"Et fiyatlarını artıran politika hataları"
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın araştırmasında, et ithalatının çözüm olmadığı belirtilerek, daha büyük bir krizin yaşanmaması için piyasanın düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekildi.
cumhuriyet.com.trTEPAV Ekonomi Politikaları Analisti Sarp Kalkan ile Araştırmacı Hüseyin Ekrem Cünedioğlu tarafından hazırlanan "Et fiyatlarındaki artışa nasıl bakılmalı?" başlıklı politika notu yayımlandı. Et fiyatlarının, yem ve süt fiyatlarıyla birlikte incelenmesi gerektiği belirtilen notta, Türkiye'de yem fiyatı ile süt fiyatı arasındaki dengenin kırmızı et arzında belirleyici olduğuna dikkat çekildi.
Belirli bir gelir akımını istikrarlı hale getirmeye çalışan çiftçinin, süt üretimi ile et üretimi arasında tercih yaptığı kaydedilen nota, şöyle devam edildi:
"Bir kilo süt ile alınabilecek yem miktarı azaldıkça, süt üretimi karlılığını yitirmektedir. Bu durum, süt üretimini engellemekte, besicileri kesime ve et üretimine yönlendirmektedir. Benzeri bir şekilde, yem fiyatlarının göreli olarak düştüğü dönemlerde et üretiminin gerilediği, süt üretiminin arttığı gözlenmektedir. Örneğin, yem fiyatının yüzde 19, süt fiyatının ise yüzde 11 arttığı 2004 yılında süt üretimindeki artış yüzde 1'de kalmıştır. Kırmızı et üretimi ise yüzde 22 artmıştır. Yem fiyatlarının düştüğü 2005 yılında ise kırmızı et üretimi azalmış, süt üretiminde artış gözlenmiştir."
Girdi maliyetindeki artışa rağmen süt fiyatlarındaki artış sınırlı kaldı
2009'un ikinci yarısında başlayan fiyat hareketinde de bu mekanizmanın etkili olduğu ifade edilen notta, "2006'da yaşanan kuraklığın etkisiyle 2007 yılında yem fiyatları yüzde 22 artmıştır. Ancak, girdi maliyetindeki bu artışa rağmen süt fiyatlarındaki artış oldukça sınırlı (yüzde 9) kalmıştır. Bu nedenle süt üretimi karlılığını yitirmiş ve kesilen et miktarı yüzde 31 artmıştır. 2008 ve 2009'da ise üretilen kırmızı et miktarı 2008'de yüzde 16, 2009'da ise yüzde 14 düşmüştür" denildi.
Piyasa düzenlenmeli
Bu gelişmeler sonucu 2009'un ikinci yarısından itibaren arz sıkıntısına bağlı olarak fiyat artışlarının olduğuna dikkat çekilen notta, hayvancılığın daha büyük bir kriz yaşamaması için piyasanın düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Notta, et ithalatına izin verilerek fiyatların dizginlenmeye çalışılmasının kısa vadeli bir çözüm olduğu ve politika belirsizliğinin devam ettiğini gösterdiği açıklandı.
Notta, bu tür kararlar alınırken kırmızı et, süt, yem ve hatta beyaz et sektörlerindeki dinamiklerin ve fiyatlama mekanizmalarının gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekilerek, şöyle denildi:
"Yem fiyatları artarken et ve süt fiyatlarının sabit kaldığı veya düştüğü bir ortamda hayvan sayılarının giderek azalabileceği, bunun da et ve süt piyasalarında dışa bağımlılığı artırabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, Et ve Balık Kurumu (EBK) ithalat yetkisini kullanırken sadece et fiyatlarının nasıl düşürüleceğini değil, hayvancılık piyasasının geleceğinin nasıl olması gerektiğini de göz önünde bulundurmalıdır. Hayvancılık politikasının tüm piyasaları düzenleyecek, fiyatlama aksaklıklarının oluşması durumunda dengeleme mekanizmalarını da içerecek şekilde hazırlanması son derece önemlidir."