Ev işleri kadınların çalışmasına en büyük engel
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Ümit Efendioğlu, ''iş gücüne dahil olmayan kadınların yüzde 60'ı iş gücüne dahil olmama nedeni olarak ev işleriyle meşgul olmayı göstermektedir'' dedi.
cumhuriyet.com.trUluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Ümit Efendioğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye'de iş gücüne katılım oranlarının düşük olduğunu, bunun da kadının işgücüne katılma oranının çok düşük olmasından kaynaklandığını ifade etti.
Erkeklerde iş gücüne katılım oranının bazı sektörlerde yüzde 80'leri bulduğunu ancak kadınlarda bu oranın yüzde 30'lar civarında kaldığını vurgulayan Efendioğlu, iş piyasasının kadın dostu bir yapıya sahip olması, kadın istihdamını teşvik eden programların ve yasaların yürürlükte olmaması veya varsa bile yeterli düzeyde uygulanmamasının kadın istihdamının önünde engel olduğunu dile getirdi.
Kadın istihdamının eğitim ve mesleki olanakların iyileştirilmesiyle arttırılması gerektiğine işaret eden Efendioğlu, ''Kreş, hasta ve yaşlı bakım hizmetleri ve özellikle gece vardiyasında çalışan kadınlar için uygun servis imkanlarının olmaması, doğum izinlerinin kadın ve erkek çalışanlar için güvence altına alınmaması kadın istihdamının artmasını engelliyor'' ifadesini kullandı.
'Kadınlar iş yaşamıyla aile yaşamını bir arada yürütemiyor'
Efendioğlu, kadınları eve hapseden ve kadınları sadece annelik vasıflarıyla tanımlayan ataerkil toplum yapısı ve muhafazakar kültürel önyargıların kadınların çalışma hayatına dahil olması konusunda ciddi engeller oluşturduğunu belirterek, özellikle tekstil sektöründe çalışan kadınların önemli bir kısmının evlendikten sonra işten ayrıldığını veya en iyi ihtimalle doğum yapıncaya kadar çalıştığını vurguladı.
Efendioğlu, şöyle devam etti: ''Evlilikle artan ailevi sorumluluklar ve ev yükünün sadece kadınların omzunda olması nedeniyle kadınlar iş yaşamıyla aile yaşamını bir arada yürütemiyor ve iş piyasasından çekiliyorlar. Öte yandan kadınların ev dışında çalışmasına yönelik güçlü ön yargılar da bu süreci daha da derinleştirmektedir. iş gücüne dahil olmayan kadınların yüzde 60'ı iş gücüne dahil olmama nedeni olarak ev işleriyle meşgul olmayı göstermektedir.''
'Kayıt dışı çalışan kadınlar, emeklilik haklarından sessizce feragat ediyor'
Kadınların en çok istihdam edildiği sektörlerin tekstil, konfeksiyon, ev hizmetleri ve gıda gibi sektörler olduğuna dikkati çeken Efendioğlu, şunları söyledi: ''Kasım 2012 TÜİK verilerine göre istihdam edilen kadınların yüzde 38'i tarımda çalışırken yüzde 47'si de hizmetler sektöründe çalışıyor. Tarımda çalışan kadınların yüzde 90'u ne yazık ki sosyal güvenceden yoksun ve ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. İstihdam edilen kadınların yüzde 62'si lise altı eğitim düzeyinde ve okur-yazar değil. Bu nedenle kadınlar daha çok niteliksiz işlerde istihdam ediliyor. Niteliksiz işler ise çok büyük oranda kayıt dışı sektörde yer alıyor.''
Kadınların eşlerinden dolayı sağlık güvencesinden de yararlanabildiği için güvencesiz çalışmanın kimi zaman bir sorun olarak da görülmeyebildiğini vurgulayan Efendioğlu, kayıt dışı çalışan kadınların emeklilik haklarından sessizce feragat ettiklerini, bu sürecin kadını daha çok erkeğe bağımlı hale getirdiğini söyledi.
Efendioğlu, çalışma saatlerinin uzun, çalışma koşullarının çok zor ve ücretlerin kimi zaman asgari ücretten bile düşük olduğu kimi sektörlerde, kadın ve erkeklerin bir işte çalışmak yerine sosyal yardımlarla neredeyse aldıkları maaşa denk gelen sosyal yardımları almayı tercih ettiklerini bildirdi.
'Ebeveyn izni için işverenler teşvik edilmeli'
Ebeveyn izninin, çalışan anne ve babaların yeni doğan çocuklarına bakabilmeleri için sağlanan izin olanağı olduğunu ifade eden Efendioğlu, şunları kaydetti: ''İşverenlerin de ebeveyn izninin uygulanması konusunda teşvik edilmesi ve bu tür izin hakları nedeniyle daha az kadın istihdam etmeye meyletmelerinin teşvik mekanizmaları ile önlenmesi şart. Kimi işverenler, doğum izinleri bir maliyet unsuru olarak görüyor ve maliyetten kaçınmak için erkek istihdamını tercih ediyor. Ebeveyn izninin olumsuz sonuçlar doğurmaması için işverenleri teşvik edecek kimi mekanizmaların geliştirilmesi ve yaptırımların uygulanması önemli. Aksi takdirde işveren, kadın istihdam etmekten imtina edecektir.''
Kadın istihdamını artırma konusunda esnek istihdam modellerinin (kısmi zamanlı çalışma, evden çalışma, çağrı üzerine çalışma, iş paylaşımı gibi) ön plana çıkartıldığı anlatan Efendioğlu, esnek çalışma kapsamında uygulanan kısmi süreli çalışmanın esas olarak ''dişil bir istihdam'' biçimi olduğunu söyledi.
Rakamlarla Türkiye ve dünyada kadın istihdamı
ILO'nun ''Kadınlar için Küresel İstihdam Eğilimleri'' raporuna göre kadın istihdamıyla ilgili temel küresel verilerle TÜİK Kasım 2012 verileri şöyle:
-Kadın işsizliği, dünyada yüzde 6,4 ve gelişmiş ekonomilerle AB ülkelerinde yüzde 8,3 iken bu rakam Türkiye'de yüzde 11,6. Bu oran, tarım dışı işsizlikte yüzde 17,3'e çıkıyor.
-Genç kadın işsizliği, dünyada yüzde 13 ve gelişmiş ekonomilerle AB ülkelerinde yüzde 16,2 iken Türkiye'de yüzde 21,7. Bu oran tarım dışı işsizlikte yüzde 27,9.
-Dünyada yüzde 47,8 ve gelişmiş ekonomiler ile AB ülkelerinde yüzde 48,4 olan kadın istihdam oranı Türkiye'de ise yüzde 26,7.
-Dünyada yüzde 35,2 ve gelişmiş ekonomilerle AB ülkelerinde yüzde 37,9 olan genç kadın istihdamı, Türkiye'de yüzde 20,9.
-Kadınların iş gücüne katılımı, dünyada yüzde 51,1 ve gelişmiş ekonomiler ve AB ülkelerinde yüzde 52,8 iken Türkiye'de yüzde 30,2.
-Kadınların sektörlere göre istihdamına bakıldığında, dünyada kadınların yüzde 47,4'ü hizmetlerde, yüzde 36,4'ü tarımda ve yüzde 16,2'si sanayide çalışıyor. Gelişmiş ekonomiler ve AB ülkelerinde ise kadınların yüzde 86,4'ü hizmetlerde, yüzde 3'ü tarımda ve yüzde 10,2'si sanayide istihdam ediliyor. Türkiye'de ise kadınların yüzde 47'si hizmetlerde, yüzde 38'ı tarımda, yüzde 14,32'si sanayide ve yüzde 0,83'ü inşaat sektöründe çalışıyor.