Erzincan oyunu çöktü

İsmailağa cemaati soruşturmasını "silahlı örgüt" olduğu gerekçesiyle Erzincan Savcılığı'ndan"alan" Erzurum Özel Yetkili Savcılığı, "Bu cemaat silahlı değil" diyen İlhan Cihaner'in görüşüyle örtüşen mütalaa verdi. Savcılık, ayrıca hiçbir delil olmadığı gerekçesiyle tüm sanıkların beraatını istedi.

cumhuriyet.com.tr

İki savcılığın İsmailağa cemaatinin silahlı mı silahsız mı olduğutartışmasıyla hükümet, polis, asker, MİT ve yargıyı karşı karşıya getiren cemaat davasında, özel yetkili savcının sürpriz mütalaası, kurumlar arasında iki yıldır süren kavgayı boşa çıkardı. Savcılığın esas hakkındaki görüşünde, İsmailağa cemaatinin cebir ve şiddet kullanarak, anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs ettiği yönünde hiçbir delil olmadığı gerekçesiyle tüm sanıkların beraatını istedi.

Hükümetten yakınlık gören İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmayla, Türkiyede kurumların karşı karşıya geldiği dava dosyasındaki ilginç görüşe giden süreç şöyle yaşandı:

Çiçek’in merakı

Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, 2 Kasım 2007de İsmailağa cemaatinin okulöncesi çocuklara eğitim verdiği ihbarı üzerine harekete geçti. Yapılan çalışma sonucunda, İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile Ahmet Mahmut Ünlü (Cüppeli Ahmet Hoca) ve İstanbul Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaşın da aralarında bulunduğu 235 şüpheliye yönelik operasyon hazırlığı başladı. Erzincandaki ilk gözaltıların ardından Ankaranın olayı öğrenmesi üzerine Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, kendi deyimiyle Cihaneri arayarak yalnızca merak üzerinebilgi aldı.

Bu sırada, Erzurum Özel Yetkili Savcılığı, kendisine gelencemaatin silahlı olduğu, cebir ve şiddet kullandığıiddiasını taşıyan imzasız bir ihbar üzerine devreye girerek silahlı örgütleri soruşturma yetkisinin kendinde olduğu gerekçesiyle Erzincandan cemaat dosyanın tamamını istedi.

Erzincan Başsavcılığı ise cemaatin silah ve şiddete başvurmadığı bu nedenle yetkinin kendisindeolduğu gerekçesiyle isteme karşı çıktı. Buna karşın Cihanerin başlattığı soruşturmaya cemaatin silahlı örgüt olduğu, bu nedenle özel yetkili savcılığın görev alanına girdiğiiddiasıyla Mart 2009da Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal tarafından el kondu.

Şanal, Erzincanda 235 şüpheli bulunan dosyayla ilgili olarak Erzurumda 16 kişi hakkında Anayasal düzeni kaldırmaya teşebbüs ve kanuna aykırı eğitim kurumu açmasuçlarından dava açtı. 22 Haziran 2009da hazırladığı iddianamede Şanal “... İsmailağa cemaatiolarak bilinen bu yapının eylem ve yöntemlerinde esas amacın Türkiye Cumhuriyetinin anayasal düzenine karşı kalkışma olduğu... değerlendirmesini yaptı.

Bu dava, Cihanerin yargılamasını da yapan Eruzurum 2 Nolu Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Davada, verilen süre sonunda Erzurum Özel Yetkili Savcısı Ender Karadeniz, esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu.

Savcının mütalaasında, Cihaner ile Şanal arasında aylarca süren örgüt silahlı/silahsıztartışmasına ilişkin şu değerlendirme dikkat çekti: Sanıkların cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs ettiklerine dair yapılan yargılama neticesinde cezalandırılmalarına yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden sanıkların sabit olmayan atılı suç yönünden ayrı ayrı beraatlarına... Mütalaada, 11 sanık hakkında hem Erzincan hem de Erzurumda faaliyet gösteren Medine ve Vuslat Vakıfları adı altında açılmış olan kurslarda yasaya aykırı olaraköğrenci eğitimi yaptıklarıgerekçesiyle 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istendi. Duruşma 18 Ocak 2011 tarihine ertelendi.

Cihaner 4 ay tutuklu kaldı

Erzincan Adliyesi basılarak, Cihanerin gözaltına alınmasının ardından HSYK tarafından Osman Şanal ile birlikte 4 savcının özel yetkileri kaldırılmış, Ender Karadeniz de özel savcı olarak yetkilendirilmişti. Cihaner, yaklaşık 4 ay tutukluluktan sonra Erzincan Başsavcısı olarak görevini sürdürmüştü. Ancak yeni HSYKnin ilk kararnamesiyle geçen ay Adanaya düz savcı olarak atanmıştı.

Cihaner bu olaylar üzerine, Şu karşılaştırma yapılırsa her şey daha iyi anlaşılır. Erzuruma soruşturmayı bağlayan unsur ya silah ya da şiddet kullanılacak. Ben baştan beri diyorum ki, bu cemaat silahlı değil, şiddet kullanmıyor, bunların da delili yok’. Daha az ceza gerektiren TCYnin 220. maddesi (6 yıla kadar hapis) ile yargılanmalılar. Erzurum Başsavcılığı ise tam tersi... Anayasal düzeni zorla değiştirmeye çalıştıkları savında. Bu suçun cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis. Zaten bu nokta da çelişkilerini ortaya koyuyordeğerlendirmesini yapmıştı.