Eşkişehir Reysaş İşçileri Direnişi
Anlaşılmaz sözcüklerin altında gizli olan... TÜVTÜRK, TÜV-SÜD, Polçak,Çakmaklı, Reysaş vb...vb… Konunun yabancısı olan biri için anlaşılmaz sözcükler…
Ataol BehramoğluFotoğraflar: Vedat Arık
Yazarımız Ataol Behramoğlu şiir okuyor...
Eskişehir’in bir yanı Bozdağla sınırlı, bir yanı uzayıp giden Muttalip Ovasında, Eskişehir-Ankara yolunun bir kıyıcığındaki bir küçük prefabrik barakada, bu satırlar yazılmaktayken direnişlerinin yaklaşık birinci ayı dolmakta olan Taşıt Muayene İstasyonu işçilerini ziyaret edip onların sorunlarını öğrenmemiş olsam bu sözcüklerin benim için de bir anlamı olmazdı… Fakat şimdi bu sözcüklerin altında gizlenmiş ne kadar çok insan dramı olduğunu görüyor, biliyor, bilmediklerimi de tahmin edebiliyorum… Şimdi bu bilgileri paylaşmak istiyorum sizlerle…
Araç Muayene İstasyonlarının Öyküsü
Direnişçilerle Tanışma
Arada bir güneş açsa da kar serpiştirmeye başlayan 12 Aralık Çarşamba sabahı Cumhuriyet ekibiyle Eskişehir’e doğru yol alırken bildiklerim, internet üzerinden edindiğim bilgilerle sınırlıydı… Almanyaya işçi olarak giden Türkler için Almanların söylediği, biz işçi bekliyorduk insan geldi diye bir söz vardır… Barakanın önünde gelişimizi bekleyen direnişteki işçiler, giysilerinin üzerindeki kırmızı önlükleri içinde, sonradan yaş ortalamalarının otuz olduğunu öğrendiğim on on beş kadar pırıl pırıl genç adamdı.
<haber-dikey:1180093,1179895,1180729>
Öğrendiğim bir başka şey, her birinin en az yüksek okul mezunu olduğu, bu işe girmek için ayrıca altmış gün eğitim ve ardından da Ulaştırma Bakanlığından yetki almaları gerektiğiydi. Bunlar bu gerekleri yerine getirmiş uzmanlar, teknisyen işçilerdi. Direnişçileri destek için orada bulunan Nakliyat İş Anadolu Şube Başkanı, yine otuzlu yaşlarındaki Ali Özçelik başta olmak üzere, bu çocuklar eğitim düzeylerinin yanı sıra, şiire, edebiyata, okumaya ilgileriyle de beni şaşırttılar. Yanımda getirmeyi ihmal ettiğim için telefonla rica ettiğim Eskişehir’deki arkadaşlarımın kitapçılarda bulup getirdikleri birkaç kitabımı, bir küçük teneke sobanın yandığı barakada imzalarken yüzlerindeki sevinç ışıltıları görülecek şeydi… İçimden gelerek okuduğum şiir ise dostluğumuzu, dayanışma duygumuzu perçinledi…
İşten Çıkarılma Gerekçesi
Eskişehir Reysaş işçilerinin işten çıkarılma gerekçesi, Gebze Flormar işçilerinin işten çıkarılma gerekçesinin aynısı: 4857 sayılı İş Kanunun 25. Maddesinde belirtilen nedenler. Neymiş bunlar? Özetle söyleyecek olursak, sağlıkla ilgili bazı nedenlerin yanı sıra, disiplinsizlik, çalışma ahlâkına aykırı davranışlar vb… İş sözleşmesinin bu maddesinin 2. bendinin başlığı olan “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri”nden birine uymadığı gerekçesiyle işinden çıkarılan işçiye işverenin tazminat ödeme yükümlülüğü de ortadan kalkıyor. Yasada, işverenin iddiasını kanıtlama zorunluluğuna ilişkin bir madde göremedim. Buna karşılık işçi, işten çıkarılmasının gerekçesi olarak gösterilen nedenlerin asılsızlığını kanıtlamak için yargıya başvurma hakkına sahip! Yani işveren kanıtlama zorunluluğu olmadan sizi ahlâksızlıkla suçlayarak işinize son veriyor. Size ise ahlâk dışı bir davranışınız olmadığını kanıtlamak için yargıya başvurma hakkı verilmiş… Daha ne istiyorsunuz?! Söz konusu yasanın bu vb.maddeleri kaldırılmadığı ya da değiştirilmediği sürece, hukuktan değil köle ve efendisi ilişkisinden söz edilebilir. Flormar, Reysaş vb. işçilerinin işten çıkarılma nedenleri ise çok açık: Sendika üyesi olma yönünde çaba harcayan işçileri tasfiye etmek, buna yeltenecek olanların da gözünü korkutmak… Reysaş Eskişehir istasyonlarının sahibi Durmuş Döven, bana videosu gösterilip dinletilen 18 Kasım tarihli bir konuşmasında “aylarca uğraştım sendikayı iptal ettirmek için” derken inanılmaz bir pervasızlık ve pişkinlikle bu gerçeği dile getiriyor.
Başkaca Öğrendiklerim ve İşverene Birkaç Söz