiyatroları’nda çalışıyor bir yandan. Facebook’a biz oradayken Dinçer yazıyor: “Beyoğlu’nda karnı aç olan varsa gelebilir. Menümüzde köfte, pilav ve salata var.” Altına 10-15 dakika sonra bir yorum geliyor. Pelin Esmer: “Ben gelebilirim, adresi alabilir miyim?” 

İşler bu şekilde yürüyor. Siz evinizi açabileceğinizi söylüyorsunuz, civarda olan biri, karnı açsa kapınızı çalıyor. Pelin yaklaşık yarım saat sonra geliyor. Dinçer biz gelmeden köfteyi yoğurmuş, Şahan pilavın demini alması için peçete kapatıyor tencereye, bir yandan salata yapılmış. Pelin’le birlikte masayı hazırlıyoruz, sonra hep birlikte sofraya oturuyoruz.

 

DIŞARIDA YEMEK ÇOK PAHALI

Dinçer de Şahan da kendilerini gezgin olarak tanımlıyor. Foodsurfing olayı da zaten yaklaşık bir yıl önce bu şekilde çıkmış ortaya. “Biz zaten sürekli geziyoruz, ya Türkiye’de ya yurtdışında. Bizi bir araya getiren bir facebook grubumuz vardı. Mat, çanta gibi araçları ödünç alıp verdiğimiz bir platform olarak kullanıyorduk. Ben bir gün ‘Karnı aç olan varsa bana gelebilir’ yazdım. Yoldayken az bütçeyle çıkıyorsun, otostop çekiyorsun, arabasına bindiğimiz kişiler hep yemek ısmarlıyor. Böyle bir sistem ne güzel olurdu diye düşündüm.” Dinçer bu mesajı gruba yazdıktan sonra, Şahan Gül’le birlikte beş-altı kişi gelmiş yemeğe. Şahan “Bunu daha fazla yayabilir miyiz, herkesin birbiriyle yardımlaşabileceği bir şeye dönüştürebilir miyiz diye düşündük ve böylece Foodsurfing facebook grubunu kurduk. Her geçen gün de büyüyor. Birisi yalnız yemek yiyeceğine gruba yazıyor, hem yeni arkadaşlıklar kuruluyor hem de birine yemek yedirmiş oluyor. Dışarıda yemek çok pahalı. Ben mutfağımı da açarım diyor, malzemeyi alıp gidiyorlar, sonrasında da iletişimde olmaya devam ediyorlar.”

 

EN ÇOK ÖĞRENCİLER SAHİPLENDİ

Foodsurfing’i en çok öğrenciler, özellikle de Erasmus’lu öğrenciler sahiplenmiş. Eskişehir ve Antalya’da da epey yaygın. İşler şöyle yürüyor: Gruptan biri birini ağırlıyor, bir diğeri başkasını, arada bir tür referans ağı kuruluyor ve hiç tanımadığınız birinin evine gitmiş gibi hissetmiyorsunuz. 

Güven. İşte bu kısım önemli. Aramıza yeni katılan Pelin alıyor sözü. “Hepimiz biliyoruz 'Böbreklerimi çalacaklar, içeceğime ilaç atacaklar' şüphelerini. Bir de sadece kadın olduğun için yazanlar var. Ben Fransa’da yaşadım bir süre, hiç böyle hissetmemiştim ama bir noktadan sonra profilini inceleyerek bir fikir sahibi olabiliyorsunuz. Ben bu tür güven sorunlarını bizim neslimizde çözüleceğini düşünüyorum.” 

Şahan “Ben de Dinçer’e önce bir çekinceyle geldim, Tarlabaşı’nda ev diye şüphelenmedim değil” diye ekliyor Pelin’in söylediklerine. Çok farklı, içine kapanık, konuşmayan insanlara pek denk gelmemişler bu zamana kadar. Daha çok uzun zamandır görüşmediğiniz eski bir arkadaşınızla bir aradaymış gibi hissettiklerini söylüyorlar birine yemeğe gidince. 

Şahan, Foodsurfing’in aynı zamanda nostaljik bir yanı olduğunu düşünüyor: “Kâr amacı gütmüyoruz, buradan para kazanmak gibi bir düşüncemiz yok. Dostluk olsun, önemli olan o. Bugün gençler birbirine misafirliğe gitmiyor. Bunların nostaljik de bir yanı var. Elim boş gitmeyeyim demeyi akıl ediyorlar. Yemek yapıp arkadaşları davet etme düşüncesini bizim neslin de aklına getirmiş olabilmekten dolayı mutluyuz.” Dinçer’in köfteleri, Şahan’ın pilavı leziz, normalde bulaşık yıkamaya da kalmamız gerekiyordu tabii, biz toplantıya yetişmek için özür dileyip kaçıyoruz.