Estetik tutkusu "meme okulu" açtırdı

Mesleğinde uzman bir estetik cerrah olan Reha Yavuzer, yurtdışından gelen doktorlara, hiç bir ücret almadan meme estetiği dersleri veriyor. Neden mi? Yanıtı basit; “Bilgi alışverişi”. Üstelik Meme Okulu Türk plastik cerrahisinin, uluslararası bilinirliğini arttırmak için de önemli bir araç.

Nermin Geyik/ Cumhuriyet

Göğsü büyük ve dik gösteren destekli sutyenler bile kadınların "meme estetiğine" duyduğu ilgiyi azaltmadı. Bunun sebebini Türkiye'nin en iyi plastik cerrahlarından biri olan Profesör Doktor Reha Yavuzer “İçindeki kusuru gören kadının özgüveni azalıyor” diyerek anlatıyor. Kadınların bu estetik tutkusu, Reha Yavuzer'e bir "Meme Okulu" açtırdı. Yanlış okumadınız. Reha Yavuzer, yurtdışından gelen uzman hekimlere, meme kanserinin tedavisi ve memenin yeniden yapılmasıyla ilgili eğitim vermek için "meme okulu" açtı.

-İç çamaşırları da göğsü bir-iki beden büyütüyor, buna rağmen kadınların meme estetiğine ilgisi azalmadı. Neden?

Suytenle dışarıya düzgün bir görüntü verilebilir ama kadın kendi içindeki kusuru gördüğü için bu kadarı yeterli olmuyor. Bu anlamda meme estetiği, hastanın hem yaşam kalitesini hem de kendine özgüvenini arttırıyor. Bu arada meme estetiğine sadece kadınlar ilgi duymuyor.

-Meme estetiği yaptırmak isteyen erkek hastalarınız da mı var?

Erkeklerde, kilo alıp vermeye ya da horomal sebeplere bağlı meme büyüklüğü var. Bu sebeple onlar da “küçültme” operasyonlarına yöneliyorlar.

-Meme estetiği vücudun bir bölgesinden yağ dokusu alınarak yapılıyor. Bu hastalar için zor bir yöntem, daha kolay bir yolu yok mu?

Meme ameliyatlarını iki gruba ayırabiliriz. İlki, var olan bir organ üzerinde çalıştığımız meme büyütme, dikleştirme ve meme küçültme ameliyatları. Bu operasyonlar nispeten daha kolay. İkincisindeyse memeyi tamamen alıdığımız ameliyatlar. Yeterli meme dokusu olmadan çalıştığımız için mecburen vücudun başka bölgelerinden doku alıyoruz. Bunun daha kolay bir yöntemi yok.

-Peki gelelim “Meme Okulu”na. Böyle bir eğitim vermek nereden aklınıza geldi?

Katıldığımız yurtdışı kongrelerinde böyle bir talep geldiğini gördük. Zaten Meme okulunda asıl amaç; Türk plastik cerrahisini uluslararası düzeye taşıyarak, bu konuda ülkelerarası işbirliğini geliştirmek. Adının okul olması sizi yanıltmasın, burada öğrenci-hoca ilişkisinden ziyade uluslararası tecrübe alışverişi yapılıyor.

-En çok hangi ülkelerden talep var ve size nasıl ulaşıyorlar?

Çoğunlukla Uzak Doğu ülkelerinden Singapur, Çin, Filipinler, Malezya, Tayland. Avrupa'dan Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkelerden de talep oldukça fazla. İletişimi ise yurtdışındaki kongrelerde tanıştığımız meslektaşlarımız sayesinde sağlıyoruz. Ayrıca günümüzde internet ortamıyla herkes birbirine ulaşabiliyor. Artık dünyada her plastik cerrahi kongresinde, mutlaka Türk konuşmacı var. 2017 Dünya Plastik Cerrahi Kongresi Türkiye'de ilk kez yapılacak.

- Eğitimlerinizin içeriğini anlatır mısınız?

Her ülkenin meme estetiğiyle ilgili beklentileri farklı. Anatomik ve kültürel yapılardaki farklılıkları göz önünde bulundurarak, yabancı doktorları kendi kültürleriyle uyumlu gruplara sokmaya çalışıyoruz. İki, üç ayda bir on uzman plastik cerraha, meme kanserinin tedavisi ve memenin yeniden yapılmasıyla ilgili eğitim veriyoruz. Ardından hastalarımızı yurtdışından gelen bu hekimlerle muayene ediyoruz. Durumlarını değerlendiriyoruz ve ameliyat planını ortaya çıkartıyoruz.

- Meme Okuluna gelen doktorlardan bir ücret almıyorsunuz, sizin kazancınız nedir bu durumda? İlerleyen zamanlarda resmileştirmek gibi bir düşünceniz var mı?

Benim kazancım; bilgi alışverişi. Gelen uzman plastik cerrah, bilgi aldığı gibi bilgi de bırakıyor. Bu tarz bilimsel aktivitelerin sürekliliği de bilgi ve becerimizi arttırıyor. Yaptığımız iş, ticaret amaçlı olmadığı için daha resmi bir hale gelmez. Talep çok artarsa, eğitimi veren doktor ve merkez sayısını çoğaltırız.