Esra Alkan'dan 'Kalk Gidelim Ahlat'

Esra Alkan beş kitaplık “Kalk Gidelim” dizisinde, çocukların ilgisini belgesel çalışmalara çekerek geleceğin belgeselcilerine ilk nefesi üflüyor.

Mavisel Yener

Kalk Gidelim Ahlat
 
Çocuklara keşif heyecanı verecek gezi kitapları yazan Esra Alkan “Seyahat etmek, öykülerin içinde yaşamaktır” diyor. O, pek çok ülkeyi görmüş bir gezgin. Anadolu gezileri yaparken TRT için “Kalk Gidelim” adlı seyahat kültürü izlencesini hazırlamış. Elli iki bölüm süren izlencenin ardından belgeselin kitaplarını çocuklar için yazma fikri doğmuş. “Kalk Gidelim” dizisinin masa başından değil sahadan yazılmış olması değerli. İlk kitap: “Kalk Gidelim Düzce”. Ardından, Mardin, Sinop ve Rize gelmiş. Dizinin beşinci kitabı, Ahlat’a davet ediyor okurunu.
 
ARI VIZIR’IN REHBERLİĞİ

Kalk Gidelim Rize’de kitap, bir çay yaprağının dilinden anlatılıyordu. Bu çay yaprağı insanları duyabiliyor, üzülüyor, seviniyor, oyun oynuyordu. Kalk Gidelim Ahlat adlı yapıt Arı Vızır’ın dilinden anlatılıyor.

Van Gölü’nü kuzey batısında bir ilçe olan Ahlat’ın coğrafi özellikleri, tarihi ve arkeolojik değerleri, yemekleri, ünlü taş ustaları kurguda yerini alıyor. Selçuklu döneminden kalan, Türkiye tarihi açısından önemli değere sahip mezar taşlarının, yine Selçuklular dönemine ait, lahit mezar özelliği taşıyan kümbet mezarların fotoğraflarının yanı sıra, bastonculuk, harik (bir çeşit ayakkabı) işçiliği yapan ustaların çalışmaları da görsel olarak aktarılıyor. Sayfaların fotoğraflarla desteklenmesi kitaba zenginlik katıyor.

Esra Alkan, gezi kitaplarının çok yönlü anlatım olanaklarından yararlanıyor. Ahlat’ı anlatırken gözlemlerini eğlenceli bir kurguya yerleştiriyor. Arının yolculuğuna eşlik ederken Ahlat’ın dününden bugününe yelken açıyoruz. Kentin insanlarını, bu insanların yaşayış biçimlerini, yarattıkları kültürel eserleri de öğreniyoruz.

Kitapta türkülerin diline de kulak veriyoruz. “Bitlis’te beş minare” türküsünün ilginç hikâyesini okuyan çocuklar başka türkülerin de böyle hikâyeleri olduğunun farkına varacak.
 
AHLAT’IN YÜREĞİNDE

Arı Vızır çok meraklı. Aklı fikri insanlarda, onların yaptıklarında. İnsan arkadaşının hayatını öğrenmek için can atıyor. Kararını veriyor, büyük bir risk alarak onunla birlikte Ahlat’a kanat çırpıyor. Aslında kalıpları hiç sevmiyor, yenilikçi bir arı o! Arkadaşının onun söylediklerini duymamasından yakınıyor. Çünkü insanlara anlatmak ve sormak istediği öyle çok şey var ki.

Ahlat’ın yüreğinde gezinirken arılarla ilgili çok şey öğreniyoruz kitaptan. Örneğin, arıların dakikada 11 bin 400 kez kanat çırptığını, bir çıkışta yüz çiçeği ziyaret edebildiklerini, üç yüz altmış derece etraflarını görebildiklerini, en iyi algılayabildikleri rengin mavi olduğunu, görme sistemlerinin insanınkinden on kat üstün olduğunu, duygularını ifade etmek için kendi etraflarında döndüklerini belki de ilk kez okuyacaksınız. “İnsanlar acılarını bazen sözlerle, bazen sadece ağlayarak, bazen de sanki donmuş gibi kaskatı durarak belli ediyorlar. Biz arılar kendi etrafımızda döneriz. Ağlamak, ağıt yakmak, yani duyguları etmek çok iyi. Donup kalmak kötü bence. Hareket etmek lazım. İnanın bir zaman sonra hafifliyor acınız ve başka şeylere dalıyorsunuz” (s. 24).
 
DOĞANIN İLİĞİ

Arı Vızır, “Doğanın iliğini bozmak” sözünü kraliçe arıdan duymuş. Kraliçe arı demiş ki “Bu topraklar hem insan, hem ağaçlar için iyidir. Toprak tükenmediği sürece ayakta kalabiliriz. Biz arılar için nasıl çiçekler gerekiyorsa, insanların sağlığı için de dönümlerce bitki örtüsü gerekir. Doğayla ilişki kuramayan insanlar çoğalıyor. Doğanın iliğini bozuyorlar. Çok dikkatli olmalılar” (s. 49). Esra Alkan, Ahlat’la ilgili birikimlerini anlatırken okurlarıyla satır arasında dertleşiyor da… Kalk Gidelim Ahlat, insanların yaktığı ormanlar, kuruttuğu akarsular, kimyasallarla zehirlediği toprak, gen yapısıyla oynanan tohumlar, kirletilen hava ve pek çok çevre sorunu hakkında sözü olan bir kitap.
Kitabı roman türünde değerlendirenler haklı bir tepki olarak didaktik bulacaklardır. Ancak bir kez daha vurgulayalım; kurgu içine yerleştirilmiş olsa da “Kalk Gidelim” dizisi, minik kâşifler için hazırlanmış bir gezi kitabı.

Ahlat kitabını diğerlerinden ayıran önemli bir öğe, bu kitapta felsefe esintileri görmemiz. “Bütün canlılarda bilinçaltı, inandıklarımızı kabul eder ve oluşturur. Aşırı çabaya, endişeye, korkuya hiç gerek yok. Ben bunları size söylerken aslında kendime cesaret veriyorum” (s. 18). Arı Vızır’ın, bu örnekteki gibi kimi zaman bir bilge kimliğinde konuştuğuna tanık olurken aslında felsefe denizinin kıyısında minik bir tur atıyor okur.
Ahlat’ın cevizi, cevizli baklavanın tadı, çorti aşı, inci kefali, Van Gölü, Nemrut Dağı, Sütey Yaylası,  derken bir de bakmışsınız çoktan düşlere dalmışsınız. Ahlat’ı görmeden önce düşleyin, sonra da kalkın gidelim!
 
Kalk Gidelim Ahlat / Esra Alkan / Kapak: Semih Poroy / Varlık Yayınları / 72 s. / 2016 / 10+